'Kobani düşerse Diyarbakır ve Erbil de düşer!'
Abone olIŞİD kuşatmasındaki Kobani Kantonu Eş Başkanı Enver Müslim şehirde hala binlerce sivil olduğunu söylerken Kobani'deki son durumu anlattı.
Kobani’de IŞİD saldırıları devam ederken, kanton
yönetimi uluslararası topluma acil yardım koridoru açılması çağrısı
yapıyor. İMC TV Haber Müdürü Hamza Aktan’ın sorularını yanıtlayan
Kobani Kantonu Eş Başkanı Enver Müslim, Kobanililerin büyük bir
katliamla karşı karşıya olduğunu vurguladı, Türkiye’ye de çağrıda
bulundu. Enver Müslim, AK Parti hükümetinden gelen “YPG ile IŞİD
bizim için aynı” açıklamasına yanıt verirken “Kobani’de sivil
kalmadı” iddiasını da yalanladı.
"DİRENİŞİN BAŞARIYA ULAŞMASI İÇİN DESTEK
ŞART"
- Öncelikle Kobani’de bugün (10 Ekim 2014) itibariyle son
durumun ne olduğunu anlatabilir misiniz?
Özellikle son 4 gündür çatışmalar iyice yoğunlaşmış durumda. IŞİD
kentin içine girmek istediği için saldırılarını da iyice artırdı.
Rakka, Mınbic, Cerablus ve Tel Abyad’dan yeni takviyeler getirerek
konumunu güçlendirmeye çalışıyor ve özellikle kentin doğusundan
saldırılarda bulunuyor. Ancak YPG tarafından da çok büyük direnişle
karşılaşıyor. IŞİD 26 gündür kentin içine giremediği için eğer
buraya ulaşmayı başarırsa büyük bir katliam yapacak. Bu nedenle biz
de şehirdeki binlerce sivil insan için de acil bir yardım
koridorunun açılması çağrısı yaptık. Kobani’ye, YPG’ye, bu
direnişin başarıya ulaşması için destek verilmeli.
"KOBANİ’DE HALA BİNLERCE SİVİL
VAR"
Türkiye’de hükümet yetkilileri “Kobani’de sivil kalmadı,
sadece YPG ve IŞİD var” diye bir iddiada bulunuyorlar. Bu ne kadar
doğru ve şu anda kentte yaklaşık olarak kaç sivil var?
Kentte binlerce sivil var. Şu anda savaş halindeyiz ve kentteki
siviller de evlerinde, kendilerini korumaya aldıkları yerlerde.
İnsanlar çocuklarını, eşlerini, ailelerini dışarıda tutmaktan
çekiniyor. Bu nedenle net olarak “şu sayıda insan var” diyemiyoruz.
Ancak sadece sınır bölgesinde binlerce insan var. Kobani’de sadece
YPG yok, siviller var, hükümet yetkilileri var, STK’lar var. Bu
nedenle de uluslararası toplumun daha duyarlı olması gerekiyor.
BM'YE GÖRE KOBANİ'DE 13 BİN SİVİL
VAR
Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi, “kentte hala 10
ila 13 bin arasında sivil var” diyor. Bu, sizin rakamlarınızla
uyuşuyor mu?
Biz de sınıra yakın bölgelerde binlerce insanın olduğunu
söylüyoruz. Ancak kentin içindeki insanlar için net bir rakam
veremiyoruz, onun da binlerce kişi olduğunu tahmin ediyoruz. Bu
nedenle hem kent içindeki hem de sınır civarındaki insanların
korunması için acil bir uluslararası müdahale gerekiyor. IŞİD büyük
bir darbe yediği ve amacına da ulaşamadığı için bunu başardığında
intikam olarak büyük bir katliam planlıyor.
KORİDORUN AÇILMASI BİNLERCE İNSANI
KURTARACAK
Peki bahsettiğiniz yardım koridoru nasıl
olmalı?
Bizim sivilleri tahliye etmemiz en büyük önceliklerimizden. Ama
bunun yanında YPG için acil silah yardımı gerekiyor. Çünkü IŞİD
ağır silahlarla saldırıyor. Uçaklar vurduğunda etkisiz kalıyor, bir
şey yapamıyor. YPG’de ise hafif silahlar var. Uluslararası toplumun
bu nedenle YPG’ye silah yardımı yapması gerekiyor.
Bu koridorun Mürşitpınar’dan, Türkiye sınırından mı
açılması gerekecek peki?
Evet buradan açılması gerekiyor ve uluslararası güçlerin IŞİD’in bu
noktaya yaklaşmamasına da önem göstermesi gerekiyor. Bu koridorun
açılması somut sonuçlar doğuracak, binlerce insanın da hayatını
kurtaracak.
"IŞİD’İN DAHA FAZLA İLERLEMEMESİ İÇİN
YARDIM İSTİYORUZ"
IŞİD’in Kobani’nin yüzde 40″ına hakimiyet kurduğuna dair
haberler çıktı. Bu ne kadar doğru ve IŞİD kentin ne kadarına
hakim?
İki-üç gün önce de “Kobani düştü” diye haberler vardı. Medya
IŞİD’in bu propaganda savaşına alet oluyor. Biz “kentte IŞİD yok”
demiyoruz ama bu yüzde 40 değil. Bu ancak yüzde 20 civarında
olabilir ama gerisinde YPG’nin hakimiyeti var. Fakat IŞİD’in daha
da ilerlemeye yönelik saldırıları çok fazla. Zaten daha da
ilerlememeleri için müdahale ve yardım istiyoruz.
Son günlerde yaşanan çatışmalardaki ölümlere dair ne
bilgiler verebilirsiniz?
IŞİD’in çok sayıda ölüsü var. Her gün bazen onlarca, bazen yüze
yakın kayıpları oluyor. Çünkü bir taraftan koalisyon uçakları, bir
taraftan YPG vuruyor. Biz zaten savunmadayız, onlar saldırıyor.
Onlar saldırdığı için de kayıpları çok oluyor. Kobani’nin doğusu ve
güneyinde yüzlerce ölüleri var ancak buna rağmen maalesef Kobani’yi
ele geçirmek için civar kentlerdeki insanlara “Kobani’yi düşürdük,
gelin bize katılın, ganimetlerini alın” diye çağrılar yapıyorlar.
Bu nedenle de bunlara hergün destek geliyor, yeni insanlar
katılıyor.
KOALİSYONUN SALDIRILARI ÇOK ETKİLİ, DEVAM
ETMELİ
ABD uçaklarının bombardımanı şimdiye kadar nasıl bir etki
yarattı, yaratıyor?
Uçakların saldırıları çok etkili. Ne kadar devam ederse bizim
karadan, onların havadan vurmasıyla sonuç almamız da kolay olur.
Uçaklar kent içinde ve dışında vuruyor. Biz de devam etmesini
istiyoruz, buradaki insanlarımız da koalisyonun desteğinden memnun.
Ancak yetmez, devam etmesi gerekir.
IŞİD TÜRKİYE’NİN DE BAŞINA BELA
OLACAK
Şimdiye kadar Türkiye sınırından size ulaşmış herhangi bir
askeri yardım var mı?
IŞİD’le savaşımız başladığında Türk hükümetinden bize destek
vermelerini istedik. Ancak maalesef şimdiye kadar böyle bir şey
olmadı. Türkiye, IŞİD’in kendisi için tehdit olduğunu söyledi, bu
nedenle Kobani’ye, YPG’ye destek vermesi gerekir. Çünkü IŞİD sadece
Kürt halkının düşmanı değil, yarın Türkiye’nin de başına bela
olacak, dünyanın başına bela olacak. O zaman da Türkiye’de IŞİD’e
destek veren kişilerden hesap sorulacak ama o hesabın da bir anlamı
kalmayacak. Bu nedenle Türk hükümeti ve halkının ismi IŞİD olan bu
tehlikeye karşı Kobani’ye destek vermesi gerekiyor.
"DÜNYA IŞİD VE YPG’NİN FARKINI İYİ
BİLİYOR"
Türk hükümeti, “Bizim için IŞİD’le YPG’nin farkı yok, ikisi
de terörist örgütler” diyor. Buna yanıtınız ne olacak?
Dünyadaki halklar, uluslararası toplum IŞİD ve YPG’nin ne olduğunu,
farkını iyi biliyor. YPG, bir toplumun savunması için kurulmuş bir
yapı. Kobani’de Kürt, Türkmen, Arap, Ermeni toplumlarını
koruyor. YPG, Suriye’nin her tarafından kaçarak Kobani’ye sığınmış
insanları savunuyor. IŞİD’i ise bütün dünya tanıyor, katliamdan
başka bir şey bilmiyor. Bu nedenle “YPG ve IŞİD aynı” demek büyük
bir haksızlık. Türk hükümetinde bu nedenle bu tür söylemi olanların
bunu yeniden düşünmesi gerekiyor. Kimin IŞİD’e destek verdiği
ortaya çıktığı gibi YPG’nin de halkını koruyan bir oluşum olduğu
iyi anlaşıldı.
"KOBANİ’NİN DÜŞMESİNDEN TÜRKİYE DE SORUMLU
OLUR"
Önceki gün, başta Dışişleri Bakanı John Kerry olmak üzere
ABD’li yetkililer “hava saldırıları Kobani’yi kurtarmaya
yetmeyecek” diye açıklamalar yaptılar. Dediğiniz gibi eğer bir
yardım koridoru açılmaz ve silah yardımı gelmezse Kobani’nin
düşmesi tehlikesi olur mu gerçekten?
Savaşta herşey olur, bunu inkar edemeyiz. Ancak burada gösterilen
direniş, YPG ve YPJ’deki direniş ruhu gerçekten çok büyük. Öyle bir
ruh ki hangi devletin, şehrin üzerine gitse düşürecek bir güce
karşı 26 gündür direniyor. IŞİD de bu direniş karşısında biliyor ki
bu halkın iradesi kazanacak. Buna rağmen Kobani’nin düşmesi
ihtimali var, yok değil. Bu nedenle tüm uluslararası güçlere çağrı
yapıyoruz, tüm demokrat kesimlerin Kobani’ye destek vermesi
gerekiyor. Kobani düşerse Şengal’de olduğu gibi büyük bir katliam
olur ve bunun sorumlusu da uluslararası toplum, Türkiye devleti
olur, destek vermedikleri için. Yine de YPG ve YPJ, IŞİD’in gücünün
kırılması için direniyor. Ne kadar zorlansak da, şehidimiz olsa da
sonuna kadar direneceğiz, IŞİD’i Kobani’den çıkaracağız. Gelecek
uluslararası yardım için de memnuniyet duyarız.
"KOBANİ DÜŞERSE DİYARBAKIR DA ERBİL DE
DÜŞER"
Şimdiye kadar Mesut Barzani veya Peşmerge’den bir yardım
sözü veya destek geldi mi?
Şimdiye kadar gelen herhangi bir şey yok. İnsani yardım geldi, onun
için de teşekkür ederiz ancak bu yeterli değil, askeri yardımın da
gelmesi gerekiyor. Bize söz vermişler, sözlerinin ne zaman yerine
geleceğini bekliyoruz. Kobani halkı Kürdistani bir halk olduğundan,
Kobani çocukları Kürdistan’ın çocukları olduğundan Kürdistan
yetkilileri ve Peşmerge’nin Kobani için sorumluluk hissetmesi,
Kobani’nin düşmemesi için yardım etmesi gerekiyor. Çünkü Kobani
düşerse yarın Hewler (Erbil) de düşer, Amed (Diyarbakır) de,
Mahabad da.