Kızılay Afrikanın zirvesinde

Abone ol

Türk Kızılayı çalışanı Filiz Özdemir, Afrika’nın en yüksek dağı Klimanjaro’nun zirvesine tırmandı.

Türk Kızılayı çalışanı Filiz Özdemir, Afrika’nın en yüksek dağı olan ünlü Klimanjaro’nun zirvesine tırmanarak ay yıldızın gururu oldu.

Ünlü savaş muhabiri ve edebiyatçı Ernest Hemingway’in “Klimanjaro’nun Karları” adlo romanıyla tüm dünyanın ilgisini çeken 5985 metrelik Klimajaro; tüm dünya dağcılarının en populer tırmanma parkuru olarak biliniyor.

Küresel ısınmaya dikkat çekmek için bir grup dağcıyla birlikte zirveye tırmanan Türk Kızılayı çalışanı Filiz Özdemir yaşadığı “büyük macera”yı anlattı.

Amaç Küresel Isınmaya Dikkat Çekmek

Sudan, Etiyopya ve Kenya’ya yardım ulaştıran Türk Kızılayı gönüllülerinden oluşan bir ekiple dağa tırmandıklarını ifade eden Özdemir; rehber Ertuğrul Melikoğlu doktor Kızılay gönüllüsü İbrahim Özkan ve Kızılay kan bağışçısı Metin Enerem’in de aralarında bulunduğu ekibin zirveye büyük bir coşkuyla ve sorunsuz olarak tırmandıklarını söyledi. Ekibin tek bir amacı var; Dünyamızı tehdit eden küresel ısınmaya dikkat çekmek.

“gözü yükseklerde” bir mali müşavir olan Filiz Özdemir; 2001 yılından beri Türk Kızılayı’nda görev yapıyor. 15 yıldır amatör olarak dağcılık, treaking, heaking, kichbox ve yelken sporlarıyla uğraşan Özdemir için dağların yeri apayrı. Bugüne kadar ülke içinde neredeyse çıkmadığı zirve kalmamış: Ağrı dağı, Aladağlar, Hasan dağı, Kızlar sivrisi, Toroslar, Kaçkarlar...

Dağlara çıkmanın ve zirvelere ulaşmanın hazzını kelimelerle ifade etmenin zor olduğunu belirtse de o anlarda neler hissettiğini şöyle anlatıyor: “İnanılmaz heyecan verici. Bir şeyi başarmış olmak en güzeli. Zirvede olmak tüm zorlukları unutturuyor. Nabız atışlarım yükseliyor. Kuşlar gibi özgür hissediyorum kendimi, kanatlarım varmış gibi oluyor. . Sanki dünyada hiçbir sorun yokmuş hissine kapılıyor insan.”

Türkiye’de çıkılmadık zirve kalmayınca dünya haritasına daha çok bakmaya başlamış Filiz Özdemir. Diğer kıtaların en yüksek zirvelerine çıkma hedefi doğrultusunda ilk olarak gözünü Afrika’nın en yüksek tepesi olan Klimanjaro’ya dikmiş ve ekip arkadaşları ile birlikte uçağa atlayıp, soluğu önce Kenya’nın başkenti Nairobi’de almış. Ekip 7 saatlik uçuşun ardından Nairobi’ye indiğinde , 5-15 Ocak 2007 tarihleri arasında sürecek olan büyük macera da başlamış.

Annesi Televizyondan Öğrendi

Fazla endişelenmemesi için Klimanjaro’ya çıkacağını annesinden gizleyen Özdemir, safariye gidiyorum diyerek evden ayrıldığını ve annesinin dağa çıktığını televizyondan öğrendiğini anlatıyor gülümseyerek.

“Klimanjaro’ya gitmeye karar verdikten ve Afrika’ya adım attıktan sonra ilk öğrendiğim şey “janbo” oldu. Yerel dilde “merhaba”


Nairobi havaalanına indiğinde hem kış mevsiminden yaz mevsimine geçmiş olmanın hem de kuzey yarımküreden güney yarımküreye geçmiş olmanın getirdiği tuhaf ama hoş duygu tüm ekibe “hoş geldin” diyordu.

Yerlilerin Durumuna Üzüldü

Everest’e tırmanan dağcılara eşlik eden “sherpa”lar ile aynı işi yapan yerlilerden çok etkilenen Filiz Özdemir, “Orda eşyaları insanların taşıması beni oldukça üzdü. Bu işi çok az paraya yapmaları ülkenin yaşam şartlarının zorluğunu bize anlatıyordu” diyor.

“Tam karşımızda dünyanın en güzel doğal alanlarından biri olan Meru Dağı duruyordu. Daha sonra ise 3.950 metredeki Boronco kampına ulaştık. Bu noktadan bin metre kadar yukarıda zirve buzulları ve buz şelalesi muhteşem bir manzara oluşturuyordu. Dev ot suları, “seneica”ları ilk kez burada gördük. Dağın yanından yürümeye devam ederken, kayalıkların ve ilginç bitkilerin arasından geçtik. 4.150 metre Karanga kampından geçerek son konaklayacağımız 4.600 Barafo kampına ulaştık.”

“Tüm Engellere Karşın Bayrağı Zirveye Dikmeliydim”

Türk dağcılarından oluşan ekip, Sivahi dilinde buz anlamına gelen Barafo kampından gece yarısı zirveye doğru yola çıkıyordu. 4.600 metrede Filiz Hanımın “korktuğum başına geliyor” ve iştah kaybı ile bulantı başlıyordu. “Bir an bu durum benim zirve çıkışı yapmama engel olur mu diye düşündüm ama tabi ki hayır. Ülkemin ve Türk Kızılayı’nın bayrağını mutlaka zirveye dikmeliydim.”

Soğuk ve rüzgarlı havada ve 4800 rakımda zorlu final yürüyüşü başlar. Alışılmışın aksine hava kar yağışlıydı. Özgürlük zirvesi anlamına gelen “Uhuru Peak”e ulaştıklarında güzel bir zirve hitabesi, zirve kraterinin büyüklüğü ve dağın büyüleyici buzulları ile karşılaşıyorlardı. Filiz Hanım o anki duygularını şu sözlerle ifade ediyor: “İnsanı soluksuz bırakan bu enfes manzarayı içlerine sindirdikten ve zirve heyecanından sonra “asıl görevim” olan Türkiye ve Türk Kızılayı bayrağını Özgürlük Zirvesine dikmeyi başardım. O an hayatım boyunca unutamayacağım bir duygusal zirveydi benim için.”

Türk Kızılayı’nın yürekli kadın dağcısı Filiz Özdemir ilginç söyleşimizi şu sözlerle noktalıyor: “Klimanjaro’nun zirvesine çıkmak bana düşsel bir film karesi gibi gelirdi ama yaşadığım en güzel gerçeklikti. ”

Günün Önemli Haberleri