Kobani ve Suruç'ta hak ihlali raporu
Abone olIŞİD'in Kobani'ye yönelik saldırılarının ardından Türkiye'ye gelen sivillerin yaşam koşullarını, hak ihlali ve boşaltılan köylerden IŞİD elemanlarının geçiş yaptığı iddialarını, İnsan Hakları Derneği (İHD) yerinde inceledi.
İHD MYK Üyesi Aydın Erdoğan, İHD Şanlıurfa Şube Başkanı
Atilla Yazar ve İHD Şanlıurfa Şube YK Üyesi Nalan Durdu’dan oluşan
heyet, gözlemlerini bir rapor haline getirerek, kamuoyunun
dikkatine sundu.
İHD heyeti tarafından Suruç Merkez, Mürşitpınar Sınır Kapısı,
Yumurtalık (Boyli) sınır geçişi, Akmenek Köyü izlenimlerini de
içeren rapor özetle şöyle:
1- Kobanê’de yaralananların hastaneye naklinde Mürşitpınar
Sınır Kapısında yaşanan sorunlar:
KAYMAKAM: SORUN ÇATIŞMALARDAN
KAYNAKLI
Yaptığımız ziyarette, yaralıların hastaneye ulaştırılmasında
yaşanan sorunlar üzerinde öncelikle durulmasının uygun olacağı
düşünülmüştür. Görüşülen kaymakam, yaralıların getirilmesinde bir
geciktirme olmadığı, son günlerdeki gecikmenin Mürşitpınar sınır
kapısının çatışmaların kapıya yakın yerlerde cereyan etmesi,
IŞİD’in kapıyı ele geçirmek için saldırılarını yoğunlaştırması
sebebiyle güvenli olmamasından
kaynaklandığını, güvenlik sorunu yaşandığı için
ambulansların kapıya gidemediğini, personelin gitmek istemediğini
ifade etmiştir. Gönüllü olarak bazı kimselerin yaralıları taşımak
istediğini ama buna izin veremeyeceklerini eklemiştir.
SAĞLIK PERSONELİ: BİZE İZİN
VERİLMİYOR
Hastanede çalışan gönüllü hekimler ve hemşirelerle de
görüşülmüştür.
Dr. M. Ç., belediyelerin donanımlı, hekim ve diğer sağlık personeli
bulunan ambulansları Suruç’a gönderdiklerini, ancak bu
ambulansların yaralıları taşımalarına izin verilmediğini,
kendilerinin ısrarcı olduğunu, bazen izin verildiğini ancak çoğu
kez kendilerine izin verilmediğini, 112 acil Servisin gerekli
hizmeti vereceğinin söylendiğini belirtmiştir.
Kapıda ambulans ekibinin can güvenliği riski sebebiyle
gönderilmediği beyanı hatırlatıldığında, Dr. Ç. sınır bölgesinin
riskli olduğunun herkesçe bilindiğini, 112 çalışanlarının ve
gönüllü çalışanların, bu riskin farkında olduğunu
anlatmıştır.
BEKLETMEDEN DOLAYI 7 KİŞİ
ÖLDÜ
Bekletmeler sebebiyle, yaşamını yitiren yaralılar olup olmadığı
sorumuza, Dr. M.Y., 4 yaralının bekletme sonucu kan kaybından
yaşamını yitirdiğini ifade etmiştir. İlave olarak, ateşli silah
yaralanmasına bağlı olarak, ani ölüm meydana gelmemişse, genç yaşta
cephede yaralanan ve kapıya kadar getirilebilen hastaların,
zamanında müdahale edilmesi halinde kurtarılma ihtimalinin yüksek
olduğu ifade etmiştir.
Gönüllü Hekimler, 112 çalışanı sağlık personeli, Hastane hekim ve
sağlık çalışanlarıyla, hekimlik etik ilkeleri, yasal kurallara
uygun, uyumlu bir çalışma yürüttüklerini ifade etmişlerdir. Sağlık
çalışanlarının bu onurlu tutumunu ifade etmeyi kendilerine karşı
yerine getirilmesi gerekli bir görev sayıyoruz.
Sonuç itibarıyla, yaralıların zamanında hekim yardımı almalarının,
protesto eylemleri sebebiyle geciktirildiği, personelin savaş
ortamında ambulans hizmeti vermesinin riskinin bilindiği, ancak
başta gönüllüler olmak üzere, hekimlerin ve yardımcı personelin bu
riskleri bilerek hizmet vermek istediklerini, ancak hizmeti
zamanında ve verebilmelerinin engellendiği sonucuna
ulaşılmıştır.
Yaralıların hekim yardımı almalarının geciktirilmesi sebebiyle 4
yaralının yaşamanı yitirmesine sebebiyet verilmesinin, ihmal
yoluyla ölüme sebebiyet verme suçu oluşturduğu; bu durumun aynı
zamanda zor durumdaki insanlara yardım yükümlülüğü getiren
uluslararası hukuk kurâllarının ihlalini oluşturduğu
anlaşılmaktadır.
10 Ekim 2014 günü, sınır bölgesindeki gözlemlerimizden sonra,
yaralı nakli konusunda düzelme olup olmadığının saptanması için
Suruç devlet hastanesi yeniden ziyaret edilmiştir.
Gönüllü Hekim, Dr. S. ve Hemşire Ş.’nin verdiği, isimleri alınmayan
diğer sağlık personelinin de teyit ettiği üzere, 9-10 Ekim 1014
gecesi, saat 23.00-10.00 saatleri arasında yaralıların alınmasına
izin verilmemiştir.
Bu süre içerisinde bekleyen 3 yaralı yaşamını yitirmiştir. Böylece,
yaralı naklinin zamanında yapılmaması sebebiyle yaşamının
yitirenlerin sayısı 7 olmuştur.
11 Ekim 2014 ve 12 Ekim 2014 günleri yaralı nakillerinde gecikme
yaşanmadığı bilgisi alınmıştır. Bu durumun İHD, TİHV, TTB, SES ve
diğer ilgililerin girişimleri sonucu sağlandığı
anlaşılmaktadır.
2-Sığınmacıların tutulması :
Suruç Murşitpınar Sınır Kapısından giriş yapan 274 sığınmacı
gözaltında.
5 - 6 Ekim 2014 gecesi, IŞİD’in Kobanê kenar mahallerine
saldırmasıyla başlayan şehir savaşı sırasında, Murşitpınar sınır
kapısına gelen 2000 Kobanê’li Kürt’ten, 344 kişi, ayrılarak Suruç
Fen Lisesinde alıkonmuştur. Bunlardan 70 yaşlı kişi serbest
bırakılmıştır.
9 Ekim 2014 günü, heyetimiz, Fen Lisesin gitmiştir. Lise girişinde,
asker kişilerle karşılaşılmıştır. Sığınmacıların neden tutulduğunu
sormamız üzerine, kimlik tespiti yapılıyor, parmak izleri alınıyor,
aranan kişilerden olup olmadığına, asker kişi olup olmadığına
bakılıyor, belirlenecek yere yerleştirilecekler denmiştir.
Görüşülenler, sığınmacılara üç öğün yemek verildiğini ifade
etmişlerdir.
GÖZALTINDAKİ 156 KİŞİ AÇLIK
GREVİNDE
Alınan bilgilere göre, sağlığı elverişli olan 156 kişi açlık
grevindedir. Sığınmacılarla görüşmek istediğimizi söylememiz
üzerine, buna izin veremeyeceklerini söylemişlerdir. Kaymakamdan
izin alırsanız görüştürebiliriz demişlerdir.
Daha sonra Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi ile yapılan görüşmede,
Sığınmacıların arasında asker kişi olup olmadığı araştırılıyor,
asker kişi varsa, Suriye’den gelen asker kişiler için olduğu gibi
ayrı bir kampta tutulmaları düşünülüyor demiştir.
Suç duyurusu üzerine Savcının kaymakamla görüştüğü, bunun üzerine,
adli sürecin başladığı ifade edilmiş, tutulanlar, Fen Lisesinden
Kapalı Spor Salonuna nakledilmişlerdir. Heyetimiz, tutulanlar
nakledilirken Spor Salonu önünde hazır bulunmuştur. Araçlarla
nakledilenlerin arasında çocukların ve kadınların bulunduğu
görülmüştür.
Bundan sonra, avukatların görüşmesine izin verilmiştir. Aileleri
Suruç’da bulunduğu ifade edilen ve isimleri bildirilen kişilerle,
Av. Sevda Çelik Özbingöl ve diğer avukatlar görüşme
yapmıştır.
GÖZALTINDA KADIN VE ÇOCUKLARDA
VAR
Bu görüşmede, jandarma Komutanın söylediğinin aksine, tutulanlar
arasında, kadın ve çocukların bulunduğu ifade edilmiştir. Kadın
sayısının 30, 10 yaşından küçük çocuk sayısının 9 olduğu
belirtilmiştir. Bu arada, tutulanlara, tarafımızdan telefonla
irtibat kurulmuştur. Durumlarının belirsizliği sebebiyle kaygılı
oldukları, aralarından beş kişinin darp edildiği tarafımıza ifade
edilmiştir.
KOŞULLAR KÖTÜ
Avukatlar, tutulma koşullarının kötü olduğunu, su, temizlik,
tuvalet ihtiyaçlarının karşılanamadığını, salonda, kadın, erkek,
çocuk herkesin bir arada insan onuruyla bağdaşmayan koşullarda
tutulduğunu, kişilerin tutulmasının sığınmacı hukukuna uygun
olmadığını, sığınmacıların, bu şekilde tutulmaktansa, Kobanê’ye
dönmek istediklerini söylediklerini ifade etmişlerdir.
Tarafımızdan yaşamları tehlikede olduğu için sığınan 344 kişiden
halen tutulmakta olan 274 kişinin, haklı bir gerekçe olmadan,
tutulma koşullarına uygun olmayan, asgari insani ihtiyaçları
karşılanmadan, bu güne kadar sığınanlardan farklı bir işleme tabi
tutuldukları, böylece sığınanlar arasında, sebebi açıklanmayan bir
ayrım yapıldığı saptanmıştır.
11 Ekim 2014 günü, telefonla kurduğumuz irtibatta açlık grevine
katılan sayısının 200’e çıktığı, iki çocuk anne ve babadan oluşan
bir ailenin serbest bırakıldığını ifade etmişlerdir.
SINIRDAN IŞİD GEÇİŞİ OLUYOR
MU?
3-Sınır bölgesinde 10 Ekim 2014 günü yapılan gözlemler, malvarlığı
ile ilgili sorunlar:
09 Ekim 2014 günü Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi ile yaptığımız
görüşmede, boşaltılan köylerden IŞİD güçlerinin geçiş yapabileceği
kaygısının dile getirildiğini ifade etmemiz üzerine, Kaymakam
cevaben, kendi sorumluluk alanı olan Suruç’tan bunun mümkün
olmadığı, özellikle halkın hassasiyeti sebebiyle bu bölgeyi
kullanamayacaklarını, ancak başka yerler için bir şey
diyemeyeceğini belirtmiştir.
Kaymakam, bu günlerde Suruç’tan Kobanê’ye Murşitpınar Sınır
kapısından, geçişe engel olmadığını ancak talep de gelmediğini
ifade etmiştir. Kendilerinin geçişe engel olmadığını belirtmiştir.
Buradan, Kobanê’ye destek olmaya gidenlere engel olmadıklarını,
“burada öleceklerine gidip orada ölsünler” sözleriyle görüşlerini
ifade etmiştir.
Dayanışma amacıyla sınıra gelenlere karşı aşırı güç kullanıldığı
yakınması hatırlatılmış, sınır bölgesi güvenli değil, o sebeple
dağıtıyoruz, yollarda kimlik kontrolü yapıyorlar buna izin
veremeyiz demiştir.
10 Ekim 2014 günü, Önce Murşitpınar Sınır Kapısının doğu
tarafındaki Devşen köyüne gidilmiştir. Bu yol üzerinde yer yer
Kobanê ile dayanışma için gelen kişilerle
karşılaşılmıştır.
Sınıra paralel köy yolunu takiben batıya Murşitpınar Sınır Kapısına
gidilen yola gidilmiş, birinci kontrol noktasına varılmıştır.
Görevli askerlere İHD heyeti olarak kapıda inceleme yapmak
istediğimizi ifade etmemiz üzerine, ikinci kontrol noktasına
ulaşmamıza izin verilmiştir. Ancak ikinci kontrol noktasında
Kaymakamlıktan izin olmadan kapıya gitmemize izin verilmeyeceği
ifade edilmiştir. Bu sebeple kapıya gidilememiştir.
Sonra, Kapı’nın batı tarafında bulunan Yumurtalık geçiş noktasına
gidilmiş, burada giriş olmadığı, giriş için bekleyen kimsenin de
olmadığı görülmüştür.