1 Ocak gecesi pırıl pırıl,
hayatının baharındaki yedi üniversite öğrencisini doğalgaz faciası
yüzünden kurban verdiğimizde kendisini “Zaten çoğu içerde yarı
çıplaktı” diye savunan zihniyeti…
Şimdi de…
Başı kesilerek, vahşice
öldürülen 17 yaşındaki Münevver’in neredeyse katil zanlısını aklar
gibi “Kızlarına sahip çıksalardı” diye “laf ola beri gele” sözünü
bütünüyle hak eden bu zihniyeti temizlemeli…
Dünyadan!
Ne kadar birbirlerine
benziyorlar değil mi?
Birinci olayda kızlı
erkekli üniversite öğrencilerinin yılbaşı kutlaması büyük bir
ayıptı, facianın nedeni önemli değildi, gitmeselerdi o eve,
evlerinde otursalardı ya, ne işleri vardı gece vakti kızlı erkekli,
tövbe tövbe… Hadi erkekler gider de kızların ne işi var erkeklerin
olduğu yerde! Üstelik çocuk değiller ki, ateş, barut… Olamaz! Bir
kızla bir erkek aynı evdeyse rahat duramaz!
-Merak ediyorum bu tip
insanlar karşı cinslerini gördüklerinde hep akıllarına “sapıkça”
şeyler mi geliyor?
“Yok artık!”-
Öğrenciler o eve kızlı
erkekli girdiler, çaldılar, oynadılar, eğlendiler! Ve
öldüler!
Başımıza taşlar yağacaktı,
taşlar gökyüzünde bir yerlere sıkıştığından güzelim gençler
gökyüzüne çıktı ve bu zihniyet mutlu oldu…
Öyle ya…
Gitmeselerdi, yemeselerdi,
içmeselerdi, ölmeselerdi!
Sonra Münevver bir
kızdı!
Ailesi kızının gece sokağa
çıkmasına müsaade etmemeliydi… Ama erkek çıkabilirdi, gezebilirdi,
tozabilirdi, içerdi, s…dı gerekirse öldürürdü… Çünkü gece yarısı
sokağa çıkmış bir kız öldürülmeyi hak ediyordu!
Ve hatta öyle sıradan bir
cinayete kurban gitmemeliydi, kafası kesilmeli, vücudu parçalara
ayrılmalı, bir çöp konteynırına atılmalıydı…
Öyle ya…
Gece vakti dışarıda ne işi
vardı, dizini kırıp evinde otursaydı, yoksa boynunu
kırarlardı!
Bu durumda erkekler
geceleri erkeklerle gezip tozsaydı, kızlar evlerinde koltuklarında
uzansaydı, pardon uzanmasaydı da uzananlara hizmet etseydi,
sıkılsaydı, onun canı da sevdiği arkadaşlarıyla gezmek isteseydi
ama bu arkadaşlar kız olsaydı, bilseydi ki birileri dışarı
çıktığında ölümü hak ettiğini bağırıyor o bakımdan erkek ya da kız
fark etmez kimseyle dışarı çıkamasaydı, dört duvar arasına
gizlenseydi, geceleri yorganını kafasına sıkı sıkı çekseydi de
dışarı çıkmak için güneşin doğmasını bekleseydi!
Bu nasıl kurum tutmuş bir
vicdan ki böylesine iğrenç bir cinayetin arkasından bile insan olan
herkesin yüreğine dokunacak, kalbini yaralayabilecek cümleler
kurulabiliyor…
Sizin evladınız yok mu?
Sizin sevdikleriniz yok mu? Ne yani hava karardıktan sonra dışarıda
olan kızlar öldürülmeli mi?
Gece yarısı bir erkek kız
arkadaşı tarafından hunharca katledilirse onu da bir cinayete
kurban gittiği için suçlayacak mısınız?
Ya da cinayeti işleyen bir
kız olduğu için mi onu yakalayacaksınız?
Ne bileyim işte, ne
yapacaksınız?
İşinize bakacak,
görevinizi yapacak, o Allah’ın cezası katil ya da katileri
yakalayacaksınız…
Beceremiyorsanız o koltuğu
boşuna meşgul etmeyeceksiniz!
Bir annenin, babanın küle
dönmüş yüreğini bir de siz yakmayacaksınız!
nsrnylmz@gmail.com
Dünün yorumu:
Noktasına virgülüne
dokunmadım…
karayazı
haklısınız
ama....
gelin görünkü sizin
yazınızı okurken kafamız başka yerde oluyor dolayısıyla yorum
yaparken de parmaklarımız alakası olmayan tuşlarda
gezinmektedir...yani ben şu yazıyı yazarken cebimde 5 tl var
ise,ülkemde gencecik insanlar amansız bir savaşta can verirken,okul
bittikten sonra iş bulmamda sorun olacakken,bu yorumu yazarken
hızlı yazmam gerekecekken(çünkü son param 5tl),söyler misiniz nasıl
sağlıklı yorum yazalım....ama her şeye rağmen hayata umutla bakmayı
bilen bir insanım yarınlar güzel olacak...