KKTC kritik dönemeçte
Abone olKKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofya bu tarihte son durumu masaya yatıracak.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Eylül 2008'de başlayan Kıbrıs müzakerelerinde gelinen son durumu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile 7 Temmuz'da Cenevre'de masaya yatıracak.
KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Hristofyas arasında Eylül 2008'de başlayan ve Nisan 2010'da KKTC'deki Cumhurbaşkanlığı seçimin ardından, Eroğlu ile Hristofyas arasında devam eden müzakerelerde, taraflar arasında ana konularda somut ilerlemeler kaydedilmedi.
Daha önce 18 Kasım'da New York, 26 Ocak'ta da Cenevre'de üçlü görüşme yapılmıştı. Kıbrıs Türk tarafı, üçüncü üçlü görüşmeden sonuç çıkmasını, müzakere temposunun yoğunlaşmasını ve görüşmelerin zaman sınırı konarak takvime bağlanmasını bekliyor.
Kıbrıs sorununun 40 yıldır görüşüldüğünü ve tartışılmayan tarafının kalmadığını belirten Türk tarafı, müzakerelere artık zaman sınırının konması gerektiği görüşünde.
Türk tarafının Cenevre'de ''garantörlük'' dışındaki tüm konuları görüşmeyi hedeflediği, ''garantörlük'' konusunun ise garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılacağı konferansta ele alınmasını önermesi bekleniyor.
Türk tarafı, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'dan da ''tarafları görüşmelerde anlaşmaya motive etmek için düşünce ve davranışları ortaya koymasını'' bekliyor. Türk tarafı ayrıca, Cenevre'de, ''anlaşma bulunmadığı takdirde ne olacağını'' da Genel Sekreter'den öğrenmek istiyor.
BUGÜN ANKARA'YA GİDİYOR
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cenevre zirvesi öncesinde bugün özel uçakla Ankara'ya gidecek.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşecek olan Eroğlu'nun, Cenevre'de gündeme gelecek konularla ilgili değerlendirmelerde bulunması bekleniyor.
Eroğlu, Ankara'daki temaslarının ardından, yarın İstanbul üzerinden Cenevre'ye geçecek.
HRİSTOFYAS BİLDİK ÖNERİLERİNİ YİNELEYECEK
Rum basın haberlerine göre, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, daha önce de gündeme getirdiği, Mülkiyet ile Toprak başlıklarının birleştirilmesini ve şu ana kadar ''dokunulmayan'' konuların müzakere edilmesini önerecek.
Hristofyas, Cenevre'de, müzakerelerin bir takvime bağlanmasını ve hakemliği kabul etmeyecek; Kıbrıs sorununun iç yönlerinde anlaşma yoluna girilene kadar çok taraflı konferans düzenlenmesine karşı çıkacak.
Mülkiyet ile Toprak başlıklarının birleştirilmesi konusunu yeniden gündeme getirecek olan Hristofyas, müzakerelerin ''sebepsiz ve esassız olmamak'' kaydıyla yoğunlaştırılmasına destek verecek.
Hristofyas, Türkiye kökenli KKTC vatandaşları ve nüfus sayımı gibi konuları da gündeme getirecek.
BM 12 AYLIK YOL HARİTASI İSTİYOR
Öte yandan Rum Fileleftheros gazetesi, BM'nin, Kıbrıs Rum yönetiminin, Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını devralacağı 1 Temmuz 2012'ye kadar ''yol haritasını'' belirleyen bir anlaşma yapılması niyetinde olduğunu yazdı.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Lynn Pascoe'nun, Rum Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Nikos Emiliu ve Hristofyas'ın müzakere grubundaki mülkiyet konularından sorumlu üye Tumazos Çelebis'le geçen hafta yaptığı görüşmede verdiği mesajın, Genel Sekreter'in çalışma arkadaşlarının niyetleri açısından ''aydınlatıcı'' olduğuna işaret eden gazete, BM Genel Sekreterliği'nin gelecek 12 aylık döneme ilişkin planlamasının, gerek prosedürün yoğunlaştırılması, gerek gelecek yılın haziran ayına kadar bir anlaşma ve referandumla sonuçlanmasını içerdiğini kaydetti.
Gazete, şunları aktardı:
''BM Genel Sekreteri'nin hedefi, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulunmasına yönelik bütün prosedürlerin Avrupa Birliği dönem başkanlığının 'Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti' tarafından devralınacak şekilde tamamlanmasıdır. BM merkezinden diplomatik bir kaynak BM Genel Sekreter Yardımcısı'nın, 'herkes açık olan fırsat penceresini değerlendirmeli' diyerek müzakerelerde özlü ilerleme olmamasından hayal kırıklığı içerisinde göründüğünü söyledi.''
Buna karşın Kıbrıs Rum yönetimi, AB Dönem başkanlığıyla bağlantılı kılınacak takvimlere karşı çıkıyor.