'Kızlı-erkekli' muhafazakar sözlük
Abone olİnteraktif Sözlükler arasında muhafazakar kimliğiyle dikkati çeken Cogito Sözlük, “küfürsüz sözlük” şiarıyla öne çıkıyor.
İNTERNET HABER / ÖZEL İÇERİK
İnternaktif sözlükler arasında muhafazakar kimliğiyle dikkati çeken Cogito Sözlük, 3 yıl önce, 4 ‘kafadar’ tarafından kurulduğundan bu yana yazar ve okuyucu sayısını kademeli ve istikrarlı bir şekilde arttırıyor.
En çok takip edilen sözlükler listesinde 4. sıraya kadar yükselme başarısı gösteren Cogito Sözlük, adını Fransız filozof Descartes’’in “Düşünüyorum, o halde varım” anlamına gelen “Cogito ergo sum” cümlesinden alıyor.
Sözlükte; küfür, aşalığama ve cinsiyetçiliğe izin vermediklerini belirten sözlüğün kurucusu ve sahibi Birol Şanlı, İnternet Haber’den Efe Sönmez’e konuştu. Şanlı, sözlüğün kuruluş evresinini ve yazar profiline ilişkin şu bilgileri verdi:
AHLAKİ HASSASİYET SAHİBİ KİMSELERE ÖZEL BİR PLATFORM
“Cogito Sözlük, zamanının önemli bir kısmını internet sözlüklerinde geçirmiş dört arkadaş tarafından kuruldu. Hepsi de yazarak paylaşmaya gönül vermiş kişilerdi ve sosyal medyada eksikliği hissedilen, ahlaki hassasiyet sahibi kimselere özel sanal bir platform olarak kurdular Cogito’yu. Daha ilk açıldığında yaklaşık 300 yazar kayıt oldu ve hep birlikte başarıya yelken açtık. Sadece birkaç ay içinde gerçekten de farklı ideoloji veya inançları savunan insanların, birbirine saygı duyarak, mizahi üslubu benimseyerek, zamanlarını öldürmek için değil değerlendirmek için üye oldukları bir ortam meydana geldi.
İnternet, çoğunlukla kirli mecraların hâkimiyeti altında bir bilgi çöplüğüne dönerken, temiz bir alternatif üretmenin yerinde olacağını düşündük. Cogito Sözlük’ü kurarken amacımız bu alternatif oluşumu meydana getirerek sadece kendimize değil, başkalarına da potansiyellerini ortaya koyma fırsatı vermekti.”
Şanlı, insanların okurken eğlenebilecekleri, yazarken de sosyalleşebilecekleri bir site kurduklarını belirterek, kendinelerine has bir disiplin ve empati kuralları içerisinde, çizigilerinden ödün vermeyerek gittikçe kalabalık bir aile olduklarını ifade etti.
“BEKLENMEDİK ZAMANDA TAKILAN ÇEYREK ALTIN GİBİYİZ”
Sözlükte tanışan ve sonrasında da evlenen kişilerin olduğunu, sözlüğün insanlara edepli bir tartışma platformu sağladığını söyleyen Şanlı, şunları kaydetti:
“Varoluş amacımız dünya barışını sağlamak, çocukların ve masum insanların ölmesini engellemek olsun isterdik ama küresel güçler önümüzü tıkıyor. Politikacılar gibi imkansız vaatlerde bulunma durumumuz da yok, biz de mazotu 1 lira yapabilmeyi isterdik ama maalesef bunları şimdilik yapamıyoruz. Cogito’yu kısaca tanımlayacak olursak; Mahmutpaşa tezgahlarındaki beyaz donlar kadar temiz, Hıdrellez ateşi gibi sımsıcak, düğünde hiç ummadığınız birinin taktığı çeyrek altın kadar değerli, haber bültenlerindeki yavru pandalar gibi sevimli bir sözlük diyebiliriz.”
Sözlük yazarlarının dünya görüşlerini ve ideolojilerini diledikleri gibi yazmakta, savunmakta ve eleştirmekte özgür olduğunu kaydeden Birol Şanlı, “İlluminati’nin pırasa fiyatlarına etkisinden Serdar Ortaç kliplerine; Türkiye’deki basın özgürlüğünden abdestin farzlarına kadar” her şeyi tartıştıklarını anlattı.
KRİTERİMİZ EDEP, SEVİYE, KALİTE
Şanlı, tanımlarda “edep, seviye ve kalite” kritelerini koyduklarını, sözlüğün içeriğini politikadan müzike her alandan konuların oluşturduğunu vurgulayarak, Cogito’da “evdeki imkanlarla atom bombası yapabilmek”, “ölü saldırısı esnasında ayı taklidi yapmak” gibi başlıkların açılabildiğini aktardı.
Sözlükte, Hegel ve Nietzsche’ye tavla oynatan, pek çok köşe yazarından daha “leziz” politik teşhisler yapan, milli takımın Dünya Kupası’nı kazanmak için izlemesi gereken yol haritasını gösteren kişilerle karşılaşılabileceğini belirten Şanlı, tüm bunların küfür ve hakaret olmadan yazılıp tartışılabileceğini söyledi.
Şanlı, diğer sözlüklerden ayrıldıkları noktaları da şu şekilde anlattı:
“Söz konusu şeyi en geniş kapsamıyla ‘ahlaka uygunluk’ olarak tanımlayabiliriz. Küfür ve hakarete karşı tavizsiz duruşumuz, edebi ve etiği kırmızı çizgilerle vurgulayışımız, belden aşağı iğrençliğe bulaşmadan güldürebilmemiz Cogito Sözlük’ün en ayırt edici özellikleridir. Herhangi bir inanca veya cemiyete yakın olduğumuz için değil, herkesin kendi kutsalını rahatça muhafaza edebildiği bir platform olduğumuz için ‘muhafazakar’ olarak nitelendiriliyoruz. Aile sözlüğü olmak gibi çıtası çok yüksek bir noktaya ulaşmak gibi bir amacımız bulunmuyor fakat yazarların çekinmeden çocuklarına önerebileceği, gençlerin anne ve babalarına okutmak için can attığı yazıların yer aldığı bir sözlük olduğumuzu biliyoruz. Sözlükteki ‘troll’lerin ömrü bir kelebek kadar kısadır. Yani; Geldikleri gibi giderler.”
“SATANİSTLERE DE KAPIMIZ AÇIK”
Cogito’nun tek sesli bir oluşum olarak düşünülmemesi gerektiğini ve muhalif görüşlerin de diğer “muhafazakar siteler”den daha fazla kendilerini ifade edebildikleri bir alan olduğunun altını çizen Şanlı,“İnanç meselesi ise bambaşka; mesela satanistlere de kapımız açık. Bizim de sevmediğimiz kedi türleri var, bu konuda neler yapılabileceğini kendileriyle görüşmek isteriz. Budist, deist, agnostik veya ateist hiç fark etmez. Biz farklılıkların düşünce ufkunu genişlettiğine inanıyoruz ve zenginleştiğimizi düşünüyoruz. ‘Ben inançsızım, o yüzden Cogito’da dışlanıyorum’ diyeni Allah taş yapar! İnançsız biri Tanrı’ya inanmadığını yazabilir, kendi açısından inançlı kimseleri kendi bakış açısıyla eleştirebilir ancak çirkin bir ifade kullandığı takdirde ceza alır. Tabi aynı kurallar inançlı yazarlarımızın onlara karşı davranışlarında da geçerlidir, bu konuda ayrım yaparsak adaletimize gölge düşer” ifadelerini kullandı.
İnsanların kutsallarına dokunulmadığı için Cogito’yu tercih ettiklerini hatırlatan Şanlı, Fransız filozof Descartes’in “Düşünüyorum o halde varım” anlamına gelen “Cogito ergo sum” sözünden esinlenerek “Yazıyorum, o halde varım”ı slogan olarak kabul ettiklerini aktardı.
“KÜFÜR ESPİRİLERİN OLMAZSA OLMAZI OLMUŞ…”
Şanlı, bundan 20 yıl önceki mizah anlayışının günümüzde çokça değiştiğini ve bazı insanların “küfürsüz mizah” yapmayı dahi hayal edemediğini ifade ederek, “Günümüzde beyni karikatür dergileriyle yıkanmış kimseler küfürsüz mizahın mümkün olmadığını düşünüyor. Diğer sözlüklerde yazanların çoğu da bunu kabullenmiş durumda ve küfür içerikli espri akımı sözlüklerin olmazsa olmazı haline gelmiş. Biz bunu reddediyoruz ve küfürsüz mizahın kralını icra ediyoruz. Zaten espri üretmek için belirli edepsiz kelimelere sırtını dayayanların da zekasından ülke geleceği adına endişe duyuyoruz”diye konuştu.
Küfürsüz mizah örneği olarak kısa süre önce yayından kaldırılan “Leyla ile Mecnun” dizisini örnek gösteren Şanlı, Nasreddin Hoca fıkralarındaki, Yunus Emre beyitlerindeki, Nefî hicivlerindeki, Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin hikayelerindeki ince göndermeleri örnek alan ve edebi birikime dayanan söz oyunları ile okuyanı tebessüm ettiren mizansenleri benimsediklerini kaydetti.
Şanlı, diğer sözlükleri kastederek, “Cinsiyetçilik meselesi ise tam bir içler acısı. Karşı cinsi küçük düşürücü kalıplar üretip ötekileştirme holiganizmi yaparak bünyeyi rahatlatmak diğer sözlüklerin en moda akımlarından birisi. Sözlük yönetimleri daha çok tıklanıp reklam alabilmek için kadını aşağılayan yazılar yazılmasına, başlıklar açılmasına göz yumuyorlar” ifadelerini kullandı.
“KÜFÜR YAZANA ‘GÜLE GÜLE’ DİYORUZ”
Sözlükte küfür içerikli iletiler paylaşanların daha önceden, “bol sirkeli turşu suyuna batırıp ibreti alem için üç gün Taksim Gezi Pakı’nda sallandırdıklarını” ancak eylem sürecinin ardından vazgeçtiklerini aktaran Şanlı, “Şaka bir yana, küfür veya hakaret içeren tanımı siliyor ve ilgili yazarı özel mesajla uyarıyoruz. Uyarılmasına rağmen küfür ya da hakaret etmeye devam ederse yazarlığını birkaç gün askıya alıyoruz. Bu zaman zarfında yazarın kafasını dinlemesi, Hababam Sınıfı’ndaki Çalışkan Ahmet’ten ayar yiyen haylaz öğrenciler gibi hatasını anlaması bekleniyor. Yazarlığı yeniden aktive edildiğinde aynı hırçın ve edepsiz tavırları sürdürürse ‘Yar saçların lüle lüle, haydi sana güle güle!’ şarkısı eşliğinde sözlük mezarlığına defnediyoruz” şeklinde konuştu.
TOPBAŞLA İFTAR, YETİMLERE BAYRAMLIK
Şanlı, Cogito’nun kurulduğu günden bu yana çok fazla gelişim gösterdiğini ve bu süre içerisinde İBB Başkanı Kadir Topbaş’ı iftarda ağırladıklarını, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yla telefonda “randevulaştıklarını” ve Kurban Bayramı’nda da düzekledikleri kermesle 65 yetim çocuğa bayramlık kıyafetler aldıklarını anlattı.
Sözlüğün bir de blog üzerinden gönüllülük ilkesine dayanarak çalışan bir radyosu bulunduğunu hatırlatan Şanlı şunları söyledi:
“Genel yazar kitlesi olarak muhafazakar bir sözlük izlenimi olduğu için insanlar 7 gün 24 saat Abdurrahman Önül ilahileri veya dini sohbetlerin yer aldığı sanılabilir fakat bu tamamen o an yayın yapan kişinin müzik keyfine kalmıştır. Dolayısıyla radyomuzda Ankara’nın Bağları kadar Mozart’ın 40. Senfonisi veya Anathema’nın Temporary Peace’ine denk gelme ihtimaliniz var. Ayrıca, o an radyoda çevrimiçi olup şarkı isteğinde de bulunabilirsiniz. Yalnız şarkının adını peçete yerine ana ekrana yazıyoruz, yanlış olmasın.”