Kızlar boşuna evde kalmayın!
Abone olÇocukluğundan beri 'beyaz atlı prens' bekleyen kızlar! Gelecekte sorun istemiyorsanız bunu unutun!
tarafından 'Beyaz atlı prens' gibi bir erkekle evliliğe
yönlendirilen genç kızların, evliliklerinde büyük hayal
kırıklıkları yaşayabileceğine dikkat çeken uzmanlar bu konuda
aileleri uyarıyor. Kız çocuklarının özellikle anneleri tarafından
"Benim kızım prensesler gibi yaşamaya layık. Öyle bir evlilik
yapacak. Beyaz atlı prensini bulacak" şeklinde büyütüldüğüne dikkat
çeken uzmanlar, "Bu ant-realist bir düşünce, hayal ve ütopyadır.
Evlendiği erkeğin prens olmadığını fark eden genç kızda, eşine
karşı öfke ve düşmanlık başlıyor. Ayrıca ruh sağlığı bozuluyor"
şeklinde görüş belirtti.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sunar Birsöz, kadın ve erkeğin birbirine
gereksinimi, insanın neslini devam ettirme içgüdüsü ve toplum
içinde kabul görme düşüncesiyle evliliğin sosyal denge olduğunu
söyledi. Prof. Dr. Birsöz, evliliğin 'yaşamda kalmanın tek yolu'
olarak benimsendiği kişilerde psikolojik baskının arttığını ifade
ederek, "Böyle olunca da ne olursa olsun mutlaka evlenmek kaygısı
başlıyor. Bu da kişiyi yanlışa daha kolay götürüyor. Ve yanlış
kişilerle evlilik yapılıyor" dedi.
Genç kızların aileleri ve toplum tarafından hala ant-realist bir
düşünce olan 'beyaz atlı prens' kavramına yönlendirildiğini
kaydeden Prof. Dr. Sunar Birsöz, şunları söyledi:
"Bu yaklaşım toplumumuzda hayli yaygın. Aileler kızlarını prenses
olarak görüyor ve özellikle anneler, kızlarının prens gibi
erkeklere layık olduğunu söyleyip, onları buna inandırmaya
çalışıyor. Pek çok anne, bir anlamda kendi makus talihinin kızında
değişmesini istediği için bunu yapıyor. Ve bu, bir hayal, bir
ütopya olarak genç kızın kafasında yer ediyor. Hayal ettiği erkekle
evlendiği erkek arasında büyük fark olduğunu gördüğünde ise kadında
eşine karşı düşmanlık ve öfke duygusu başlıyor"
Sorun ve çatışmaların başladığı mutsuz evliliklerde kadının
depresyonla karşı karşıya geldiğini kaydeden Prof. Dr. Birsöz,
psikosomatik rahatsızlıklar, ağrılar, endişeler ve kaygıların da
mutsuz evlilik yaşayan kadınlarda sıkça görüldüğünü söyledi.
Genç kızların çocukluktan itibaren ailenin genel kültürel yapısı
içinde evliliğe kodlandığını belirten Akdeniz Üniversitesi Sağlık,
Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı uzmanı Psikolog Elif Yazar ise,
bu şekilde büyütülen kızların her kadın-erkek ilişkisinin evlilikle
noktalanmasını beklediğini söyledi. Bunun da bilinçdışı 'ne olursa
olsun evlilik' düşüncesini oluşturduğuna dikkat çeken Yazar,
"Kapalı, oryantal zihniyette kol kanat gerilen ortamda psikolojik
ve sosyal baskı altında olan genç kızlar, kurtuluşu evlilikte
buluyor. Tüm idealleri evlenmek şekline dönüşüyor. Evlenmek için
evlenen genç kız, bir süre sonra hayallerindeki evliliği
yaşayamadığını görünce de hayal kırıklığı, iletişim bozuklukları,
davranış bozuklukları ve anksiyet yaşayabiliyor" diye konuştu.
Pek çok genç kızın düşlerini süsleyen 'Beyaz atlı Prens'in
günümüzde hala geçerli olduğunu sözlerine ekleyen Yazar, bu düşünce
sonucu genç kızların karşısına çıkan erkeği bir prens olarak kabul
ettiğini ve mantık çerçevesinde değerlendiremediğini söyledi. "Amaç
ne olursa olsun evlilik üzerine kurulu olunca, hayal kırıklığı
kaçınılmaz oluyor" şeklinde konuşan Yazar, istisnaların
olabileceğini sözlerine ekledi.