Kız kardeşinin sevgilisini öldüren ağabeylerden korkunç ifade
Abone olADANA'da 10 yıl önce kız kardeşleri Gülşen Yüksel (28) ile erkek arkadaşı Oğuzhan Ekinci'yi (24) öldürdükleri iddiasıyla, 3 ağabeyin de aralarında bulunduğu 10'u tutuklu, 14 şüphelinin yargılanmasına başlandı.
Adana'da 10 yıl sonra cesedi bulunan kayıp kuaför
Oğuzhan Ekinci'nin, kız arkadaşının ağabeyleri ve arkadaşlarınca
işkence edilerek öldürüldüğü iddiasıyla ilgili 10'u tutuklu 14 kişi
hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan
davanın ilk duruşması görüldü.
Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Cengiz (53), kardeşleri Bülent (49) ve Muhammet Ali Yüksel (47) ile arkadaşları Hüseyin Yücel (40), Haluk Köse (39), Özkan Ahagündüz (38), Kemal Dolgun (67), Muhammet Ulus (40), Bülent Akyüz (42), Mustafa Efe (40), bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Sanık Yüksel, savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmedi. Kız kardeşi Gülşen'in kuaförlük yapan Oğuzhan Ekinci ile sevgili oldukları yönünde kendisine mektuplar geldiğini savunan Yüksel, "Restoranda kız kardeşimi bir gençle yemek yerken gördüm. Yanlarındaki masaya oturdum. Kardeşim beni görünce donup kaldı. Yanlarına gidip 'Afiyet olsun.' dedim. Konuşmak için 'Kalkalım.' dedim. Çocuğa da 'Hareket edersen seni vururum.' dedim. Oğuzhan'ı birkaç evden sonra Kemal'in evine götürdük." diye konuştu.
Yüksel, Ekinci'yi, götürdükleri evde kız kardeşiyle neden
ilgilendiği konusunda doğruları söylemesi için birkaç kez dövdüğünü
belirterek, şöyle devam etti:
"Oğuzhan'ın yaşamını yitirdiği gün ise Mersin'e gitmiştim. Evden
ayrılırken Bülent ve Hüseyin'e çocuğa karışmamalarını söyledim.
Hüseyin Yücel telefonla aradı, 'Bu gidici.' dedi. 'Dövmeyin
geliyorum.' dedim. Yoldayken aile doktorumuzu aradım, 'Bir arkadaş
kaza yaptı bakar mısın?' dedim. Doktor geldi, 'Bu ölür, acil
hastaneye kaldırın.' dedi. Ben tekrar arayıp 'Götürün hastane önüne
bırakın.' dedim. Canlı kalması benim işime yarardı. Adana'ya
girmeden, telefonla beni arayıp, 'Dayı bu gitti.' dediler. Eve
girdiğimde Oğuzhan ölmüştü. Bülent Yücel, 'Gider cezasını yatarım
dayı. Sen bu işe karışma dayı hallederiz.' dedi. Nereye gömüldüğünü
bilmiyorum. Gömüldüğü yeri de cezaevindeyken televizyondan
öğrendim. Attığım tokat ve tekmenin cezasına razıyım."
'KIZ KARDEŞİM YAŞIYOR'
Mahkeme başkanı, Cengiz Yüksel'e öldürüldüğü düşünülen kız
kardeşinin nerede olduğunu sorması üzerine "Kız kardeşim sağ. Kız
kardeşimi niye öldüreyim? Namussuzluk yapmamış benim kardeşim,
kardeşime namussuzluk yapılmış. Kız kardeşimin ölmediğini aileden
bilen yok. Telefonunu elinden aldım. Başımıza ne geldiyse bu sanal
ortam yüzünden geldi. Kendisi geldiğinde her şeyi anlatacak."
iddiasında bulundu.
Oğuzhan Ekinci'nin cesedinin gömülü olduğu yeri polise gösteren Bülent Akyüz ise Yüksel'in şoförlüğünü yaptığını kaydetti. Akyüz, "Eve geldiğimde Oğuzhan ölmüştü. Başında Muhammet Ulus ve Muhammet Ali Yüksel vardı. Muhammet Ulus'a ne olduğunu sorduğumda eliyle Muhammet Ali'yi göstererek, 'Eliyle boğup öldürdü.' dedi. Sonra Cengiz geldi, 'Bir çocuğa sahip çıkamadınız. Bu iş burada kapanacak, kim konuşursa eşi ve ailesiyle vedalaşsın.' diye tehdit etti. Daha sonra cesedi götürüp Silifke'de gömdük." ifadelerini kullandı.
Maktulün yakınları ise sanıklardan şikayetçi olduğunu bildirdi.
Mahkeme heyeti, sanıklardan Bülent Yüksel ile Özkan Ahagündüz'ün tahliyesi, diğer sanıkların ise tutukluk halinin devamına karar verdi. Kayıp olması nedeniyle öldürüldüğünden şüphelenilen kuaförün kız arkadaşı Gülşen Yüksel'in yaşadığının iddia edilmesi üzerine kadının gelecek duruşmaya getirilmesini isteyen mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
NE OLMUŞTU?
Adana Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 10 yıl önce
kaybolan kuaför Oğuzhan Ekinci'nin, kendisi gibi kayıp kız arkadaşı
Gülşen Yüksel'in ağabeyleri ve arkadaşları tarafından 4 gün boyunca
işkence edilerek öldürüldüğünü belirlemişti. İşkence sırasında
fenalaşınca doktora tedavi ettirildiği, ardından da işkenceye devam
edildiği belirlenen genç kuaföre ait kemik parçaları, geçen yıl 11
Ağustos'ta Mersin'in Silifke ilçesindeki arazide üzerine beton
dökülmüş mezarda bulunmuştu.
İddianamede, kayıp Gülşen Yüksel hakkında ailesinin başvuruda bulunmadığına işaret edilerek öldürüldükten sonra cesedinin ortadan kaldırıldığının değerlendirildiği belirtilmişti.