Kızıl Elma, 68'lileri böldü
Abone olSitemize mektup yollayan 68'li üyeler, Kızıl Elma'ya atıfta bulunarak, "Irkçılarla birlikte olmayacığız' dedi. İşte o mektup:
68'liler Vakfı Genel Merkezi'nin Kızıl Elma'ya katılmasını kabul
etmeyen üyeler, sitemize şu mektubu yolladı: ”68’liler Birliği
Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı’na 68’liler Birliği Vakfı,
kuruluşundan beri tartışılmaktadır. Tartışmacıların ve
eleştirenlerin önemli bir bölümü Vakıf kuruluşunun dışında kalarak
farklı bir kulvarda yürüdüler. Eleştirenlerin bir bölümü ise vakıf
kurma düşüncesine karşı çıkmazken, Vakıf için farklı yapılanmalar
ve farklı misyonlar öngörmekteydi. Örgütlenmeyi savunanlar ve
bunlara sonradan katılanlar arasında da görüş ayrılıkları hiç eksik
olmadı. Vakıf yapılanmasına siyasi misyonlar yükleyerek Vakıf
Üyeleri arasındaki farklı görüşlerin tekleşmesi fikri de hiç eksik
olmadı. Üye olduğumuzdan beri Vakıf Genel Merkez Yöneticileri ile
sürekli görüş ayrılığı içinde olduk. Bugün bu ayrılık, Vakıf içinde
bile birlikte olunamayacak boyutlara varmıştır. Başlangıçta Mersin
Şubesi’nin bütün etkinliklerine müdahale etme, engelleme biçiminde
oluşan çatışma, süreç içinde bu ayrılığın dünyaya karşıt iki
pencereden bakmaktan kaynaklandığı net biçimde anlaşılmıştır. Bu
müdahale sadece Mersin için değil, Başta Ankara Şube olmak üzere,
Bursa, İzmir Temsilciliklerinin de kapanmasına neden olacak
boyutlara varmıştır. Bu gün Vakfın hiçbir şubesi ve temsilciliği
kalmamıştır. Kuruluş amaçlarını yerine getirmek için hiçbir ciddi
çaba içinde olmayan yöneticiler, yazılı ve görsel basında zaman
zaman gerçekleştirdikleri siyasi şovdan başka hiçbir etkinlikleri
olmamıştır. 68’liler Birliği Vakfı kuruluşunun temel gerekçesi ve
üye olmamızın en önemli nedeni olan Altmış sekiz geleneğinin
yeniden ve daha üst düzeylerde üretilmesi için toplumu aydınlatma
çalışması yapma amacı bütünüyle göz ardı edilmiş, bunun yerine
doğmalarla bütünleşmiş bir yaklaşım sergilenmiştir Genel Merkez
Yöneticileri solculuğu, Atatürkçülüğü ve 68 liliği, yeni bir din,
yeni bir tarikat olarak algılamaktadırlar. Bu algılayış hiçbir
bilimsel anlayışla bağdaşık olmadığı gibi yer yer hurafeleri de
içeren bir dogmatizmdir. Siyaset, yurt ve dünya sorunlarını doğru
algılayıp, gelecekteki yaşam kalitemizi yükseltmek ve yaşamımızı
kolaylaştıracak çözümler üretme sanatı olduğu biçiminde de
tanımlanmaktadır. Siyasetin geleceği kurgulama sanatı olduğu da
söylenir. Siyaset doğmalara yer vermeyen ve yaşam gerçekleri kadar
gerçek olan bir uğraştır. Tarih sosyolojinin laboratuarıdır.
Geçmişe dair ne aranırsa orada bulunur. Tarih aynen yaşamak için
değil dersler çıkarmak için okunur. Tarih, dersler çıkarmak yerine
aynen yaşamak isteyenleri hep şaşırtmıştır. Dünyanın çeşitli
yerlerinde olduğu gibi Türkiye de de zaman zaman İkinci Dünya
savaşının bittiğinden habersiz Japon Askerleri çıkmaktadır.
Bunların, bir dönem dünyayı ve ülkeyi değiştirmeye ve yönetmeye
talip, temel karakteristiği değişim ve yenileşme olan 68 lileri
temsil ettiğini söyleyen Vakıf Yöneticileri arasında olmaları
üzücüdür. Bugün sol adına hareket edip geleceği doğmalarda
arayanlar, 1960 yılların kargaşa ortamında, sola karışanlardır.
Türkiye solunun yıllardır süren sancılarının bitmemesi, kargaşada
sola karışanların ayıklanmamış olmasındandır. Türkiye solu teşhir
ve tecriti hiç yaşamadı. Kendini solcu sanan muhalifler sol hareket
içinde hep yer buldu. O siyasi rekabet içinde itibar bile gördüler.
Sapla saman halen karışık. İşte Genel Merkez’de belirleyici olamaya
çalışan 8-10 kişilik yönetici kadro, sağ içinde, milliyetçilerle
olmaları gerekirken, sanırım yanlışlıkla yıllarca solda zaman
kaybetmişlerdir. Yıllar sonra da olsa Kızıl Elma Koalisyonu’nda
yerini alarak kendileri için doğru olanı yaptılar. Yenin yerine
doğmaları, değişimin yerine statükoyu, demokrasinin yerine
militarizmi koyan bir anlayış, altmış sekizli ve altmış sekiz
geleneğinin taşıyıcısı olamaz. 68 değerlerini, onu özü olan
diyalektik ten kopararak birer doğma haline getirip bilimsel
temellerden koparmaya çalışmak onun özüyle bağdaşmıyor. Solcu
olmanın vazgeçilmez şartı, koşulsuz insan sevgisine dayalı
enternasyonalist olmak ülküsü yok sayılmış, milliyetçiliğin kör
karanlığında yoldaşlar yerine Ülküdaşlar aranmaktadır. Toplum
dinamiğinden uzak ve ufuksuz yöneticiler, geleceği anlama ve
kavrama yerine, seçimden seçime solcu görünmeyi seçilmelerinde
avantaj görenlerin 68 den yararlanma isteklerine yaptıkları
animasyon servislerini vakıf etkinliği sanmaktadırlar. Kendi sığ
duygularını tatmin ederken, 68 değerlerine can verenlerin
kemiklerini sızlatmaktadırlar. Başlangıçta Ulusal Güçler Meclisi,
sonra Ulusal Duruşçular olarak ortaya çıkanlar nihayet Kızıl Elma
koalisyonunda buluştu. Türkler, özellikle Oğuz Türkleri arasında
cihan hâkimiyetinin sembolü olarak ifadesini bulmuş bir mefhum veya
mefkure olan Kızıl Elma Ülküsünde ırkçılarla birleşen bu küçük
grubun maskesi inmiş ve yıllarca içlerinde sakladıkları milliyetçi
motifler gelişmiş, serpilmiş ve saklanamayacak kadar büyümüştür.
Türkiye solu bu fırsatı iyi değerlendirmelidir 21. yy girerken sol,
içindeki sağ unsurları temizlemeli, Türkiye ve dünyada yaşanan
değişimi iyi algılayarak, Ülke ve dünya sorunlarını bilimsel
temelde araştırmayı, çözmeyi ve bunu için de yeniden örgütlenmeyi
görev saymalıdır Aynı ülkenin insanları olmaktan başka ortak
paydamız kalmadı. Genel Merkez Yöneticilerinin Düşünce ve
davranışlarına katılmıyor ve şiddetle ret ediyoruz. Bu karşı duruşu
sessizce sürdürmeyi ve sessiz kalmayı doğru bulmuyoruz. Biz aşağıda
isimleri bulunan Mersin li üyeler farklılığımızı ve karşı
duruşumuzu kamuoyu ve taraf kurumlarla paylaşmak 68 değerlerinden
uzaklaşmış 68 liliği asla temsil etmeyen bu unsurlarla sonuna kadar
mücadele etmeyi tarihi bir görev olarak gördüğümüzü bildiririz. 1 -
Dr. Mahsun Kırtaş 2 - Zehra Kırtaş 3 - Mustafa Güler 4 - Gülseren
Güler 5 - Dr. Nihat Bulut 6 - Hannan Kenan Hoplar 7 - Doğan Gökşen
8 - Av. Mustafa Erdoğdu 9 - Nuri Çiftehan 10 - Dr. Cüneyt Bozkut 11
- Abuzer Kiraz 12 - Celal Temel 13 - Dr. İbrahim Özkan 14 - Haydar
Karabulut 15 - Faik Burakgazi 16 - İsmail Altınkaya 17 - Ali Doğan
18 - Şahin Atılgan 19 - Mustafa Seyrek 20 - Mehmet Avcılar 21 -
Mehmet Ali Temel 22 - İsmail Yalçınkaya 23 - Abuzer Kapıkıran 24 -
Sermin Güley 25 - İsmail Açıkgöz 26 - İsmail Hakkı Çobanoğlu 27-
Mahmut Karabulut 28 - Adil Alaybeyoğlu 29 - Şahin Kısadur 30 -
Enver Cuydur 31 - Ali Ericek