KKTC'de banka krizi
Abone olSerdar Denktaş, kayınpederi Salih Boyacı'nın bankasının batmasına tepki gösterdi. Denktaş bankanın planlı batırıldığını ileri sürerken, hedefteki esas isimleri de açıkladı.
KKTC Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, kayınpederi Salih
Boyacı'nın bankasının batmasına sert tepki gösterdi. Denktaş
bankanın planlı bir şekilde batırıldığını ileri sürdü, hedefteki
esas isimleri açıkladı. KKTC Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş,
kayınpederi Salih Boyacı'nın, Denktaşlara yakınlığı nedeniyle
siyaen linç edildiğini ifade ederek, Boyacı'nın ''yıllar önce
başlayan planlı bir hareket sonucu mahkum olduğunu, Kıbrıs Kredi
Bankası'nın da Boyacı'nın değil, dönemin hükümetinin ihmaliyle
battığını'' söyledi. Serdar Denktaş, Lefkoşa'da Ledra Palace
yakınlarındaki Dış Basın Birliği lokalinde düzenlediği basın
toplantısında, kayınpederi Salih Boyacı'yla ilgili açıklamalar
yaptı. Salih Boyacı'nın kim olduğunu, Kıbrıs Kredi Bankası'nın
kuruluş ve gelişme sürecini, yaşadığı mali krizin nedenlerini
anlatan Serdar Denktaş, Boyacı'nın mahkumiyeti sürecini ve
sonrasındaki gelişmeleri yorumladı. Mahkemelerin medyanın etkisiyle
oluşturulan kamuoyunun etkisinde kaldığı görüşünü savunan Serdar
Denktaş, Boyacı olayında esas hedefin kendisi ve babası
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olduğunu kaydetti. ''12 davadan
yargılanıp beraat eden Salih Boyacı'nın suçlu olsa o dönemde
ülkeden kaçabileceğini'' belirten Serdar Denktaş, ''Kaçmadı. Çünkü
bankası kendi ihmali nedeniyle değil, döneminin hükümetinin ihmali
nedeniyle batmıştı'' dedi. ''Aylardır insafsız saldırılara cevap
vermediği için kendini aciz zanneden zavallılar'' olduğunu belirten
Serdar Denktaş, bugün suskunluğunu bozduğunu söyledi. Denktaş,
''Boyacı konusunda konuşmamı isteyenler, iddialarım üzerine
söyleyecek çok şey bulacaklardır belki.Bana verecekleri cevaba
ispatla geri döneceğimden kimse kuşku duymasın'' diye konuştu.
-''SİYASETE ATILMAMLA BOYACI'NIN İŞLERİ BOZULDU''- Serdar Denktaş,
Salih Boyacı'nın 1980'lerin başında Ulusal Birlik Partisi'ne (UBP)
karşı kurulan bir partiden aday olduğunu, daha sonra UBP'yle yakın
ilişkiye girdiğini ifade ederek, Boyacı'nın işlerinin, kendisinin
siyae girmesiyle bozulduğunu anlattı. Denktaş, UBP Genel
Sekreterliği'ne Derviş Eroğlu'nun adayına karşı aday olduğu dönemde
ilk kez kayınpederine karşı alınan cepheyi kendi kulaklarıyla
duyduğunu açıkladı. -''İŞTE O GÜN KARAR ALINMIŞTI''- Serdar
Denktaş, şöyle konuştu: ''Adaylıktan çekilmem için beni iknaya
gelen çok sevdiğim bir işadamı arkadaşımız kendisine ret cevabı
verince bana 'Memleketi Boyacı'ya mı terk edeceğimizi zannedersin?'
sorusunu yönelttiğinde şok olmuştum. Bu sözü bana söyleyen kişi
Eroğlu'nun temsilcisi olarak görüşmeye gelmişti. İşte o gün karar
alınmıştı. Serdar'ın ve Denktaş'ın mali gücü olarak kabul edilen
Boyacı zayıflatılmalıydı.'' Denktaş, ''Önce İngiltere'deki
şubesinin işlemleri durdurulan Kıbrıs Kredi Bankası'nın planlı
hareketlerle iki kez mevduat krizi yaşadığını, o dönemde hükümetin
beceriksizliği yüzünden ekonominin de çökmeye başladığını''
kaydetti. 1990'lı yılların ortasından itibaren faiz yükünden
kurtulmak için banka kurmak isteyen işadamlarının isteklerine,
ekonominin daha fazla banka kaldıramayacağı gerekçesiyle karşı
çıktığını kaydeden Serdar Denktaş, ''O dönemde bize yakınlığıyla
bilinen bir işadamına da bu cevabı verdiğimde 'Bu tekerlek dönecek
Serdar, göreceksin' diyerek yanımdan ayrıldı. O gün bugündür bu
arkadaşımız UBP'lidir ve sonradan ona verilen izinle bir banka
kurmuştur ve o banka da şimdi tasfiye halindedir'' dedi.
-''KONTROLLÜ KRİZ BAŞLATILDI''- O günlerde yeni bankaların
kurulmasına karşı çıkışını, ''Eroğlu ve takımının, 'Kredi
Bankası'na rakip istemediği için karşı çıkıyor' diye
yorumladığını'' anlatan Serdar Denktaş, bankanın 25 büyük
müşterisinden 20'sine banka kurma izni verildiğini belirtti. Serdar
Denktaş, ''2000 yılında da Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle babası
Rauf Denktaş zayıflatılsın diye Türkiye'de başlayan kriz
kullanılarak kontrollü bir kriz başlatıldığını, UBP'li
belediyelerle bazı işadamlarının ortada fol yok yumurta yokken
Kıbrıs Kredi Bankası çeklerini kabul etmediklerini duyurduklarını''
anlattı. Denktaş, 3.5 ay süreyle yurt dışı bankalardaki 25 milyon
dolar mevduatın bankaya enjekte edilmesine rağmen, ''dürtüler ve
bilerek yapılan yanlış açıklamalar'' nedeniyle krizin
durdurulamadığını anlattı. -''ASİL NADİR'E HER TÜRLÜ ANLAYIŞ
GÖSTERİLDİ''- Serdar Denktaş, aynı dönemde Cumhuriyetçi Türk
Partisi'ne (CTP) yakın olan Everestbank'a ve Toplumcu Kurtuluş
Partisi'ne (TKP) yakın olan Hürbank'a da aynı şeylerin yapıldığını
ifade ederek, UBP-TKP hükümeti döneminde Asil Nadir'e her türlü
anlayış gösterilirken, Salih Boyacı'ya ''burun kıvrıldığını''
belirtti. Serdar Denktaş, UBP-TKP döneminde fona alınan bankaların
yönetim kurulu başkanlarının ve kapatılan bankaların çalışanlarının
cezalandırıldığını, UBP-DP döneminde ise hem yöneticilerin hem de
çalışanların bu duruma düşürülmediğini, bu banka yönetimlerine
halen dava bile açılmadığını kaydetti. Serdar Denktaş, Boyacı'nın
yargılandığı 12 davadan beraat ettiğini, Savcılığın, bazı üst düzey
banka çalışanlarına kendilerine dava açılmayacağı vaadiyle şahadet
verdirdiğini, bu kişilerin her soruya ''ben Boyacı'dan emir aldım''
dediğini ifade ederek, ''Azmettiren cezalandırılırken, tetiği çeken
cezalandırılmaz mı?'' diye sordu. -''SUÇLU OLSA BERAATTAN SONRA
KAÇMAZ MIYDI?''- Serdar Denktaş, şöyle devam etti: ''Bankanın bütün
idaresi bu esnada hükümetteyken olmayacak bilgi ve belgeler
Boyacı'dan istendi. Aylarca süren mahkeme esnasında ilgili
hakimlerin bazı üstleri tarafından tehdit edildiği bilgimizdedir.
Buna rağmen Boyacı tarafından ortaya konulan şahadetler beraatını
sağladı ve iş savcılık tarafından istinafa götürüldü. Şimdi size
sorarım. Suçlu olduğunu bilen birisi bu beraattan sonra kaçmaz mı?
Bu arada kaç kez yurt dışına gitti ve geldi. Kaçmadı. Çünkü bankası
kendi ihmali nedeniyle değil, döneminin hükümetinin ihmali
nedeniyle batmıştı. O gün bugündür kendi şirketlerinin borçlarına
ise düzenli yatırım yapmaya devam eden tek banka yöneticisidir.
Devletimize ve onun hukuk sistemine güvenmekteydi. Ve istediği ise
adının tam anlamıyla temize çıkmasıydı. Bu nedenle kaçmadı.
Kapatılan bütün bankalar içinde borcuna en çok yatırım yapan kişi
yine Boyacı'dır.'' Serdar Denktaş, her bankada olduğu gibi
Boyacı'nın da yeminli murakıp raporuna imza attığını, bu yüzden iki
bankacının daha az ceza yediğini, ama Boyacı'nın ''farklı olduğu
için 6 yıl yediğini'' söyledi. Boyacı'nın her iki mahkemede de
''hortumculuk'' suçlamalarından beraat ettiğine işaret ederek, ama
mecliste hala kendisine ''hortumcu'' diye hitap edilmesini
eleştiren Denktaş, ''siyaleriyle bankaların bünyelerinin
zayıflamasına neden olanların bir kısmının halen mecliste
bulunduğunu'' kaydetti. Boyacı'nın yargılandığı mahkemenin
başkanını ''son derece önyargıyla hareket etmekle'' suçlayan Serdar
Denktaş, kararın haksız bulduğunu belirtti, ancak buna rağmen saygı
duyduklarını dile getirdi. -''ASİL NADİR'İN HEDEFİ NE?''- Denktaş,
''Zaten Boyacı siyasi nedenlerle daha mahkemeye çıkarılmadan
yargılanmış, halk gözünde yanlış ve eksik bilgilendirme nedeniyle
suçlu konumuna sokulmuş ve sonra dava edilmiştir. Dönemin
başbakanının başsavcıyla birlikte yaptıkları mutat toplantılardaki
açıklamaları anımsayacaksınız'' diye konuştu. ''Boyacı'nın üzerine
Denktaş ailesine yakınlığı yüzünden yüründüğünü'' dile getiren
Serdar Denktaş, ''Asil Nadir'in basının yarattığı kamuoyuyla
İngiltere'de adil yargılanmayacağına inandığı için Kıbrıs'a
kaçtığını, Boyacı'nın da aynı konumda olduğunu, siyaen linç
edildiğini'' söyledi. Serdar Denktaş, ''kendi basın organında
Boyacı aleyhine yayınlar yapan ve adalet üzerine baskı oluşturan
Asil Nadir'in hedefinin ne olduğunu?'' sordu. Denktaş, ''Serdar
Denktaşsız bir hükümet oluşturarak bir 4.5 milyon doların yarattığı
çekicilik buna neden oluşturmuş olabilir mi? Takip edeceğiz ve
Boyacı'nın işlediği iddia edilen suçları aynen işleyen, ayrıca
Sosyal Sigortaların 5 milyon dolarını hala ödemeyen Asil Nadir'i
takip edeceğiz ve yargı sisteminin de bu olayı nasıl ele alacağını
görmek için konunun üstüne gideceğiz'' diye konuştu. Kayınpederi
Salih Boyacı'nın uğradığı şokun da etkisiyle sağlık sorunları
yaşadığını, 65 yaşında ve cezaevindeki en yaşlı ikinci mahkum
olduğunu bildiren Serdar Denktaş, dört uzman doktorun raporuyla
yasalara uygun şekilde Türkiye'ye tedaviye gittikten sonra 20
Haziran'da KKTC'ye dönmeye hazırlandığını, ancak uçak saatine 3
saat kala rahatsızlanarak yoğun bakımda tedavi gördüğü için
gelemediğini söyledi. Denktaş, Boyacı'nın dün KKTC'ye geldiğini,
hastaneye yatması gerekirken ''ısrar ve talimatla'' cezaevinde
tutulduğunu kaydetti. -''ASIL HEDEF DENKTAŞLAR''- Denktaş, herkesin
hasta olabileceğini, ancak Boyacı için kamuoyunda büyük bir baskı
olduğunu ifade etti ve ''eşeğini dövmeyen semerini döver''
atasözünü anımsatarak Boyacı'ya yönelik eleştirilerde asıl hedefin
kendisi ve babası Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olduğunu söyledi.
Hukukun da tıbbın da kamuoyu baskısına yenik düştüğünü savunan
Denktaş, halkın yanlarında olduğunu, devlete ve hukuk sistemine
güvendiklerini belirti. Serdar Denktaş, Boyacı'nın sorunlu dönemi
atlatacağını, ama kaybettiği sağlığını kimsenin iade edemeyeceğini
ifade etti. -''AYRICALIK YOK''- Toplantının sonunda soruları da
yanıtlayan Serdar Denktaş, kayınpederini dün Ercan Havaalanı'nda
karşılamaya resmi arabasıyla gitmediğini, Boyacı'ya ayrıcalık veya
VIP uygulaması da yapılmadığını ve bir gardiyanın özel arabasıyla
cezaevine götürüldüğünü söyledi. -''BİZ DÖRT AYAKLI KÖPEKLERİ
SEVERİZ''- Ercan'daki karşılanışla ilgili bir gazetenin yaptığı
yayını eleştiren Serdar Denktaş, ''Biz Denktaşlar olarak köpekleri
çok severiz ama dört ayaklı olanları severiz, iki ayaklı olanları
değil'' dedi ve o yayınları yapan gazetenin ciddiye alınmamasını
istedi. Bir başka soruyu yanıtlarken, Asil Nadir'in hem geçen
hükümetten, hem şimdiki hükümetten 4.5 milyon dolar istediğini,
''4.5 milyon dolar verin hükümetle barışayım'' dediğini belirten
Serdar Denktaş, buna hep karşı çıktığını, böyle bir haksızlığa göz
yummayacağını ve konuyu takip edeceğini ifade etti. Yüksek İdare
Mahkemesi'nde Kıbrıs Kredi Bankası davasından 6 yıl hapse mahkum
olan bankanın eski yönetim kurulu başkanı Salih Boyacı,
mahkumiyetinden sonra rahatsızlanınca Bakanlar Kurulu kararıyla
İstanbul'a tedaviye gönderilmişti.