Kızımı Adnan Hocadan kurtarın
Abone ol"Tam 3 senedir ne anneler günü biliyorum ne de bayram... Ne olur kızımı onların elinden kurtarın" diye seslendi...
Kızını en son “Annen ağır hasta, gel bir gör” diyerek eve
getirten sonra da Ayvalık’a “kaçırıp!” Adnan Hoca grubundan
kurtarmaya çalışan ancak başarılı olamayan Baba Feridun Özgül ise
“Yaşadıklarımız tüm ana babalara ibret olsun” diyor.
Kızının okul yıllarında çok başarılı bir öğrenci olduğunu, ilk kez 2004’te İstanbul Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü’ne devam ederken birşeylerin ters gittiğini sezdiğini söyleyen baba Feridun Özgül, o günleri şöyle anlatıyor:
Son sene bana okulu uzatmak istediğini, bu arada da çalışacağını
söyledi. Ben ’Tamam ama nerede kimle çalışacağını göreceğim’ dedim.
Önce ‘Tamam’ dedi sonra ‘Vazgeçtim’ dedi. ’Peki’ dedim.
Sonra Gülnihal isimli bir kız arkadaşıyla tanıştırdı. O kız bana
bir şirkette çalıştığını, Ceylan’ı da istediğini söyledi. İş,
Anadolu yakasında olduğu için Ceylan’ın da onunla birlikte
kalabileceğini söyledi. Ben de evi görmek istedim. Bir yere gittik.
Süper lüks, bekçisi olan, yüzme havuzlu bir yerdi. ‘Buranın
kirasını nasıl vereceksiniz?’ diye sorduğumda ’Burası amcamın!
Sadece masraflarını ödeyeceğiz’ cevabı aldım. Biz de inandık. Ama
her haftasonu eve gelmesini şart koştum. ’Tamam’ dedi. Ceylan evet
geldi ama hep arkadaşlarıyla birlikte... Ve hiç kalmadı evde... Tek
gel dediğimde ise bahaneler uyduruyordu.
Çok lüks bir villa tuttu
Daha sonra Ceylan ve 5 arkadaşının kendisine gelerek iş kurmak
istediklerini belirten baba şöyle devam ediyor:
Bana tuhaf geldi... ’Ne iş yapacaksınız?’ dediğimde ’İthalat
ihracat’ dediler. Hidiv Kasrı’nın yanında çok lüks bir ofis
kurdular. ’Buranın kirasını nasıl ödeyeceksiniz?’ diye sorduğumda
Gülnihal’in babasının finanse edeceğini söyledi. Sonra ortaya çıktı
ki o adama da işi benim finanse ettiğimi, işin başında olacağımı
söylemişler. Şirket kuruldu ama yaptıkları iş yok ortada. Ben
denetliyorum, ’Faturalarınızı göreyim’ diyorum ama ortada bir şey
yok. Kızıma ’Bu işi bırak’ dedim. Üstüne gittim ve 1 hafta sonra
Ceylan işi bıraktığını söyledi. Ben de ’O zaman eve dön!’ deyince
Koşuyolu’nda iş bulduğunu birkaç dostuyla orada kalacağını söyledi.
Evi gördüm gayet lüks. ’Bir arkadaşımın annesinin evi’ dedi. Ona da
inandım. Sonra Etiler’e taşınacağını söyledi. Bu kez sert çıktım.
’Eve döneceksin’ dedim, o saniyeden sonra kızım bizden koptu
dönmedi. Görüşmek istemedi.
Bana “Allah’a sarıl” dedi
Başta utandım nasıl olabilir böyle bir şey diye. Uzun zaman izini
kaybettik sonra bir gün aradı. O sırada eşim pankreas kanseri
olmuştu. Karaciğere sıçramıştı. Durumu iyi değildi.... Telefonda
Allah aşkına gel dedim. Kızım bana: ’Hepimiz bir gün öleceğiz bu
Allah’ın takdiri. Sen de Allah’a sarıl. Senin de bir ayağın çukurda
gibi sözler söyledi. Yıkıldım...
“Beni Allah büyüttü” diyor
Kızlarını el bebek gül bebek büyüttüklerini anlatan anne Firuzan
Özgül ise:
Biz onu sürekli koruduk kolladık. Kontrol ettik ve başımıza bunlar
geldi. Kızım evden ayrılmadan önce posta kutusunda dini bir kitap
gördüm sonra aynı kitabı Ceylan’ın odasında görünce eşime söyledim.
Kitap Harun Yahya diye birinindi, dini bir kitaptı. Onları okuya
okuya kızımın beyni yıkandı. Eski Ceylan’la yeni Ceylan aynı kişi
değil. Hiç konuşmuyordu, put gibi. Sürekli tedirgindi. Ruhu
tertemiz olan kızım gitti, katı acımasız biri geldi. O benim
çocuğum değildi artık. Kızımızı bize düşman ettiler. 9 ay karnımda
taşıdım, büyüttüm. Şimdi bana ’Beni Allah büyüttü siz küçük bir
vesilesiniz’ diyor...
Babanın devlete isyanı Baba Özgül sözlerine devam
ediyor:
Adnan Hoca’nın tuzağına düşen kızımız gibi
daha çok sayıda genç var. Bu insanlar ağlıyor, bağırıyor, bir şey
anlatmaya çalışıyor ama devlet susuyor. Devlet, benim de hakkımı
korumak zorunda. Cumhuriyet savcılarına sesleniyorum. Bu yaraya
parmak basın. Bu adamların gelirlerinin kaynağı nedir? Ben kızıma
’Çalışıyor musun’ diyorum, O bana ’Benim çok param var’ karşılığını
veriyor. Kızım, o grupta üstlerdeymiş. Kızımın avukatları özel
uçakla buraya geldi. Bu paranın kaynağı kim? Biz zengin bir aile
değiliz. Eşim kanser hastası. Onun tedavisini bile patronum
üstlendi. Bir seansın bedeli 13-15 bin YTL. Bunu bile ödeyemiyorum.
Kızım çok önemli şeyler mi biliyor ki bu kadar üstüne gidiliyor.
Bunu öğrenecek Başbakan ve bakanlardır. Sonuna kadar gideceğim.
Hayatıma mal olsa bile...
“Onlarla baş edemezsin”
Feridun Özgül gazetelere yansıyan “Kızını kaçırdı” haberlerine de
isyan ediyor. Kanser hastası annesini ziyaret etmek için 3 yıl
sonra eve gelen kızını kendisinin de 11.5 aydır görmediğini anlatan
Özgül o gün yaşananları şöyle anlatıyor:
Yanında başka biri daha vardı. Beni görünce şoke oldu. ’Biraz
konuşalım kızım’ dediğimde beraberindeki kadın hemen müdahale etti.
Bağırıp çağırdı ve ’Benim iznim olmadan konuşamazsınız’ dedi. Kim
olduğunu sorduğumda ’Ceylan’ın can arkadaşıyım’ dedi. Ama bu arada
bağırmaya devam ediyordu. Ben de ’Evimi terk edin’ diye bağırdım.
En sonunda kolundan tutup dışarı çıkartmaya çalıştım. Bu sırada
karşı komşum sesleri duyunca ne oluyor diye kapıya çıktı. Kadın
bağırmaya devam ediyordu. Ben de kızıma ’Anneni de alıp dışarıda
bir yerlerde oturup konuşalım’ dedim. Ceylan bu teklifi kabul
edince arabaya binip önce Kadıköy’e, sonra da bir aile dostumuzun
evine gittik. Kızım sakinleşmişti. Daha sevecen bakmaya başladı.
Ona ’Kaçarsan seni öldürürler mi diye korkuyorsun’ diye sorduğumda
’Onlarla baş edemezsin baba’ diye tepki gösterdi.
Mutluluk kısa sürdü
Daha sonra arabayla Pendik’e gelip kızıyla birlikte hızlı feribota
bindiklerini belirten Feridun Özgül:
O sırada bana, bir pusula yazıp benimle yalnız konuşmak istediğini
söyledi. Yukarı çıktık. Ama sürekli tedirgin haldeydi. Ben ise
sürekli sarılıp hasret gidermeye çalışıyordum. Yalova’da feribottan
inince namaz kılmak istedi. Bir benzin istasyonunda abdest alıp
annesi ve bir arkadaşı ile birlikte namazını kıldı. Ayvalık’a
gelmek gibi bir fikrimiz yoktu. Ama Ceylan istedi. Buradaki teyze
ve eniştesinin yanına gittik. Bir gece orada kaldık ama hiç
uyumadık. Hasret giderdik.
Ertesi gün yazlığa geçtik. Orada sahilde kızım ile el ele, kola kola yürüdük. Ceylan yanında kıyafeti olmadığı için alışverişe gitmek istedi. Birlikte alışveriş yaptık. Hatta kızım bir ara mağazada ’Baba, beni kaçırdın. Kendini ifşa ediyorsun’ diye espri ile yaptı. Hatta bir yerden araba ile dönüş yaparken, orada polis olduğunu görünce oradan geçmememi istedi. Sürekli ’Baba polise gidelim ve beni kaçırmadığını söyleyelim’ diyordu. Benim de hiç aklıma gelmedi.
Babuna’nın kızkardeşine yerini ihbar etti
Baba Özgül, jandarmaya yakalanma anını da şöyle anlatıyor:
Ayvalık merkezden dönüşte dinlenmek için biraz uyudum. O sırada
Ceylan bir şeyler almak için bakkala gitmiş. Hüma Babuna’yı (Adnan
Hocacı Oktar Babuna’nın kızkardeşi) aramış. Olaydan habersiz mangal
yaparken bir anda jandarmalar etrafımızı sardı. Kızım öne çıkıp
’Beni kaçırdılar’ deyince o an öldüm. Bu nasıl kaçırma! Gittiğimiz
her yerde istese kaçabilir bağırabilirdi. Ama yapmadı. Ya bizi
korumak için kendini feda etti ya da başka bir şey var...” (Ceylan
Özgül daha sonra savcıya “babam beni zorla kaçırdı” diye ifade
verdi.)
“Kuzenini de Adnan Hoca için ayartmaya
çalıştı”
Jandarma baskınını anlatan Firuzan Hanım ise “Daha 5 dakika önce
bana sarılıp ’Anneciğim seni çok seviyorum. Artık ağlama. Buna
dayanamıyorum’ derken bir anda ’Beni kaçırdılar’ diye bizden
şikâyetçi oldu. Anneler günümü mahvetti. Eskiden kötü niyetli
erkekler, kızları kandırıp geneleve düşürürmüş. Şimdi ise Adnan
Hoca’ya veriyorlar. Bu niye başımıza geldi? Ben 60 yaşında kanser
hastası biriyim. Ölümden korkmuyorum. Artık Adnan Hoca benden
korksun. Kızımı istiyorum. Kızım kendi kuzenini bile kandırıp gruba
almak istedi. Çok lüks yerlerde yaşadı. Onu kaptılar, yuvamızı
dağıttılar, bizi bitirdiler” diyerek gözyaşlarına boğuluyor.