Kızının kutu içindeki kemiklerini aldı!
Abone olCenaze namazının ardından tabuttaki kemikler toprağa verildi.
Düzce'de, 15 yaşındaki Hatice Arı
geçtiğimiz yıl 5 Ocak'ta kaybolurken, 128 gün sonra bir fındık
bahçesinde bulunan kafatası ve kemik parçaları DNA testi için Adli
Tıp Kurumu'na gönderilmişti. DNA testi sonucu bahçede bulunan
kafatası ve kemik parçalarının Hatice Arı'ya ait olduğu belirlendi.
Mehmet Arı, 14 ay sonra kutu içerisindeki kızının kemiklerini aldı.
Cenaze namazının ardından tabutun içindeki kutudan kemikler
alınarak toprağa verildi.
Düzce'nin Sancaklar Mahallesi Emiral Caddesi'nde oturan Mehmet ve Nurşen Arı çiftinin kızları Hatice Arı, geçtiğimiz yıl 5 Ocak'ta kayboldu. Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi 1'inci sınıf öğrencisi Hatice Arı en son okulun yakınlarında erkek arkadaşı M.Ş. ile görüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, iddiaya göre otobüs durağında erkek arkadaşı ile birlikte oturan Hatice Arı'nın yanına gelen Düzce Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru A.M.T.'nin kendine ait otomobille durağın yanında durduğunu ve iki genci aracına aldığını tespit etti. Soruşturma kapsamında A.M.T. ile M.Ş. tutuklanarak cezaevine konuldu. Hatice Arı'yı bulmak için çalışmalarını sürdüren polis, üç kişinin cep telefonundan en son alınan sinyaller doğrultusunda Subaşı mevkiinde köpeklerle arama yaptı. Ancak, tüm aramalara rağmen bir sonuç elde edilemedi. M.Ş. ise daha sonraki davalarda tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı.
Olaydan 128 gün sonra 13 Mayıs tarihinde Subaşı Köyü'nde bir köylü fındık bahçesinde ilaçlama yaparken kafatası ve kemik parçaları bularak jandarmaya ihbarda bulundu. Jandarma ve polis, yeniden köpeklerle bahçede yaptığı aramada okul kıyafetleri ve kemik parçaları buldu. Elbise parçaları ve kemikler, DNA testi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Adlı Tıp Kurumu'nun incelemesi sonucu elbiselerin ve kemiklerin Hatice Arı'ya ait olduğu tespit edildi. Mehmet Arı dün Düzce Adliyesi'ne giderek kutu içerisindeki kızının kemiklerini aldı.
Bugün, Yığılca İlçesi'ne bağlı Kırık Köyü'nde Arı ailesinin evinde kemiklerin bulunduğu kutu tabutun içerisine yerleştirilerek, tabutun başına duvak konuldu. Tabutun köy mezarlığına götürülüşü sırasında anne Nurşen Arı, "Kızım ben seni gelin edecektim. Sana nasıl kıydılar" diyerek ağladı. Mezarlıkta kılınan cenaze namazının ardından tabutun içerisindeki karton kutu çıkarılıp içindeki kemikler mezara konuldu. Hatice Arı'nın mezarının başına konulan tahtaya ölüm tarihi olarak kaybolduğu gün olan 5 Ocak 2010 tarihi yazıldı.
2 ay önce Adli Tıp Kurumu'nda gelen bilgiler doğrultusunda
elbise parçalarının kızına ait olduğunu öğrendiğini belirten Mehmet
Arı, "DNA testi sonucu kemiklerin de kızıma ait olduğu belirlenmiş.
Dün kemikleri savcıdan aldım. Bugün toprağa verdik. Çok üzgünüz"
diye konuştu.
"İETT OTOBÜSÜNDE TECAVÜZ
DEHŞETİ"
BAŞLIKLI HABER DİĞER
SAYFADA...
TIKLAYIN...
İstanbul'da, özel bir şirkette çalışan 45 yaşındaki G.G., önceki
akşam arkadaşları ile Beyoğlu'nda buluşmak için evinden çıktı.
Durakta otobüs beklemeye başlayan kadının önünde üzerinde 'İETT
Personel Servisi' yazılı tabela bulunan otobüs durdu.
Habertürk'ün haberine göre, adının A.K. olduğu belirlenen sürücü,
kadına gideceği yere götürebileceklerini söyledi. G.G. de sürücü
A.K. ile arkadaşı S.T.'nin içinde bulunduğu otobüse bindi. Ancak
Taksim'e doğru yol alan sürücü, bir anda otobüsü otoyola çıkardı.
Kaçırıldığını anlayan kadın, çığlık atarak yardımistedi. Otobüs
otoyolda hızla ilerlerken önce S.T. kadını döverek tecavüz etti.
Ardından direksiyona geçti.
Daha sonra sürücü A.K. de yine otobüs seyir halindeyken kadına
tecavüz etti. Bununla da yetinmeyen ikili, otobüsü Başakşehir'deki
bir ormanlık alana götürdü. İki arkadaş kadını grup sekse zorladı.
Öldüresiye dövdükleri ve cep telefonunu gasp ettikleri kadını, yol
kenarına atıp kaçtılar.
Bir vatandaş kadını görüp polise haber verdi. Başakşehir
Asayiş Bürosu ekipleri, çevredeki güvenlik kameralarından otobüsün
plakasını tespit etti. Yapılan plaka sorgulamalarında otobüsün özel
bir şirkete bağlı olduğu ve İETT Personel Servisi olarak
kullanıldığı belirlendi. A.K. ve S.T. aynı gün evlerine yapılan
operasyonla yakalandı. Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulanan ikili
suçlamaları reddederek, kadınla para karşılığı ilişkiye
girdiklerini savundu. İkili "Gasp, hürriyeti tehdit,
tecavüz ve darp" suçlamasından adliyeye sevk edildi.
İETT: "ARAÇ TAŞERON FİRMANIN"
Olayla ilgili bir açıklama yapan İETT Basın Danışmanı Ömer Faruk
Birpınar, aracın İETT'nin personellerini taşıyan taşeron firmaya
bağlı bir servis aracı olduğunu vurguladı.
'TECAVÜZ HİKAYE' DEDİ
İNANDIRAMADI
BAŞLIKLI HABER DİĞER
SAYFADA...
TIKLAYIN...
Samsun'da üvey kızı 16 yaşındaki S.Ö.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla
15 yıla kadar hapsi istenen tutuklu sanık 55 yaşındaki Mehmet
Ö.'nün 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlandı.
Üvey babasının kendisine uçucu madde koklattıktan sonra tecavüz
ettiğini ileri sürüp bunu rehber öğretmenine anlatan lise öğrencisi
S.Ö., duruşmada şikayetçi olmadığını söyledi. Genç kız, "Hakkımda
okulda çıkan dedikodu nedeniyle rehber öğretmenim beni çok
sıkıştırdı. Ben de ondan kurtulmak için böyle bir hikaye uydurdum.
Üvey babam bana bir şey yapmadı" dedi. Sanık Mehmet Ö. ise
"Yanlış şeyler yapmasın diye kendisini kısıtladığım için
bana iftira atıyor" diye konuştu. Mahkeme, sanığın tahliye
talebini kabul etmeyerek S.Ö.'nün rehber öğretmeninin dinlenmesi
için duruşmayı erteledi.
Samsun'da lise öğrencisi S.Ö. geçen yıl ocak ayında, rehber öğretmenine üvey babasının kendisine uçucu madde koklatarak etkisiz hale getirip tecavüz ettiğini söyledi. Bunun üzerine öğretmen polisi aradı. S.Ö., polise verdiği ilk ifadesinde zaman zaman uçucu madde kullandığını anlattı. Üvey babası Mehmet Ö.'nün otomobille kendisini bir arkadaşının evine götürüp madde koklattıktan sonra tecavüz ettiğini söyleyen S.Ö., üvey babasının kimseye söylememesi için kendisini tehdit ettiğini ileri sürüp, şikayetçi oldu. Gözaltına alınan Mehmet Ö., çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
'Hürriyeti tahdit ve cinsel istismar' suçlarından 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Mehmet Ö., savunmasında S.Ö.'ye tecavüz etmediğini söyledi. S.Ö.' nün annesiyle 8 yıldır evli olduklarını belirten sanık, "Kendi öz kızım gibidir. Biraz başına buyruk. Yanlış şeyler yapmasın diye kendisini uyardım. Kısıtlamalar yaptım. O yüzden bana iftira atıyor" dedi. Duruşmaya katılan kızın annesi 56 yaşındaki Menekşe Ö. de kızının yalan söylediğini ve eşinden şikayetçi olmadığını söyledi.
'ÖĞRETMEN SIKIŞTIRINCA HİKAYE UYDURDUM'
İfadesinde, üvey babasıyla arasında sorun olmadığını sadece zaman zaman tartıştıklarını belirten S.Ö., okulda hakkında çıkan 'üvey babasıyla ilişkisi var' dedikoduları yüzünden rehber öğretmeninin kendisini sıkıştırdığı söyledi. S.Ö., "Beni çok fazla sıkıştırınca, ondan kurtulmak için böyle bir hikaye uydurdum. Üvey babam bir şey yapmadı. Sadece öğretmenimin beni sürekli sıkıştırmasından kurtulmak istedim. Çok pişmanım" diye konuştu.
Mahkeme, sanığın tahliye talebini kabul etmeyerek S.Ö.'nün
rehber öğretmeninin dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
"9 YETİM ÇOCUĞA VE ANNELERİNE KAYMAKAM
SAHİP ÇIKTI"
BAŞLIKLI HABER DİĞER
SAYFADA...
TIKLAYIN...
Sivas'ın Şarkışla ilçesinde eşi vefat ettikten sonra 9 çocuğu ile güç şartlar altında yaşamını sürdüren anneye, Kaymakam Abdullah Uçgun sahip çıktı. Çocuklarının daha iyi bir eğitim alması için yaklaşık 1 yıl önce Altınyayla'dan Şarkışla'ya taşınan 9 çocuklu Öcalan ailesi, kiralamak için uzun süre ev aradı. Buldukları kiralık evlerin sahiplerinden ''9 çocuklu aileye ev vermeyiz'' cevabını alarak umutsuzluğa düşen aile, yakınlarının da desteğiyle Şarkışla'daki TOKİ konutlarından bir ev satın aldı.
Eve yerleşen aile, hem çocukların eğitim giderlerini karşılayabilmek, hem de TOKİ'ye taksitleri ödeyebilmek için çaba gösterdi. Şarkışla'da iş bulamayan baba Ertuğrul Öcalan (46), yaklaşık iki ay önce Zonguldak'a iş aramaya gitti. İnşaat işlerinde çalışarak ailesinin geçimini sağlamayı ve çocuklarını okutmayı düşünen Öcalan, iş aradığı sırada beyin kanaması geçirerek Zonguldak'ta yaşama veda etti.
Baba Öcalan'ın vefatıyla adeta yıkılan aile, zor günler geçirdi. 9 çocuğuyla baş başa kalan anne Fatma Öcalan (46), çocuklarının geleceği için kara kara düşünmeye başladı. Komşularının yardımlarıyla ayakta durmaya çalışan ailenin durumunu duyan Şarkışla Kaymakamı Abdullah Uçgun, aileyi evinde ziyaret etti.
Ailenin dramını anne Fatma Öcalan'dan dinleyen Uçgun, ihtiyaçlarının bir kısmını karşılayabileceklerini söyledi. Öncelikle ailenin barındığı evin borcunun ödenmesi gerektiğini belirten Uçgun, yaklaşık 27 bin lira tutan taksitlerinin ödenmesi için Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı ile görüşeceklerini, varsa bu durumla ilgili olarak özel indirim isteyeceklerini ifade etti.
Evin taksitlerinin ödenmesi konusunda yardım almak için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ile yazışmaların başladığını anlatan Uçgun, eğitimine devam eden çocuklara da yardım edileceğini, onlara burs ayarlayabileceklerini söyledi.
Vefat eden Ertuğrul Öcalan'ın yaklaşık 800 gün sigorta priminin olduğunu, bu süreyle emeklilik işlemlerinin zor olacağını belirten Uçgun, emeklilik işlemleri için de bir çalışma başlatacağını bildirdi.
DEVLETTEN BAŞKA NEREYE SIĞINABİLİRİM
Çocukları Suzan, Zülal, Hatice, Ümran, Mukaddes, Şerife, Beyza, Burak ve Songül'ü yaklaşık iki aydır babasız büyüten ve onların ihtiyaçlarını karşılamak için çaba gösteren anne Fatma Öcalan, ''Kuru ekmekle de olsa karnımızı doyuruyoruz. Ama başımızı soktuğumuz evin taksitlerini ödeyemiyoruz. Kızlarımdan biri üniversite bitirdi, diğeri üniversitede okuyor. Bir diğer kızım üniversiteye hazırlanıyor. Ümran 12'nci, Mukaddes 9'uncu, Şerife 8'inci, Beyza 6'ncı, tek oğlum Burak da 5'inci sınıfa gidiyor. 6 yaşındaki kızım Songül ise ana sınıfına gitmesi gerekirken maddi durumumuz nedeniyle gönderemedim. Ancak ana sınıfı öğretmeni olan komşum bu yavrumu da ara sıra beraberinde götürüyor'' dedi.
Çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak ve evin taksitlerini ödemek için kara kara düşünen anne Öcalan, ''Allah'tan başka kimsemiz yok. Komşularımız olmasa bu günlere de gelemezdik'' diye konuştu.
Sekiz çocuğunun sağlıklı olduğunu, kızlarından Şerife'nin işitme kaybı ve cilt rahatsızlığı olduğunu anlatan Öcalan, kulağından rahatsız olan kızı Şerife'nin daha iyi duyabilmesi için işitme cihazı satın alınması gerektiğini söyledi.
Eşi emekli olamadığı için sigortadan faydalanamadıklarını, tek güvencelerinin yeşil kart olduğunu ifade eden Öcalan, ''Kızımı tedaviye götüremiyorum. Her ne kadar yeşil kartımız olsa da Şarkışla Devlet Hastanesinde cildiye bölümü olmadığı için Sivas'a gitmemiz gerekiyor. Ona da yol parası bulamadığımız için gidemiyoruz. İşitme cihazının yüzdesini ödeyemeyeceğimiz için ona da müracaat edemedik'' dedi.
Anne Öcalan, ''Komşularımın yardımlarıyla ayakta durmaya
çalışıyoruz, komşularımızın bazılarının da maddi durumları iyi
değil. Kaymakam beye göstermiş olduğu yakın ilgiye teşekkür
ediyorum. Devletten başka kime güvenebilir, kime sığınabilirim''
diye konuştu.
"OKULA GİDEMEYİNCE ÖĞRETMEN EVE
GELİYOR"
BAŞLIKLI HABER DİĞER
SAYFADA...
TIKLAYIN...
Samsun'un İlkadım İlçesi'nde cildi güneş ışınlarına
karşı korumasız olan (xerodermo pigmentozu) 11 yaşındaki Edanur
Demircioğlu, güneşe çıkamadığı için eğitimine evinde devam
ediyor.
İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevlendirilen
sınıf öğretmeni, iki yıldır haftada 3 gün küçük kızın evine gidip
ders veriyor.
İnşaat işçisi 45 yaşındaki Adem ve ev kadını aynı yaştaki Kezban
Demircioğlu çiftinin 3 çocuğundan en küçüğü olan Edanur
Demircioğlu'na bir yaşındayken 'xerodermo pigmentozu' hastalığı
teşhisi konuldu. Doktorlar güneş ışığına çıktığında derisinde
yaralar oluşan küçük kızın güneş batmadan önce dışarı çıkmasını
yasakladı. 1'inci sınıfı Kubilay İlköğretim Okulu'na giderek
tamamlayan Edanur Demircioğlu, hastalığının ilerlemesi üzerine
okula gidemedi.
Bunun üzerine İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, öğretmen
görevlendirerek kızın eğitimine evinde devam etmesini sağladı.
Halen 3'üncü sınıfa devam eden Demircioğlu, iki yıldır evinde
eğitimini sürdürüyor.
İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürü Davut Numanoğlu, Edanur Demircioğlu'nu evinde ziyaret etti. Numanoğlu, "Öğrencimiz hastalığı sebebiyle okula gidemediği için görevlendirdiğimiz öğretmen arkadaş onun evine geliyor ve eğitimine bu şekilde devam ediyor. Okuma azminden dolayı ben bu küçük kızımıza teşekkür ediyorum. En büyük dileğimiz bir an önce sağlığına kavuşması. Okuluna dönmesini ümit ediyoruz ama bu süre içerisinde eğitimine de devam etmesi çok önemli" dedi.
Sınıf öğretmeni Arzu Altuntoprak da Edanur Demircioğlu'nun derslerinin çok iyi olduğunu ve küçük kızın azimle derslerine çalıştığını söyledi. Okula gitmeyi özlediğini dile getiren Edanur Demircioğlu ise en çok matematik dersini sevdiğini, matematik öğretmeni olmak istediğini belirtti.