Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Dün konuştuğum herkes şehirleri alev topuna çeviren eylemlerin
gerçek sebebini sorup durdu. Kısa cümlelerle söylemek gerekirse
olayın özeti şudur:
Türkiye IŞİD'in Kobani'yi istila etme çabaları sonrası sınırda bir
tampon bölge oluşturdu ve buradan gelen Kürt halkını koruma altına
aldı. Ancak PKK ve onun siyasi uzantısı HDP, sınırların tamamen
kaldırılmasını ve PYD militanının elini kolunu sallayarak
Türkiye'ye giriş yapmasını istiyor.
Tek dertleri bu değil. Alenen söyledikleri üç şey var:
1- "Biz Tezkereye hayır diyor ve gelmiyoruz.
Ama Kobani düşüyor. Siz bizim izin vermediğimiz bölgeye gidip bizim
yerimize savaşmazsanız, biz de sizin mallarınızı yakarız!
2- "30 yıl ülkenizi bölmek için çalışan ve bu
sinsi çalışmalarını halen sürdüren PKK'ya silah yardımı yapmazsanız
biz yine mallarınızı yakar, size huzur vermeyiz!"
3- "Bizim bu iki isteğimizi yerine
getirmezseniz, biz buraları yakar yıkarız ama aynı zamanda çözüm
sürecini de sona erdirir yine kan akıtırız!"
Gezi olaylarında şehir iblisleriyle bir olan CHP böyle bir fırsatı
kaçırır mı? O eylemlere uzaktan bakan PKK hazır potaya girmişken
yeni bir ayaklanmanın ve hükümeti düşürmenin şeytani yollarını
arıyor.
Sokaktakilere bakıyorsun...
Dersiniz ki Kobani'ye Türkiye saldırıyor. Birileri Kızılay'ın kan
taşıyan araçlarını, halkın bindiği belediye otübüslerini ve kamu
binaları ateşe veriyor.
IŞİD bu eylemleri görünce Kobani'den gerisin geri kaçacak sanıyor
herhalde!..
Bir diğer kesim Atatürk heykelini ateşe vererek tatmin
oluyor, heykelin kafasını IŞİD'cilere nazire yaparcasına
koparıp onunla top oynuyor. IŞİD'i Atatürk mü kurdu ahmak herif?
Onun heykelinden ne istiyorsun?
Birileri de Burger King'in önünde oturma eylemi yapıyor ki onların
hali evlere şenlik! Mustafa Kemal'in askerleri önde, onlar arkada
oturarak Kobani'yi kurtarıyorlar. Onlara 3 boyutlu Kobani maketi
verin onu bile koruyamayacak kadar sefil bir görüntüleri var.
Polis, "Gözaltına alınanlar Kobani'ye
gönderilecek" diye anons yapsa, topluca kaybolacaklar
inanın bana.
Komik hallerini tavuk görse 6 ay yumurtadan kesilir, o derece yani!
Polis su sıkıyor diye çil yavrusu gibi kaçıyorlar ama, başkalarının
çocuklarını orada kurşun yemeye göndermeye çalışıyorlar.
"Kobani düşüyor, neden ses çıkarmıyor, neden birşeyler
yazmıyorsun? Seni takipten vazgeçiyorum çünkü, sen insanlağını
kaybetmişsin" diyerek küfür ve hakaretler eşliğinde bize
sataşanlar oluyor.
Dikkat buyurun!
Kobani'yi savunması gereken bölge lideri Salih Müslim kaçmış.
Barzani'nin peşmergeleri kaçmış. PKK'lı ve PYD'li militanlar
kaçmış.
İyi de...
Bana seslenmeden önce "Bak çözüm sürecini bitiririz
ha" diyerek ikide bir Türkiye'yi tehdit eden PKK'nın lider
kadrosuna seslensene akıllı!
Türkiye haftalardır YPG lideri Salih Müslim'e, "Sen bir
yandan benim desteğimi istiyorsun ama diğer yandan benim en büyük
düşmanım Beşar Esad ile işbirliği yapıp bölgede 250 bin
Suriyeli'nin ölmesine aracılık ediyorsun. Ben sana nasıl güvenip o
ateşin içine gireyim? Yarın orada sırtımdan vurulmayacağımın
garantisini ver!" diyor.
Sen insan olup önce oradaki katliamı durdursana?..
Şurada yıllardır kan kusuyoruz. Renk, ırk, dil ve din ayrımı
yapmadan, yerküre üzerinde kime zulüm yapılıyorsa biz onun acısını
yüreğimizde en derinden hissediyoruz. Arakan'da, Somali'de, Doğu
Türkistan'da, Mısır'da, Suriye'de, Filistin'de, Irak'ta ve bugün
Kobani'de zulüm altında yaşamını yitiren her bir fert için
yüreğimizde bir mezar kazıyoruz.
Peki sen?
İlk kez sınırımızda bir Kürt bölgesine saldırı oluyor diye insan
olduğunu hatırladın değil mi? Biz ölen insanlığın yasını tutarken
yanıbaşımızda kikirdeyip duruyordun. Yukarıda ismini saydığım
ülkelerde can verenler için ne yaptın?
Dünyanın süper güç diye anılan tüm ülkeleri "Biz ancak hava
operasyonu yaparız. Askerlerimizi o bataklığın içine
sokmayız" diyerek bölgeyi havadan bombalamakla yetiniyor.
Doğuda eylem yapanlar ise Türkiye'ye, "Onlar girmiyorsa sen
gir" baskısı uygulamaya çalışıyor.
Bunu da devletin kolluk kuvvetleriyle çatışarak yapıyor.
"Madem güvenlik güçleriyle çatışmayı çok iyi biliyorsun.
Kobani sınırın birkaç kilometre ötesinde. Hadi sen git de
görelim" diyorsun, cevabı hazır:
"Devlet sınır kapılarını kapatmış, bizim gidişimize izin
vermiyor. Yoksa gideriz"
Bugüne kadar ülkeye sınır kapılarından girip çıkmışlar sanki.
halbuki abilerine sorsalar, onlar patika yolları hemen
söyleyiverir. Biz birkaç gün önce gidenlerin, nasıl koşarak ve
yalvararak geri geldiğini çok iyi izledik. Gidemezler, çünkü orada
Türk polisi yok, IŞİD var.
Belli ki birileri, ülke sınırlari içindeki vatan hainleriyle bir
olup Kobani'nin intikamını, 150 bin Kürt vatandaşına kucak açan
Türkiye'den almak niyetinde. Sipariş sözlerle konuşanların Kobani
veya bir başka bölge umurunda değil...
Hedef silahların bırakılacağı tarih olarak açıklanan 2015 öncesi
çözüm sürecini baltalayıp yeniden savaş ortamı yaratmak. IŞİD'in
Kobani'ye saldırmasıyla bu zemin oluşmuş görünüyor.
Türkiye'nin bölgeye girmesini isteyenlerin son kozu
Kobani'dir.
Son yıllarda civardaki tüm ülke halkları için son umut, son kale
olan Türkiye'yi karıştırma çabaları tutarsa herşey çok kötü olacak.
Bölgedeki mezhep ve ırk savaşlarının önündeki tek bariyer Türkiye
bu süreçten çok zarar görecek ama, şu bir gerçek ki bu oyuna gelen
Kürtler için sonuç facia olacak.
Tek çare Kürtlerle Türklerin aynı barış sancağı altında
toplanması... Bunu bir an önce gerçekleştirmezsek, yaşanacaklar
için pişmanlık duyma şansımız bile kalmayacak.
NOT: PKK ve HDP şu sıralar ısrarla ve inatla,
"Daiş terör örgütünü Türkiye kurdu" yalanını köpürtüyor. Birileri
bu yalanın önüne geçmezse korkarım ki orta ve uzun vadede bu yalana
herkes inanmaya başlayacak.