Olay Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Yavuzlar Mahallesi'nde 14 Ağustos 2017 tarihinde meydana geldi. İddiaya göre, silahlı kavga ihbarı üzerine olay yerine giden polis ekipleri, Muhammet Reşit Yıldırım'ın (17) iş yerinin önündeki hafif ticari araçta tabancayla vurulduğunu belirlemişti. İş arkadaşları tarafından aynı araçla Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Yıldırım, müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı. Olayın ardından Emrah B. isimli bir kişi, kızı F.B.'ye (13) tecavüz edip hamile bıraktığı için şahsı öldürdüğünü öne sürmüş ve tutuklanmıştı. Sanık hakkında iddianame hazırlanıp hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. İlk duruşma 18 Aralık 2017 tarihinde yapıldı. Duruşmada sanık Emrah B., Yıldırım'ı kızına tecavüz edip hamile bıraktığı için öldürdüğünü söylemişti. Mahkemede F.B. ise, Muhammet ile bir yıldır sosyal medya hesabı üzerinden görüştüklerini söylemiş, kendisini teyzesiyle tanıştıracağını söyleyerek bir eve götürdüğünü, burada cinsel saldırıya uğradığını ve hamile kalmasının ardından durumu annesinin fark ettiğini, kürtaj olduğunu anlatmıştı. Bunun üzerine mahkeme heyeti, öldürülen Muhammet Reşit Yıldırım ile ceninden alınan örneklerin karşılaştırılarak bebeğin babasının olup olmadığının belirlenmesine karar vererek duruşmayı ertelemişti. Mahkeme heyetinin bu talebi üzerine ceninden ve Muhammet Reşit Yıldırım'dan alınan örnekler eşleştirilmesi için Emniyet Genel Müdürlüğü Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğüne gönderildi. Burada uzmanların yaptığı incelemede, "Maktul Muhammet Reşit Yıldırım'dan alınan kan örneğinden elde edilen genotip ile mağdur F.B.'ye ait olan ceninden alınan doku örneğinden elde edilen genotip arasında baba-çocuk ilişkisi bakımından uyum bulunmamaktadır" denildi. Bu rapor kız çocuğunun ve babasının iddialarını çürütürken, tek oğlunu cinayete kurban veren baba isyan etti. Baba Yıldırım kendisinin o gün de bu işin olmadığını bildiğini belirterek, "Benim çocuğum katledildi, sorgusuz sualsiz oldu benim hiçbir şeyden haberim olmadı sadece gidip çocuğumun cenazesini aldım. Kesinlikle yalan söylüyor, 'kızım 13 yaşında diyor' ama 16 yaşında ve benim çocuğum da 16 yaşındaydı. Benim oğlum bu karakterde bir insan değil sabah işine bırakır akşam da alırdım. Ben sadece adalet istiyorum bu işin içinde kim varsa cezalandırılsın" dedi. Çocuğuna insanların beddua ettiğine dikkat çeken Yıldırım şöyle devam etti: "Ben cenazemi beddualarla kaldırdım bu nedenle oğlum bir kez daha öldü. Çocuğuma 1 Temmuz’da mesaj atıyor tanışalım diye 8 Ağustos’ta kız 2 aylık hamile ve benim oğlum ısrarla seni tanımıyorum diyor o da diyor ki 'zamanla tanırsın.' DNA testi yaptırdık ve temiz çıktı benim çocuğumla hiçbir şekilde alakası yok. Kızın ailesi bir şeyleri temizlemeye çalışıyor öyle olmasaydı ve benim çocuğum bunu yapmış olsaydı bile gelip aileyi bulurlardı. Her şeyi planlamış o kişi, çünkü ayın 9’unda çocuğuma mesaj atmış ve bunu başka birinin hesabından atıyor oğlum ayıkmasın diye. 'Kardeş cüzdanını düşürdün' diyor, oğlum da 'hayır üstümde' diyor daha sonra sesli mesaj atıyor 'gel buraya emanetini vereyim' diye." Bebeğin oğlundan olmadığının ortaya çıktığını, bebeğin kimden olduğunun araştırılması gerektiğini ifade eden Yıldırım, "Çocuğun kimden hamile kaldığını devlet araştırsın, ailesinden de DNA örneği alınsın, çünkü bunu benim oğlum yapmamışsa kim yaptıysa bulunsun. Bu benim çocuğumun üzerine atılan iftiradır, öldürüldüğü günden beri mahvolduk annesi rahatsızdı ama şimdi ise yerinden kalkamıyor. Cenazemi 80 milyonun bedduasıyla kaldırdım. Babası hem oğlumu öldürdü hem şov yaptı" diye konuştu.