'Kobani sorumlusu Öcalan'ın yarım akıllı akrabası'
Abone olYeni Akit yazarı Ersoy Dede, Öcalan'ın serbest bırakılmasına ilişkin konuşmaların gündeme geldiği günlerde 'İmralı iletişi'mine dair kritik bir yazı yazdı.
INTERNETHABER.COM
Yeni Akit yazarı Ersoy Dede, bugünkü yazısında bugünlerde
gündeme gelen 'Öcalan'ın yer değiştirmesi ve yeni bir iletişim
sistemi kurulmasın'na dair söylemlerin yaygınlaşması üzerine,
"Öcalan'ın mesajlarının artık birinci ağızdan açıklanması
gerektiğini" dile getirdi ve flaş bir açıklamaya imza attı.
Dede, Kobani eylemlerinin ve toplumdaki kafa
karışıklığının nedenini 'yanlış iletişim'e bağlayarak, İmralı'dan
gelen mesajların yanlış değerlendirildiği ya da anlaşıldığını ifade
etti.
"Türkiye toplumu, en tarihi açıklamaları, Öcalan’dan değil, okuma
yazması bile olmayan, hangi güce hizmet ettiğini bilmediğimiz, kim
tarafından kullanıldığı tartışmalı aklı yarım bir yakın
akrabasından okuyor. Artık bu durumun sona ermesi lazım." diyen
Dede, 'artık Abdullah Öcalan her ne diyorsa, aracısız
olarak duymak-bilmek istiediğini' dile getirdi.
"NE ZAMAN ÖCALAN'IN KARDEŞİ İMRALI'YA GİTSE BAŞIMIZ BELAYA
GİRİYOR"
Öcalan'ın serbest bırakılmasına dair söylentilere karşılık olarak,
tutukluluk halinin değişmeyeceğinin açıklandığığı geçtiğimiz
günlerde, Akil İnsanlar Heyeti üyelerinden Muhsin Kızılkaya
da, Mehmet Öcalan'la ilgili çarpıcı bir tespitte bulunarak "Ne
zaman İmralı'ya başımız belaya giriyor" demişti. Kızılkaya,
Öcalan'ın kardeşinin, mesajları yanlış aktarabileceği ihtimalinin
altını çizmişti.
İşte Dede'nin o yazısından çarpıcı satırlar:
Biliyorum 30’dan fazla masumun bir kaç gün içinde vahşice katledildiği günlerin hemen arkasından, içinde ‘Öcalan’ ve ‘serbest’ ifadelerinin geçtiği makaleler çok rahatsız edici.. Ancak bazı gerçekleri de görmezden gelemeyiz. Yaşadığımız bu son Kobani Provokasyonu günlerinin sorumlusu mudur Öcalan, yoksa o iç savaş provalarını tek el hareketiyle durduran biri midir?.. Kişisel kanaatimi söyleyeyim. Ben, böylesi büyük bir hareketi durdurabilecek gücü olan kişinin, o hareketi de başlatan kişi olduğuna inanırım.. Ama kime sorsam aksini söylüyor. Öcalan’ın sokakları terörize eden değil, sürece zarar verdiği gerekçesiyle bu şehir terörünü durduran adam olduğunu söylüyor PKK’yı iyi bilenler..Peki bu kafa karışıklığı neden oluyor?..
'Çünkü biz Öcalan'ın ne dediğini bilmiyoruz'
Türkiye toplumu, en tarihi açıklamaları, Öcalan’dan değil,
okuma yazması bile olmayan, hangi güce hizmet ettiğini
bilmediğimiz, kim tarafından kullanıldığı tartışmalı aklı yarım bir
yakın akrabasından okuyor. Artık bu durumun sona ermesi
lazım. Tıpkı diğer mahkûmlar gibi, kontrollü bir şekilde basın
mensuplarının da Öcalan’ın yanına gidip mülakat yapabilmesi, ne
diyorsa doğrudan söyleyebilmesinin önünün açılması lazım. Üstelik
bu yeni bir talep de değil.. Geçen yaz kabul edilen “terörün sona
erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair
kanun”un içeriği buna izin veriyor. Ama ne hikmetse uygulanmıyor bu
kanun. Şimdiler akil adamlar heyetinin 30 kişilik bir bölümü
aralarında bu talebin de olduğu bir dizi şeffaflaşma adımını hayata
geçirmek üzere hareketlenmiş durumda. Kendileri mi gider, biz
gazetecilerin Ada’ya gidişine olanak sağlanması talebini mi
yükseltirler bilemiyorum. Tek bildiğim artık Abdullah Öcalan her ne
diyorsa, aracısız olarak duymak-bilmek istiyorum.
ÖCALAN'IN CEZAEVİ ŞARTLARI...
Gelelim Öcalan’ın cezaevi şartlarına... ‘Öcalan’ın serbest bırakılması’ da dahil olmak üzere her konunun tartışılması lazım gelen bir dönemin içindeyiz. Bir kere bunu artık içselleştirme vakti geldi.. Ancak hiç akıllardan çıkarılmaması gereken başka bir yönü daha var işin.Sadece Tartışabiliriz... 10 binlerce masum sivil insanın, çocuğun, askerin ölümünden sorumlu olduğu gerekçesiyle yargılanıp ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmiş, cezası kesinleşmiş birinden söz ediyoruz. Bugünkü şartlarda değil çıkması, burnunu göstermesine olanak yok. Peki ama çıkamaz mı?.. Demokrasilerde her şey mümkün. CHP ve MHP’nin 10 Ağustos’ta aday gösterdikleri Ekmeleddin İhsanoğlu ne demişti? “TBMM tamam derse, Öcalan’ın serbest kalmasını Cumhurbaşkanı olarak onaylarım” dememiş miydi? (BirGün Gazetesi / 23 Temmuz 2014) Ben serbest bırakılması taraftarı değilim. Yaptıklarının cezasını çekmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, Öcalan’ın günün birinde serbest kalabilme umudu olmaması insan haklarına aykırı bir durum. Bu yoruma katılıyorum. Belki de en azından yeri değiştirilerek, daha normal bir mahkûm gibi İstanbul, Ankara ya da Bursa’da bir cezaevine nakledilerek bir adım atılabilir. Arkasından da Türkiye toplumuyla, arada Mehmet Öcalan olmadan iletişim kurmasının önü açılır. Bunu Öcalan için değil, bu toplumun bir ferdi olarak kendim için istiyorum. Ve tüm bu süreçte Öcalan’ın serbest bırakılması fikri de tartışılmaya devam edebilir. Ki normale dönebilelim..