Kızılay kadınlardan şikayetçi!
Abone olTürk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, kadınların kan bağışında bulunmamasından şikayetçi olduklarını söyledi.
Türk Kızılayı Ordu Şubesi Olağan Genel
Kurulu’na katılmak için Ordu’ya gelen Türk Kızılayı Genel
Başkanı Ahmet Lütfi Akar, “Ülkemizde kadınların
her türlü hakları ve hukukları Avrupa ülkelerinden daha önce
verilmesine rağmen, kadınlarımız bizlerin gözünde en önce
bulunmasına rağmen, maalesef kan bağışında yüzde 91’e yüzde 9
erkekler lehine bir oran söz konusudur” dedi.
Başkan Akar, bu oranı değiştirmek istediklerinin altını çizerken,
“Kadının elinin değdiği her iş şefkat, merhamet, bağış ve insanlık
olur. Kan bağışı güzel bir periyot izlerken bazı şikayetlerimiz
var. O şikayetlerimizden bir tanesi kan bağışçıları arasında kadın
erkekler oranlarının çok orantısız olmasıdır. Ülkemizde kadınların
her türlü hakları ve hukukları Avrupa ülkelerinden daha önce
verilmesine rağmen, kadınlarımız bizlerin gözünde en önce
bulunmasına rağmen, maalesef kan bağışında yüzde
91’e yüzde 9 erkekler lehine bir oran söz
konusudur. Biz bunu değiştirmek istiyoruz. Kadının elinin değdiği
her iş şefkat, merhamet, bağış ve insanlık olur. Bu nedenle kadın
bağışçılarımızın sayısını artırmak, onlarından kan verme
alışkanlığına sahip olması gerekir diye düşünüyorum. Ayrıca
kadınlarımız kan veremez az kan verir diye bir yanlış düşünce var.
Kadınlarımız 4 ayda bir defa kan verebilirken erkekler 3 ayda bir
kan verirler. Yüzde 50 söz konusu değildir ama kan bağışını yüzde
35’lere çıkartmalıyız. Kadınlar kan verirse toplumun diğer
kesimleri Bunları takip edecektir. Düzenli kan bağışına herkes
alışmış olacaktır” diye konuştu.
KIZILAY’DA HEDEF
2015
Türk Kızılay’ının hedefinin 2015 yılında Türkiye’nin kan
ihtiyacının tamamını karşılamak olduğunu söyleyen Başkan Aktar,
“Türkiye’nin kan problemi 2004 yılında Başbakanımızın verdiği emir
ile meclisimizin aldığı karar ile Türk Kızılayı'na verilmiştir. O
günden itibaren Türk Kızılay’ı istikrarlı bir şekilde güvenilir kan
vericilerinden kan almak suretiyle ve sürekli periyodik kan almayı
alışkanlık haline getirmek için çalışma başlatmıştık. 2004 yılında
Türk Kızılay’ı bir yılda 305 bin ünite kan toplarken bugün
geldiğimiz noktada 1 milyon 467 bin ünite kan toplamıştır. Bu yıl
sonu itibariyle hedefimiz 1 milyon 800 bin kanı toplamaktır.
Giderek nüfusumuz artıkça kan ihtiyacımızda artmaktadır. İnşallah
2015 yılı itibariyle Türk Kızılay’ı Türkiye’nin kan ihtiyacının
tamamını karşılayacak duruma gelecektir” İfadelerini kullandı
"ENDİŞEMİZ KALMADI"
Van depreminin ardından çadır stokunun sıfıra indiğini sözleyen
Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, “Şu anda Türk Kızılayı'nın
depolarında 90 bin çadırı ve içine yetecek kadar battaniye
bulunmaktadır. Bu konuda her hangi bir endişemiz kalmadı. Van
depreminden sonra Türk Kızılayı’nın çadır stoku sıfıra inmişti.
Bunun üzerine Türkiye hassas bir ülke, her an deprem olabilir, her
an çadır ihtiyacı olur diye, biz çadır stoklarımızı geliştirmek
için çadır üretim atölyelerimizi 4 kat kapasiteye çıkarttık. Ayrıca
Pakistan’dan 10 bin çadır ödünç aldık. Olabilecek herhangi bir
afete karşılık hazırlıklı olmaya çalıştık. AFAD ile birlikte
yaptığımız çalışmalar neticesinde, şuanda Türkiye’de çadır stoku 90
bin civarına ulaşmış durumdadır. Suriye sınırında kurulan ve
kurulacak olan çadırlar onun dışındadır. Suriye sınırında da şuana
kadar 30 binden fazla çadır kuruldu. Türkiye Van depreminden sonra
120 bin çadır üretmiş ya da tedarik etmiş durumdadır. Kimse merak
etmesin. Eğer şuanda Türkiye’de bir afet olursa Türk Kızılay’ın
depolarında 90 bin çadırı ve içine yetecek kadar battaniye
bulunmaktadır. Bu konuda her hangi bir endişemiz kalmadı” Şeklinde
konuştu.
"TÜRKİYE'DE 250 BİN CİVARINDA SURİYELİ
VAR"
Suriye’deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye 250 bine yakın Suriyeli
vatandaşın sığındığını dile getiren Başkan Aktar şöyle devam
etti:
"Suriye’de iç savaş dolayısıyla ülkemize gelen misafir sayısı 18
kampımızda yaklaşık olarak 180 bini aşmıştır. Bu 180 bin
misafirimizin yanında kamplarda kalmayan kendi imkanları ile
dışarıda kalan ev tutan başka yerlerde kalmaya çalışan, savaştan
kaçan insanların sığındığı yerler vardır. Bunlarda yaklaşık 70 bin
civarındadır. Dolayısıyla ülkemizde Suriye’deki iç savaş
neticesinde ülkemize sığınan kişi sayısı 250 bin civarında
bulunmaktadır. Bunların bütün ihtiyaçları giderilmeye çalışılıyor.
Biliyorsunuz kamplarımızda her türlü ihtiyaçları, giyim, barınma,
yemek, okul, sağlık, tüm ihtiyaçlar devletimiz ve Kızılay
tarafından karşılanmaktadır. Ayrıca bunların dışında şehirde kendi
imkanlarıyla kalan zor durumda olan Suriyeliler vardır. Onlara da
sivil toplum örgütleri ve bizim şubelerimiz tarafından yardımlar
yapılmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de böyle bir durum söz
konusudur. Türkiye üzerine düşeni yapmaktadır.”