Orhaniye Mahallesi'nde yer alan ve ziyaretçi rekoru kıran Kızkumu Plajı bu sefer güzellikleriyle değil, çirkin bir saldırıyla gündeme geldi. Kızkumu efsanesindeki Bybassos Kralı'nın güzel kızının tasvir edildiği, kaidesiyle 1.5 metre boyunda olan alçıdan heykelin eli, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından kırıldı. Orhaniye Mahallesi Muhtarı Cem Dinç, olay hakkında açıklamalarda bulundu. Kızkumu'nun Muğla bölgesinin güzide yerlerinden biri olduğunu belirten Dinç, ilgisizlikten yakınarak "Böyle devam ederse çocuklarımıza bırakacağımız bir Kızkumu kalmayacak." dedi.Yenisini yapmak istiyoruz: Devlet büyüklerinden yardım isteyen Dinç, "Heykel oraya eski işletme sahibi tarafından konulmuştu. Gelen misafirlerin büyük ilgisini çekti. Saldırıya uğrayıp, elinin kırılması ve tahribata uğramasını kınıyorum. Muhtarlık olarak heykelin yenisini yaptırmak istiyoruz" ifadelerine yer verdi.Turistler isyanda: İsmini vermek istemeyen bir turist, konuyla ilgili heykele zarar verenlere seslendi. Turist, "Bunu yaptıklarında ne kazanıyorlar? Terbiyesizlikten başka bir şey değil. Yerli ve yabancı turistler buraya geldikleri zaman denizde yürüdükten sonra heykel ile fotoğraf çektiriyor. Bir an önce heykelin yenilenmesi gerekiyor" dedi.Kızkumu efsanesi nedir?: Efsaneye göre Bybassos Kralı'nın kızı güzel prenses ile bir balıkçı birbirlerine aşık olurlar. Kız geceleri sahile çıkıp, kandille balıkçıya işaret verir, balıkçı da karşı kıyıdan sandalıyla gelir ve buluşurlar. Kral bir gece kızını takip ettirerek balıkçının denizden geldiğini, kızının kumsalda onu beklediğini, beklediği yeri de elindeki bir ışıkla balıkçıya haber verdiğini öğrenir.Kral askerlerine kızını kumsalda yakalayıp, elindeki ışığı alarak balıkçıya işaret vermelerini ve balıkçıyı yakalamalarını emreder. Denilen yapılır. Balıkçı karşı kıyıdan ışığı gördüğü anda atlar kayığına, kürek çekmeye başlar. Kız askerlerin elinden kurtulup denizin ortasındaki delikanlıya doğru koşmaya başladığı anda bir mucize gerçekleşir ve kızın her adım attığı deniz, anında kumsala dönüşür.Arkadan koşan askerlerin üzerlerindeki ağırlık onları suya batırdığı anda bir asker ok ve yayına sarılır. Amacı delikanlıyı vurmaktır ama ok kıza saplanır. Efsaneye göre de kumların rengi kızın kanıyla kırmızıya dönüşür. Delikanlı, okla vurulan prensesi alıp kayığıyla uzaklaşır ve bir daha ikisini gören olmaz.