Serik ilçesine bağlı Merkez Mahallesi 2100 Sokak'ta 18 Ağustos salı günü, saat 18.00 sıralarında yaşanan olay iddialara göre şöyle gelişti; 7 çocuk annesi Dudu Çağın ile Metin Çağın, bir süre önce ayrı yaşamaya başladı. Dudu Çağın, geçtiğimiz aylarda hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı Metin Çağın ile bir hafta önce, olaydan bir gün önce akşam yapılan kızının düğünü için barıştı. Ancak çift arasında henüz bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Metin Çağın, tartışma sırasında Dudu Çağın'ı boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklayarak öldürdü, ardından kaçtı.Polisin her yerde aradığı şüpheli koca Metin Çağın, 20 Ağustos perşembe sabahı, Antalya- Serik Karayolu'nun Cumalı mevkisinde otostop çekerken yakalandı. Metin Çağın ile aynı mahallede yaşayan Dursun Kara, yanındaki 2 arkadaşıyla yol kenarında otostop çeken Metin Çağın'ı gördü. Kara ve arkadaşları yüzünde maske olan bitkin haldeki Metin Çağın'ı yakalayıp, polisi aradı. Antalya merkeze gitmek üzere otostop çektiği belirlenen Metin Çağın, gelen polis ekiplerince gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Metin Çağın, savcılık sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçe mahkemece tutuklandı. Metin Çağın'ın savcılık ve mahkemedeki ifadesinde, eşini kıskançlık yüzünden 'bilerek ve isteyerek' öldürdüğünü söylediği öğrenildi.Emine, Sedef, Suna, Nergiz, Dilara, Mikail ve Mahsun isimlerinde 7 çocuk annesi olan Dudu Çağın'ın ailesi kızlarının ardından gözyaşı döküyor. Evladının hunharca katledildiğini belirterek, Metin Çağın'ın idam edilmesini isteyen anne Şerife Kara, "Yılbaşında kızım küs geldi, 9 ay evimde kaldı. Buralarda çiçeklerle uğraştı. Daha sonra buraya ev yaptırdı. Dünürü tuğlasını aldı, eniştesi kredisini çekti. İyi kötü kapısını penceresini yaptırdı. İçine girdi. Televizyon aldı. Çocuklarına baktı. 'Anne 20 senedir evliyim hayatımda en rahat bu 9 ay yaşadım' derdi. Her gün ekmeğini, kapısına asıyorduk" dedi.Abla Nergiz Yılmaz da "Kardeşim 17 yaşında kaçarak evlendi. Çok sevdi. Kayınbabasını eviyle yan yana bir odada oturdu. Birkaç sene iyi yaşadılar. Ondan sonra ablamı kıskandı. Yoldan kim geçtiyse kıskandı. Akrabalarımızdan, eniştesinden kıskandı. Hep perdeleri kapatırdı. Kimseye göstermedi, hiçbir yere bırakmadı. Kendisi çalışmadı. Kız kardeşim çalışıyordu. Sabaha kadar başında bıçakla bekledi. İşe göndermedi. Çocuklar hastalanır doktora götürmezdi. Kardeşim kaçıp buraya geliyordu. Ablamın peşinden gelip, yalvarıp yakarıp, geri götürüyordu. 'Tamam biz bir daha deneyelim belki insan olur' diyordu. Kendimiz götürüyorduk" diye konuştu. Yeğenlerinin yemeklerini her gün kendilerinin verdiğini belirten abla Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Üstünü başını biz alıyorduk. 'Sen çalışmazsan çalışma ama çocuklarının başında dur, bacımız çalışsın, sana da baksın çocuklarına da baksın, hepinizi beslesin' diyorduk. Ona da izin vermiyordu. Çocuklarını önemsemiyordu. Büyük kızlarını çalıştırıyordu, kendisi, eşi ile evde oturuyordu. Bacıma kredi çektim, yardım ettim. Abim, babam yardım etti. Çalıştırdık, evini yaptırdık. Bir ay önce 'Bacım git evinde otur' dedik. Sürekli etrafında dolanıyordu. 'Zarar vereceksin' diyerek, kovuyorduk. Beş dakika dolanıp, geri geliyordu."Ağabeyleri İsa Kara'nın kardeşine eşiyle barıştırmayı teklif ettiğini anlatan Nergiz Yılmaz, "Abim, 'Belki barışınca sana bir şey yapmaz' dedi. Pandemiden önce kardeşimi bir otelde işe soktuk. Yaşlı bir patronu vardı, getirip götürüyordu. Elinde bıçakla yolunu kesmiş. Bütün çocuklarını toplamış; 'Gelin kurban keseceğim' demiş. Hepsini götürmüş. Çocuklar sevine sevine 'hayvan keseceğiz' diyerek, gitmişler. Bir bakmışlar annelerinin yolunu kesmiş. Hem patronunu hem de benim bacımı dövmüş. Çocuklar ağlayarak, bizim yanımıza geldiler" dedi.Kızının düğününden 1 hafta önce ağabeyinin teklifiyle eşiyle barıştığını ifade eden baba Durmuş Kara ise gözyaşları içinde, olayın nasıl meydana geldiğini anlattı. "Düğün yaptık. Hep beraber eğlendik. Salı günü, gelip, 'Hadi aşağıya, eski evine gidelim, sana sürprizim var' diyor. Torunum babasının tavırlarını beğenmeyip, ablasına 'babamın durumu iyi değil' diyor. Ancak kızımı almış, eski evine götürmüş. Evde çeşmeleri açıyor. Kapıyı kilitliyor. Evin iki odası var. Bir odanın penceresi yok. Ne kadar bağırsan duyulmaz. Oraya sokuyor. Bütün çamaşırlar yerde seriliymiş. Tahminime göre 'çamaşırları al' diyor, kızım toplamak için yere eğildiğinde de arkadan bıçağı boğazına vuruyor. Hatta kızım bıçağı tutmaya çalışınca ellerini kesmiş. 7 çocuğu yetim kaldı. Yedi çocuğu öldürdü. Bundan sonra babaları dayısı, anneleri teyzesi. Ben bu adamın idam edilmesini istiyorum." Acılı aile, Dudu Çağın ve Metin Çağın'ın nişan fotoğrafları ile yeğenlerinin sünnet düğününde çekilen fotoğrafları da göstererek, adalet istediklerini söyledi.