Kızılelma koalisyonu tutmadı
Abone olİstanbul Aydınlar Ocağı eski Genel Sekreteri Muhsin Kadıoğlu, ‘ulusalcılığın' AK Parti iktidarına karşı gençleri sokağa dökmek için organize edildiğini açıkladı.
İstanbul Aydınlar Ocağı eski Genel Sekreteri ve milliyetçi
kesimin yakından takip ettiği ‘ulkucu.org' sitesi yayın danışmanı
Dr. Muhsin Kadıoğlu, ‘ulusalcılığın' AK Parti iktidarına karşı
gençleri sokağa dökmek için organize edildiğini açıkladı. Sağ ve
sol görüşten çeşitli grupların oluşturduğu ‘ulusalcı ittifak'
toplantılarının birinde kendisinin de yer aldığını bildiren
Kadıoğlu, bazı sol grupların ‘millileşme eğilimi'nin kavram
anarşisini de beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Sol grupların
Türk milliyetçilerini kullanmak istediğini vurgulayan Kadıoğlu,
ulusalcı ittifakın gerçekçi olmadığını kaydetti. Kadıoğlu, şunları
söyledi: "Çünkü millileşme eğilimi gösteren sol gruplar içinde yer
alanların lider kadrolarının ‘Türk' kelimesinden bizim anladığımız
manayı anlamadıklarını, ‘İslam ve din' kavramlarına bakışlarının
bizimle aynı olmadığını, AKP'yi iktidardan uzaklaştırmak için,
‘Kuvay-ı Milliye' adını kullanarak Türk gençliğini AKP'ye karşı
sokak eylemlerinde kullanmak' hedefinde olduğunu hissettim. Nitekim
eski Maocu, teröristbaşı Apo'nun kankası, şimdinin ulusalcısı bir
şahsın oğlu, bir televizyon programında Kuvay-ı Milliye'yi ‘AKP'ye
karşı sokak eylemleri başlatmak' olarak tanımladı. Kuvay-ı Milliye
ruhu, emperyalizme karşı topyekün mücadele ruhudur. Oysa, şimdinin
ulusalcılarından bazıları hâlâ Doğu Türkistan'daki özgürlük
savaşçılarına ‘Amerikan ajanı' diyor. Yani, dünkü ağababalarıyla
göbek bağları sürüyor..." ‘Kuvayı Milliye bir oyun’ Kadıoğlu,
Kuvay-ı Milliye kavramı etrafında 12 Eylül 1980 öncesinde olduğu
gibi, "birilerinin" gençlik üzerinde "örtülü" bir program uygulamak
isteyebileceğine dikkat çekti. Kuvay-ı Milliye'nin, İstiklal Harbi
yıllarında işgalcilere karşı halkın tepkisi sonucunda kurulduğunun
altını çizen Dr. Kadıoğlu, "Kuvay-ı Milliye, İstanbul Hükümeti'ni
yok saymış, yeni bir bağımsızlık hareketi örgütlemişti. Şimdi
Kuvay-ı Milliye teşkilatlanması yapılacaksa, gayri meşru ilan
edilen kurumlar hangileri? Ordu görevinin başında, polis görevinin
başında, halkın oyuyla seçilmiş bir hükümet var. O zaman bu
teşkilat kime ve neye karşı kurulacak? Bir kavram kargaşasıyla
karşı karşıyayız." dedi. Sol grupların Türk milliyetçilerinin ‘önce
devlet' felsefesini istismar ettiklerini belirten Kadıoğlu;
"Kuvay-ı Milliye düşüncesinin tümüyle ‘devlet' olmasa bile, bazı
kurum ve kuruluşlara karşı ‘savaş açmak' manasında algılandığı
anlaşılıyor. Türk milliyetçileri demokratik yollarla iktidara
gelmek isteyen bir fikir hareketidir. Dolayısıyla, sokak
eylemlerini değil, bilgiyi ve yeni projeleri öne çıkartmaktadır.
Sol bir taraftan 'ulusalcılık'tan söz ediyor; ama internet
sitelerinde Marks'ın, Lenin'in, Che'nin posterleri ve resimleri yer
alıyor. Bunların neresi ulusal?" ifadesini kullandı. Kadıoğlu,
Kuvay-ı Milliye adıyla bir araya gelen çeşitli sivil toplum
örgütlerinin belli bir protokol imzalamadıklarını vurguladı. Soldan
bazı kimselerin, üç beş kişiyi bir araya getirerek Kuvay-ı Milliye
adıyla çeşitli dernekler kurduklarını kaydeden Kadıoğlu, bunun bir
oyun olduğunu söyledi. Türkiye'de kendine "ulusal ittifak" adını
veren grup içinde samimi olanların sayılarının son derece az
olduğunu belirten Kadıoğlu, Ülkü Ocakları'nın söz konusu ittifakın
içinde yer almadığına dikkat çekti. Türk milliyetçileri ile ittifak
kurmaya çalışanların, sözde Ermeni soykırım anıtına çelenk koyan
eski bir belediye başkanına ittifaka liderlik önerdiği iddiasında
bulunan Kadıoğlu, "Bu, Türk milliyetçileri ile millileşme eğilimi
gösteren sol gruplar arasındaki kan uyuşmazlığının en açık
örneğidir. Bir tarafta terörist Apo'nun kankası, öte tarafta sözde
Ermeni soykırım anıtına çelenk koyan eski bir belediye başkanı,
diğer yanda Türk milliyetçilerinin siyasi partilerinin genel
başkanına akıl almaz iftiralarda bulunanlar. Böyle ittifak olmaz."
dedi. Kadıoğlu, ‘ulusalcı hareket'in içinde yer alan bazı isimlerin
kamuda görevdeyken AB uyum yasalarının kabulü için mücadele
ettiklerine, şimdi ise uyum yasalarının Türkiye'yi bölünmenin
eşiğine getirdiğinden söz ederek ‘felaket tellallığı' yaptıklarına
dikkat çekti. Haber: Erkan Acar Kaynak: Zaman