Kızıltepe davası ertelendi
Abone olMardin'in Kızıltepe İlçesi'nde Ahmet Kaymaz ve oğlu Uğur Kaymaz'ın öldürülmesi ile ilgili duruşma tam 9.5 saat sürdü. Mahkeme sonunda erteleme kararı çıktı.
Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde Ahmet Kaymaz ve oğlu Uğur
Kaymaz'ın öldürülmesi ile ilgili duruşma 16 Mayıs 2005 tarihine
ertelendi. Sabah saatlerinde Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
başlayan duruşma, akşam saatlerine kadar sürdü. Kimlik
tespitlerinin yapılmasının ardından müşteki avukatlarından Tahir
Elçi söz aldı. Elçi, sanıklar olmadan yargılamanın devam
edemeyeceğini, yargılamanın durdurulup, sanıklar getirildikten
sonra mahkemenin devam etmesini isteyerek, "Sanıklar gelmezse
delillerin karartılması söz konusu olacaktır" dedi. Elçi'nin
ardından söz alan müşteki avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı
Av. Sezgin Tanrıkulu, verilecek kararın yargının bağımsız olup
olmadığının gösterilmesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak,
"Sanıklar duruşma öncesi başka yerlere tayin edilmişlerdir. Bu
şekilde idare yargılamaya müdahale etmiştir. Şu anda duruşmaya ara
verilip sanıkların getirilmesini istiyoruz. Bu dava, Türkiye
kamuoyu açısından çok önemlidir. Eğer sanıklar gelmezse idarenin
yargıya müdahalesi izlenimi verilecektir. Lütfen buna izin
vermeyelim. Yargının bağımsızlığına müdahale izlenimini
yaratmayalım" diye konuştu. İddia makamı ise, "Sanıkların
sorgusunun yapılmamış olması, delillerin toplanmasına engel teşkil
etmiyor. Bundan dolayı sanıklar mahkemeye gelmeden yargılamaya
devam edilsin" şeklinde görüş bildirdi. Yine söz alan müşteki
avukatı Elçi, mahkeme başkanından, sanıkların sorgulamalarının
talimat yoluyla mı, yoksa mahkemeye getirilerek mi yapılacağına
dair karar verilmesini istedi. Sanık avukatı Güler de bu konudaki
kararın duruşma sonunda verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de
bu konuda karar verilmesine yer olmadığını belirterek, duruşma
sonunda bu konuda karar verileceğini bildirdi. Avukatların istemi
üzerine duruşmaya 5 dakika ara verildi. Aranın ardından söz alan
müşteki avukatlarından Hüseyin Cangir, müştekiler Makbule Kaymaz
ile Emine Kaymaz'ın ifadelerinin başka bir celsede alınmasını talep
etti. Mahkeme heyeti de talebi yerinde gördü ancak iddia makamı
itiraz ederek, bunun müştekilere sorulmasını talep etti. Mahkeme
heyeti, Kürtçe tercümanlık yapan mübaşir aracılığı ile müşteki
Kaymazlar'a bu celsede ifade verip vermeyeceklerini sordu. Kaymaz
ailesi, başka bir celsede ifade vereceklerini dile getirdi. Mahkeme
Heyeti, tanık Ahmet Tekin'in dinlenmesini istedi. Kaymazlar'ın
komşusu olan öğretmen Tekin, "Olayı tam görmüş değilim, Savcılık'ta
da ifade ettim, evimiz bitişik, silah sesi duydum. Hafta sonu
olduğu için düğün sandım. 2 uzun tarama diye anımsıyorum. Kapımız o
esnada çalındı. Silah sesleri geliyordu. Makbule gelmişti. Tedirgin
hali vardı. Cümle kuramıyordu. 'Ahmet, oğlum, silah, tanker'
sözlerini söylüyordu. Bu esnada silah sesleri bir daha geldi. Daha
sonra polisler geldi, kapımızı çaldı. Bize yan evi arayacaklarını
ve 2 gözlemcinin lazım olduğunu söylediler. Biri ben oldum, biri de
Makbule oldu. Daha sonra eve gittik arama yaptılar. Savcı eve
geldi. Bana 'Senin ne işin var burada' dedi. Gözlemci olduğumu
söyledim. Bunun üzerine dışarı da 2 ceset olduğunu onları tanıyıp
tanımadığımı sorarak, beni oraya götürdü. Uğur'u gördüğüm gibi
tanıdım, teşhis ettim. Ancak Ahmet'in yüzü kanlar içinde
olduğundan, tutulan ışıktan daha güçlü bir ışık istedim" dedi
Tekin, olayı anlatırken, sanık avukatı Güler, tanığın ifadesi ile
İnsan Hakları Derneği (İHD) raporundaki ifadelerin çelişki arz
ettiğini, Tekin'in mahkemede "çatışmanın" 5 dakika sürdüğünü, ancak
raporda 20 dakika sürdüğünü ifade ettiğini, bunun düzeltilmesini
gerektiğini öne sürdü. Mahkeme Başkanı da Tekin'e konuyu sordu.
Tekin ise, "Ben her yerde 5 dakika olduğunu söyledim" dedi. Mahkeme
Başkanı tanığın konuşmasın zabta geçirirken, "çatışma" sözünü
kullanmasına müşteki avukatları itiraz etti. Avukatlar olayın
çatışma olmadığını belirtti. Tanık Tekin, "silah sesi" ibaresini
kullandığını söyleyen avukatların talebi üzerine "zabıt silah
seslerinin 5 dakika sürdüğü" şeklinde düzenlendi. Bu sırada iddia
makamı da İHD raporu ve tanığın beyanlarını çeliştiğini söyledi.
Çelişkinin giderilmesini talep eden iddia makamı, İHD raporunun
okunmasını istedi. Müşteki avukatlarından Tahir Elçi söz alarak,
"İHD raporu resmi değildir. İddia makamının tanığa soru sorulmasını
istemesi yasaya aykırıdır. Bu soru sorulmamalıdır. Ceza usulüne
göre, okunması gereken belgeler arasında değildir" dedi. Sanık
avukatları ve iddia makamı taleplerinde ısrar etti. Bunun üzerine
mahkeme heyeti tanık Tekin'e çelişkiyi sordu. Tanık Tekin de "Ben
İHD'ye beyanda bulundum. Silah seslerinin 20 dakika sürdüğünü
söylemedim" diye konuştu. Av. Elçi, İHD raporunun dosyada
tutulmasını talep etti. Bunun üzerine iddia makamı ve avukatlar
arasında bir polemik yaşandı. Söz alan müşteki avukatı Sezgin
Tanrıkulu, "İddia makamının amacı farklıdır. Gitsin sanık
avukatlarının yanında otursun. Orada onlarla birlikte sanıkları
savunsun. İddia makamı polemik yaratıyor" dedi. Bunun üzerine,
Mahkeme Heyeti, polemiğe son vererek, tanığa raporun okunmasını
isteyip istemediğini sordu. Tanık Tekin, raporun okunmasını
istemediğini söyledi. Mahkeme Heyeti raporun dosyada kalmasına
karar kıldı. Söz alan sanık avukatı Veysel Güler, "Burada İHD'nin
faaliyetlerini tartışmıyorum. İHD'nin teröristlerin yanında yer
alıp almadığını tartışmıyorum" demesi üzerine müşteki avukatları
itiraz etti. Polemik yaşanması üzerine Mahkeme Heyeti, duruşmaya 15
dakika ara verdi. Aranın ardından duruşmaya devam edildi. Dosyaya
gelen belgelerin okunmasının ardından müşteki avukatı Elçi söz
aldı. Sanıkların hazır edilmediğini dile getiren Elçi, delillerin
ikame edileceği duruşmada sanıkların hazır bulunmasının gerektiğini
belirtti. Elçi, geçmiş dönemlerde yaşanan yaşam hakkı ihlallerinde
olduğu gibi bu olay da iddianamenin klasik bir şekilde
hazırlandığını iddia etti. İddia makamı, 4 sanık ile ilgili
tutuklama talebinin reddini, sanıkların ifadelerinin bulundukları
yerde talimatla alınmasını talep etti. Yaklaşık 9.5 saat süren
duruşmada, Mahkeme Heyeti, verdiği kısa aradan sonra duruşmanın16
Mayıs 2005 tarihine ertelendiğini açıkladı. Duruşmra yaptılar.
Savcı eve geldi.a sonrası Müşteki Avukatlar adına bir açıklama
yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Sezgin Tanrıkulu, taktiri
kamuoyuna bıraktıklarını söyledi.