KOAH nedeniyle ölen kadın sayısı erkeklerden daha fazla olmaya başladı!
Abone olGöğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Kürşat Uzun konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Uzun, “2000 yılından bu yana KOAH nedeniyle ölen kadın sayısı erkeklerden daha fazla olmaya başlamıştır” dedi.
Dünyada en fazla ölümlere neden olan 3 hastalıktan biri olan
KOAH hakkında konuşan, Saygı Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun
Bakım Uzmanı Prof.Dr. Kürşat Uzun, “Kronik obstrüktif akciğer
hastalığı (KOAH), akciğerlerde hava akımı tıkanıklığına ve kronik
solunumla ilgili sorunlara neden olan kronik (müzmin) bir hastalık.
KOAH amfizem ve kronik bronşit olmak üzere iki hastalıktan
oluşmakta. KOAH'a sahip milyonlarca kişi nefes almakta zorluk
yaşar. Milyonlarca insan teşhis ve tedavi edilmeden KOAH'tan
muzdarip bir şekilde yaşamaya devam etmekte. Küresel düzeyde, hem
erkeklerde hem de kadınlarda KOAH sıklığının yüzde 10.6 olduğu
tahmin edilmekte ve bu da 480 milyon vakaya karşılık gelmekte. KOAH
dünyada en fazla ölümlere neden olan 3 hastalıktan biri. Bu
ölümlerin yüzde 90'ı düşük ve orta ekonomisi olan ülkelerde meydana
gelmekte. Bu nedenle KOAH hem önlenebilen hemde tedavi edilebilen
önemli bir halk sağlığı problemidir. KOAH, kronik bir hastalık
olduğundan uzun süre devam eden şikayetlerle birlikte erken
ölümlere neden olan hastalıkların başında gelmektedir” dedi.
“KOAH nedeniyle ölen kadın sayısı erkeklerden daha fazla”
Yoğun Bakım Uzmanı Prof.Dr. Kürşat Uzun, “Geçmişte KOAH'ın genellikle bir erkek hastalığı olduğu düşünülürdü, ancak son yıllarda bu durum değişti. Bazı gelişmiş ülkelerde kadınlarda sigara içme oranının artmasından dolayı 2000 yılından bu yana KOAH nedeniyle ölen kadın sayısı erkeklerden daha fazla olmaya başlamıştır. KOAH'ın kadınları erkeklerden farklı etkilemesinin çeşitli nedenleri vardır. Kadınlara erkeklerden daha geç tanı konmaktadır ve tanı konulduğunda hastalık daha ilerlemiş olduğundan tedavi daha az etkili olma eğilimindedir. Kadınlar ayrıca tütün ve iç ortam hava kirliliği (Biomas) gibi diğer zararlı maddelerin etkilerine karşı daha savunmasız görünmektedir. Örneğin, tütün dumanı KOAH'ın ana nedenidir, ancak sigara içen kadınlar, sigara içen erkeklere göre daha genç yaşlarda ve daha düşük sigara içme seviyelerinde KOAH'a yakalanma eğilimindedir.
KOAH'ın en önemli nedeni aktif ve pasif olarak sigara ve tütün ürünlerine maruziyettir. Tütün dumanından sonraki nedenler arasında; hava kirliliği, mesleki olarak toz,duman ve kimyasallara maruziyet, bebeklik döneminde sigara dumanına maruziyet, prematüre doğum, çocukluk döneminde sık geçirilen enfeksiyonlar ve genetik nedenler yer almaktadır. Tüm bu nedenlerin dışında özellikle ülkemizde yemek pişirme ve ısınmada kullanılan (odun, hayvan gübresi, mahsul artıkları) geleneksel yakıtlara (Biomas) maruz kalan kadınlarda KOAH sık gözlenmektedir” dedi.
KOAH hastalığının belirtileri
Prof.Dr. Uzun, “KOAH'lı kişilerde sadece akciğerler hasar görmez ve hastalık ilerledikçe kalp ve iskelet-kas sistemi başta olmak üzere vücuttaki diğer organlarda etkilenmeye başlar. KOAH'ın yaygın belirtileri orta yaştan itibaren ortaya çıkar. KOAH ilerledikçe, insanlar genellikle nefes darlığı nedeniyle normal günlük aktivitelerini yerine getirmekte daha fazla zorlanırlar. KOAH'ın belirtileri arasında balgamlı veya balgamsız öksürük, nefes almada zorluk, hırıltılı solunum ve yorgunluk yer alır. Bu belirtiler KOAH'ın derecesine ve tipine göre kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Mesela amfizem şeklinin ön planda olan bir kişide balgam olmayabilir, nefes darlığı daha belirgin olabilir. Hastalık ilerlediğinde kalp yetmezliği gelişebilir ve bacaklarda şişlik eşlik edebilir. KOAH'lı kişiler, sıklıkla bir enfeksiyon (viral veya bakteriyel) geçirdikten sonra birkaç gün süren krize girerler ve bu durum bazen hastanın hastaneye yatarak tedavi edilmesine neden olur. Sigara ve hava kirliliği KOAH'ın en yaygın nedenleridir. KOAH'lı kişiler diğer sağlık sorunları açısından daha yüksek risk altındadır. Ayrıca sigara içmeye bağlı olarak KOAH'lı kişilerde diğer sağlık sorunlarının gelişme riski de daha yüksektir. Bunlar: grip veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonları, akciğer kanseri, kalp problemleri, kaslarda erime, kemiklerde kırılganlık, depresyon ve anksiyete. KOAH zaman içinde ve özellikle 40'lı yaşlardan sonra kademeli olarak ortaya çıkar. Uzun süre sigara içen ve 40 yaşından sonra öksürük, balgam ve nefes darlığı olan kişilerde KOAH'tan şüphelenilmelidir. Bu kişilerde spirometri adı verilen basit bir test ile akciğer fonksiyonları ölçülerek KOAH tespit edilir” dedi.
“Hastaların her yıl grip aşısı ve 5 yılda veya ömürde bir zatürre aşısı olması gerekmektedir”
Prof. Dr. Uzun, “KOAH tedavi edilebilir değildir, ancak sigara
içmekten ve hava kirliliğine maruz kalmaktan kaçınılırsa ve
enfeksiyonları önlemek için aşılar yapılır ve solunumla alınan
ilaçlar düzenkli kullanılırsa semptomlar azalabilir. Ayrıca ileri
düzeydeki KOAH'lı kişilerde oksijen, pulmoner rehabilitasyon ve
solunum cihazları gerekebilir. KOAH tedavisi, bir doktor tarafından
dikkatli ve kapsamlı bir değerlendirme yapılmasını gerektirir. KOAH
tedavisi semptomları hafifletebilir, alevlenmelerin sıklığını ve
şiddetini azaltabilir ve egzersiz toleransını artırabilir. Sigara
içen kişiler için tedavinin en önemli kısmı sigarayı bırakmaktır.
Evde ve işyerinde tütün dumanından ve diğer hava kirleticilerden
kaçınmak çok önemlidir. Pulmoner rehabilitasyon ile hastaların
nasıl daha iyi nefes alacakları ve enerjilerini nasıl
koruyacaklarını öğreten planların yanı sıra yiyecek ve egzersiz
konusunda tavsiyeler alarak yaşam kalitesini artırabilirler. Asıl
önemli olan ise, hastalığa yakalanmamak için sağlıklı yaşamaktır.
Bronkodilatör inhalerler KOAH tedavisinde kullanılan en önemli
ilaçlardır. Bu ilaçlar hava yollarını açık tutarak hastayı
rahatlatırlar. Bunlar günlük olarak alınır ve inhale steroidlerle
kombine edilebilir. Başka tedaviler de kullanılabilir. Steroid
haplar ve antibiyotikler genellikle alevlenmeleri tedavi etmek için
kullanılır. KOAH'ta en önemli problem hastaların enfeksiyona
yakalanmasıdır, bunu önlemek için hastanın akciğer
enfeksiyonlarından korunması gerekmektedir. Bunun için hastaların
her yıl grip aşısı ve 5 yılda veya ömürde bir zatürre aşısı olması
gerekmektedir” şeklinde konuştu.