Kızılay Müdürü isyan etti
Abone olTürk Kızılayı Genel Müdürü Ömer Taşlı,VAn'daki yardım çalışmaları sırasında merkezi yönetimin kendi kurum çalışanları yönelik tutumuna tepki gösterdi
Kızılay Genel Müdürü Taşlı, merkezi yönetimden "Biz,
halkın hademesiyiz, memurun değil. Ama paspas haline gelmişiz.
Kimse bize 'lan Kızılaycı gel buraya' dememeli. Valilik beceremedi"
diye yakındı.
Türk Kızılayı Genel Müdürü Ömer Taşlı, Van'daki yardım çalışmaları sırasında merkezi yönetimin temsilcilerinin kendi kurumunun çalışanlarına yönelik tutumuna tepki gösterdi. Taşlı, "En büyük eksiğimiz, Kızılay ekipleri alanda inisiyatifi kaybetti. Biz, halkın hademesiyiz. Oradaki memurun hademesi değiliz. Ama biz, alanda paspas haline gelmişiz" dedi.
Milliyet'in haberine göre; Taşlı, "'Lan Kızılay 5 tane çadır getir'. Böyle istenmez istemenin bir adabı var. Kimse bize ekiplerimize 'lan Kızılaycı gel buraya' diyemez, dememeli. Kendimizi ezdirmememiz gerekiyor. Memuru kamp müdürü yaptılar. İşi bilmiyor. Afet yönetimi bizim işimiz. Birilerinin köleleri değiliz" diye konuştu.
Türk Kızılayı'nın önceki gün başlayan Afet Çalıştayı dün sona erdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Merkezi'nde bütün şube başkanlarının katılımıyla yapılan çalıştayda, Van depremi sonrasında yapılan çalışmalar masaya yatırıldı. Çalıştay; iletişim-koordinasyon, afete hazırlık, operasyon yönetimi, lojistik yönetimi, bağış yönetimi ve afet yönetimi olmak üzere 5 grup halinde yapıldı. Türk Kızılayı Genel Müdürü Taşlı, şube başkanlarına seslendiği konuşmasında, şu ilginç saptamalarda bulundu:
"Van'da çok iyi bir çalışma yaptık. Depremin olduğu
günün akşamı ilk ekiplerimiz oradaydı. Uykusuz, kesintisiz, hiç
dinlenmeden çalıştık. Ama çok da sorunlar yaşadık. Devletin
bürokratik bir yapısı var. Bizim işimiz ise afet durumunda acil
yardımda bulunmak. Afet yönetimi bürokratik değil operasyoneldir.
Afetten hemen sonra TIR'lar gelmeye başladı. TIR'lar geliyor,
yardım malzemeleri geliyor, iyi de koyacak yer yok. Hemen Şeker
Fabrikası'nı tespit ettik. TIR'ları oraya yönlendirdik. Valilik
hemen 'ben yöneteceğim' dedi. Ama beceremediler. Devlet öyle veya
böyle bürokratiktir. Afet olduğunda devletin hemen harekete geçmesi
zordur. Harekete geçmesi 35-40 gün sürer. İşte bu süre içinde
devlet harekete geçene kadar insanlara yardımda bulunmak bizim
görevimiz. Biz acil dönemde sorumluluk üstleniyoruz."
SAĞLIKTAN ÇEKİLDİK
Taşlı konuşmasına şöyle devam etti: "Acil barınma sağlama,
acil beslenmeyi sağlama bizim görevimiz. Sağlıktan tamamen
çekildik. Tarihi rolümüzü Sağlık Bakanlığı'na devrettik. Onun için
ilaç yardımlarını kabul etmeyin. Çünkü eczacımız, bu işten anlayan
teknik ekiplerimiz artık yok. En büyük eksiğimiz, Kızılay ekipleri
alanda inisiyatifi kaybetti. Biz halkın hademesiyiz. Oradaki
memurun hademesi değiliz. Ama biz alanda paspas haline gelmişiz.
Herkes bizim amirimiz. Halk memnun ama öte taraftan memuru memnun
edemiyoruz. Ekipler afet yerine gittiğinde valiye çadır yeri
sormaz. Uygun yeni tespit eder, el koyar oraya çadırları kurar. Sor
yap, sor yap böyle afet yönetimi olmaz. Biz bu insiyatifi yeniden
ele almalıyız. Valilik bunu zaten yapabiliyorsa o zaman zaten bize
gerek yok. Kızılay'ı yeniden inisiyatifi eline alır hale getirmemiz
lazım. Bu hatayı, Hatay'daki kampların yönetiminde ciddi ciddi
hissetmeye başlamıştık."
'LAN KIZILAY...' DEMEMELİ
Taşlı, "'Lan Kızılay 5 tane çadır getir'.
Böyle istenmez, istemenin bir adabı var. Kimse bize ekiplerimize
'lan Kızılaycı gel buraya' diyemez, dememeli. Kendimizi
ezdirmememiz gerekiyor. Memuru kamp müdürü yaptılar. İşi bilmiyor.
Afet yönetimi bizim işimiz. Birilerinin köleleri değiliz"
diye konuştu.