Kızlı-erkekli yurtlar meclis gündeminde!
Abone olCHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Kredi ve Yurtlar Kurumu’ndaki kız ve erkek öğrencilerin binalarının ayrılması kararını öğrenci ve velilerle birlikte değerlendirdi.
İNTERNETHABER.COM- Sakine Öz,
kararın kentlerde eğitimin niteliğine ve aile bütçelerine büyük bir
darbe vuracağını savundu. Sorunu öğrencilerin ve velilerin
talepleriyle birlikte farklı boyutlarıyla ortaya koyan Milletvekili
Sakine Öz, Gençlik ve Spor Bakanı Suat KILIÇ’tan kararın gözden
geçirilmesini talep etti.
CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, erkek ve kız öğrenci yurt
binalarının ayrılarak üniversite kampuslerinden uzağa taşınması
kararıyla birlikte, gençlerin kampuslere oldukça uzak düşen
yurtlara yerleştirildiğini kaydetti. Sakine Öz, özellikle şehir
merkezine taşınmaya zorlanan öğrencilerin, Eylül ayından itibaren
okullarına kilometrelerce uzakta ulaşım sorunu yaşayacağını,
gününün 2-4 saat arası yolda geçecek öğrencilerin zaman ve verim
kaybı yaşayacağını, yol ve yemek bedelleri artacak öğrencilerin
aile bütçesinin bu eğitim öğretim yılından itibaren iyiden iyiye
zorlanacağını savundu.
Bakanlık ve Kredi Yurtların, bu kararının farklı bir özel yurt
uygulamasına da kapı araladığını belirten Milletvekili Öz, şöyle
konuştu:
“Kredi ve Yurtlar Kurumu, sosyal içerikli ve öğrenci merkezli
hizmet vermesi gerekirken, kalkıp yurt binalarını ayırıyor ve
binaları kampusten uzaklaştırıyor. Bu da yetmezmiş gibi, kampus
alanlarının içine ya da çok yakın bölgelerine lüks yurtların
inşasına izin verilerek öğrencilerimizin paralarının büyük kısmı
barınmaya ayrılmak isteniyor. 3100 ile 6500 lira arasında değişen
özel yurt bedelleri bel büküyor, ailelerimizi kara kara
düşündürüyor.
Üniversitelerimizde okuyan öğrencilerimizi bilimsel bilgiye,
araştırmaya ve paylaşıma daha fazla yöneltmemiz, kampuslerinde daha
fazla zaman geçirmeleri için en uygun ve ucuz koşulları sağlamamız
gerekirken, AKP’li yılların eğitim anlayışı, öğrencilerimizi tam
bir ‘kazanç kapısı’ olarak görülüyor.”
GENÇLER PAHALI EĞİTİM İSTEMİYOR
“Eğitim, bölünemez bir süreçtir. Fakültedeki ders süresi kadar,
ders dışı zamanlarda kampuste geçirilen zaman da öğrenme ve
sosyalleşme sürecine dahildir. Bu yüzden, yüksek öğrenimde eğitim,
barınma, sosyal ve bilimsel etkinlikler birbirini tamamlayıcı
niteliktedir. Bunlardan birisinin eksik olduğu durumlarda, yüksek
öğrenim çatırdayacaktır.
Bugün, Bakan Suat Kılıç’ın ile Kredi ve Yurtlar Kurumu yönetiminin,
yurtları üniversiteden uzağa taşıyan, kız ve erkek öğrencileri
karma yurtlarda ayıran, öğrencileri daha işe girmeden ‘sabah
git-akşam gel’ monotonluğuna, ‘okuldan yurda-yurttan okula’
memuriyetine hapseden eğitim anlayışı, bir diğer Bakan Erdoğan
Bayraktar’ın ‘bizden mucit çıkmaz, ara eleman yetiştirelim’ sözünün
devamıdır.”
HAYALLER DEĞİL GERÇEKLER ÖNEMLİ
“Sosyal devletin gençlik politikaları üretme ve gençleri destekleme
zorunluluğu, anayasal bir görevdir. Özellikle, eğitimini sürdürdüğü
için çalışmayan ve dar gelirli gençlerimiz, barınma hakkını sonuna
kadar kullanmak istemektedir. Ne var ki, yurtları ayırarak
fakültelerden uzağa taşıyan bu saçma karar, ‘öğrencisiz üniversite’
ve ‘yurdundan dışarı adım atmayan öğrenci’ ‘araştırmayan ve
sorgulamayan talebe’ hayalinin bir adımıdır. Bizim, hayallerden
önce, gençlerimizin sorununu çözmemiz gerek!
Ülkemizde üniversite mezunu işsiz sayısı her geçen gün artıyor,
öğrenim döneminde kredi alan gençlerimiz, bugün bu kredileri
ödemekte güçlük çekiyor. Bakanlık, temel görevlerini yerine
getirmekten kaçarken, genç işsizliği büyüyor. Gençler, devletten ve
toplumdan bekledikleriniz alamazken, gençliğe gereken yatırımı
yapmayan devlet, öğrenim kredi borçlusu 577 bin gencimizden
toplamda 3 milyar 751 milyon lira para istiyor.
Üniversite çevresinde sosyalleşmesine bu yollarla engel konan
öğrencilerimiz, eğitim sürecinin çok
önemli bir halkasından mahrum bırakılmakta, günlerinin 2 ile 4
saatini yurt-kampus arasında yolda geçirmeye zorlanmaktadır.”
BAKANLIK AVM'LERE HİZMET EDİYOR
“Bu karar, ayrıca, öğrencilerimize değil, fakültelere yakın
arazilerde kurulan özel yurt ve barınma sektörü ile kampuslerin
içindeki AVM’lere hizmet etmeye dönüktür. Öğrencilerimizin ve
ailelerimizin cebine gözünü diken Bakanlık ve Kredi Yurtlar,
cinsiyetçi bir ayrımcılığa imza atmanın ötesinde, aldığı bu kararla
yeni bir mesleğe adım atmıştır…
Bakan Suat Kılıç, asıl yapması gereken işi yapmamış, Kredi ve
Yurtlar’ı öğrenci merkezli bir kurum haline getirmeyerek
üniversitelerden koparmış, yurtlara ayrımcı ve cinsiyetçi bir bakış
katmış, devlet yurtlarını uzağa taşımış, üniversiteye yakın ve otel
konforuyla pazarlanan özel yurtlarda ‘otel müdürlüğü’ne merak
sarmıştır. Kredi ve Yurtlar Yönetimi ise, eğitimi destekleyecek
kararları bir kenara bırakmış, ‘otel resepsiyonu’na bakmaya
başlamıştır.
Gençlerimizi, en verimli çağlarından olan bu öğrenim evresinde,
‘yurt baskısı’yla okumaktan yıldırmak ne büyük bir hatadır! Yurt,
kitap, yol, yemek ve giyim masraflarıyla zaten zor durumdaki
ailelerimiz, bir de bu kararla kara kara düşünmektedir.
Bakanlık ve Kredi Yurtlar, öğrencilerimizi ‘okula yakın bir kalacak
yer istiyorsan pahalı, otel gibi özel yurtlara geleceksin ya da her
gün 2 ile 4 saatini yollarda geçirmeye, şehir merkezinde daha fazla
para harcamaya razı olacaksın’ tercihine zorlamakta, tam bir açmaza
sürüklemektedir.”
Manisa Milletvekili Sakine Öz, üniversitelerden uzağa taşınan kız
ve erkek yurtlarında barınan öğrencilerin, bin bir zorlukla
aldıkları burs ve kredilerin önemli bölümünü ulaşıma ve şehir
merkezlerinde daha pahalı olan yemek bedellerine ayıracaklarını
belirtti, şehir dışında çocuklarını okutmak durumunda kalan
ailelerin bütçelerinin daha fazla sarsılacağını sözlerine
ekledi.
CHP Milletvekili Sakine Öz, açıklamasında, AKP’nin eğitim
politikasının gençleri desteklemek ve eğitim haklarını
kolaylaştırmak yerine, çözüm üretmekten çok yeni sorunlara meydan
vermekten ibaret olduğunu şu sözleriyle ortaya koydu:
“Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun kız ve erken öğrenci yurtlarımızı
ayırma kararı, hükümetin kız-erkek arkadaşlığına ve paylaşımına
nasıl bir yoz ve önyargılı bakışla yaklaştığını göstermekle
birlikte, alınan kararın özünde gençlerimiz ve ailelerimiz
üzerinden yürütülmek istenen ekonomik ve siyasi bir hesap
yatmaktadır. Bakanlık ve Kredi Yurtlar, bu kararla, gençlerimizi
üniversite ve kampuste yaşam mantığından tümüyle kopartarak, yüksek
öğrenimi ‘sabah git-akşam gel’ usulü bir yüksek liseye
dönüştürmektedir. Görece ucuz olanaklarla, düşük miktardaki
burslarla şehir dışında okumaya çalışan, üniversitelerinden daha
fazla sosyal mekân talep eden öğrencilerimiz, alınan bu yurt ayırma
kararıyla, üniversite alanlarından uzaklaştırılacaktır.
Bununla birlikte, Gezi direnişlerinde tepkisini açıkça ortaya koyan
üniversite gençliğinin, bu yolla okullarda daha az vakit geçirmesi
planlanmaktadır. Direnişin sosyal ve siyasal alanları olan
üniversiteler insansızlaştırılmak ve uysallaştırılmak istenmekte,
gençlerimizin her türlü cinsiyetçi yaklaşımı dışladığı ve paylaşım
ile dayanışmayı öne çıkardığı mekânlar, yurt ile kampus arasındaki
uzaklıklar arttırılarak bezdirilmeye çalışılmaktadır.
Maddi sorunlar yaşayan öğrencilerimiz, bu yurt keşmekeşi içinde,
şehir merkezi ya da kampus yakınlarındaki cemaat evlerine çekilerek
bilimsel eğitim ve sorgulama sürecinden tümüyle yoksun bırakılmaya,
dar bir dünyaya hapsedilmeye çalışılmaktadır.”
GENÇLER NE DİYOR?
“Ülkemizin birçok kentinde, yurtların ayrılması sorunu, ciddi
ölçüde eğitimi aksatacak, bütçeleri sarsacaktır. Örneğin;
Manisa’da, Celal Bayar Üniversitesi-Muradiye Kampusu’ne görece
yakın olan 4 bloklu kız ve erkek öğrenci yurtlarımız ayrılmış,
erkek öğrenci yurdu şehir merkezine taşınarak yaklaşık 12-13 km
mesafeyle öğrencilerimize adeta bir ulaşım işkencesi yaşatılmaya
başlanmıştır.
Bu yeni düzensizlik sürerse, ulaşım bedelleri, şehir merkezindeki
görece pahalı yemek ücretleri, gençlerimizin kıt kanaat aldığı
bursları eritecek, bursla gelen para dolmuş ve otobüse gidecektir.
Zaten ulaşım sorunu olan fakülte binaları, erkek öğrenci yurdu
şehir merkezine taşındığında öğrencilerimize daha uzak düşecektir.
Para ve zaman kaybı yaşayacak genç arkadaşlarımızın
verimi de düşecektir.
Öğrenci ve velilerimizle sürekli bağlantıdayız… Yaşadıkları
sorunların eğitimin niteliğini düşüreceği çok açık biçimde
ortadadır. Bakanlık ve Kredi Yurtlar, öncelikle üniversite
yaşamından ne anlamaktadır? Üniversite alanında daha fazla zaman
geçirmek, eğitimin kalitesini arttıracakken, öğrencileri 12-13 km
uzunluğundaki bir trafikte boğmanın, ulaşım masraflarını
arttırmanın ne anlamı vardır? Yurtları üniversiteden ve
arkadaşlarından uzaklaştırılan öğrencilerimiz, bu nasıl bir
‘tesadüf’se, kampuslerin içinde ya da hemen dibinde yükselen, süslü
özel yurt binalarına teşvik edilerek, kimlere kazanç
sağlanmaktadır?
Benzer bir sorun, İzmir’de yaşanmaktadır… 9 Eylül Üniversitesi’nin
farklı fakülte ve meslek yüksek okullarında okuyan genç
arkadaşlarımız bize şikâyetlerini aktarmakta, plansız ve ani
biçimde yurtlarının fakültelerine uzak semtlere taşınmasına karşı
tepkilerini dile getirmektedir. Örneğin; İnciraltı Atatürk Öğrenci
Yurdu’nda kalan ve okullarına 10 dakikada ulaşabilen kız
öğrencilerimiz, Bornova Öğrenci Yurdu’na taşınma kararıyla
birlikte, yeni yurt ile üniversitenin Sağlık Kampusu arasında 2
otobüs değiştirerek, 2 saatlik bir uzaklığı çekmek zorunda
bırakılacaktır. Öğrencilerimiz haklılar ve bu mücadelelerinde hep
birlikte yürüyoruz…”
GENÇLER BAKANA DERS VERDİ
“Sosyal yaşam, barınma, bütçe ve eğitim haklarının, özgürlüklerinin
açıkça kısıtlanacağını açıkça ifade eden gençlerimiz, Bakan Suat
Kılıç’ın yurt taşınma kararına dair açıklamalarını da boşa
çıkarmış, eğitim yılının ilk dersini Suat Kılıç’a vermiştir. Bakan
Kılıç, kız öğrencilerin yurtlarda kantine rahat inemediği, hatta
şort giyemediğini öne sürmüştü. Gençlerimiz, bu çirkin iddiaya
karşı çıkıyor ve şimdi taşınmak zorunda bırakıldıkları yurtlarında
hiçbir tacizle karşılaşmadıklarını bize aktarıyor.
AKP bunu hep yapıyor, kendi dar kalıpları doğrultusunda, hiçbir
öneri ve eleştiriyi dinlemeden gençlerimizi karalamaya ve iftira
atmaya devam ediyor. Ülkemizde herhangi bir nedenle, karma
yurtlarda rahatsızlık duyan öğrencilerimiz varsa, bu gençlerimiz
şikayetlerini yetkili makamlara aktararak devlet kız yurtlarına
geçiş yapabilirler. Gençlerimizin tercih ve özgürlüklerine gölge
düşürenler hakkında da gerekli inceleme başlatılır.”
SORUN ÖYLE ÇÖZÜLMEZ
“Sorun, üniversite ile yurtların arasını açmak, öğrencilerimizi 2
ile 4 saatlik yollara mahkûm etmek, şehrin bir ucundan diğerine
sürmekle çözülemez. Devlet, yurt olanaklarını fakülte ve kampuse
yakınlıklarına göre yeniden düzenlemeli, öğrencilerimizin
üniversitede olabildiğince fazla vakit geçirmesine, bilimsel,
sosyal ve kültürel üretime katılmasına zemin hazırlanmalıdır.
Verilen burs ve krediler, AVM ve özel yurt furyasıyla, ulaşım
bedelleriyle gençlerimizin cebinden daha ilk haftasında çekip
alınamaz. Özel yurtlara kapı aralayıp alınan bursları heba eden
bakan, gençliğe yol gösteremez. Yol masrafı ve yurt bedelleri cep
yakarken, hükümet sessiz kalamaz..!”