Kız kaçırmanın sonu hüsran!
Abone olBaşkanı Prof. Dr. Ali Rıza Abay, Türkiye'de ''kız kaçırma'' olaylarının ana nedeni sıraladı bakın neler çıktı.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji
Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Abay, Türkiye'de ''kız kaçırma''
olaylarının ana nedeninin, gençler arasında kurulan ''mahremiyet
duvarı'' olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ali Rıza Abay, yaptığı açıklamada, kız kaçırma olaylarının tarihi, sosyolojik ve kültürel bazı temelleri bulunduğunu belirtti.
Kız kaçırmanın, bir kızın erkek tarafından evlenmek amacıyla ailesinden habersiz olarak kaçırılması anlamını taşıdığını kaydeden Abay, şunları söyledi:
''Kız kaçırma, farklı şekillerde olmaktadır. Kaçma, kızın bizzat kendi isteğiyle kaçması ve erkeğin buna yeşil ışık yakmasıdır. Kaçışma, iki tarafın da birlikte hareket etmesidir. Kaçırma ise kızın rızası olmadan erkeğin kızı gözüne kestirerek kaçırmasıdır. Oturakalma, kızın erkeğin evine gelerek yerleşmesi ve kendisini kabul etmesini beklemesidir. Oturakalmada erkeğe aşık olan kız, gururunu bir kenara bırakarak erkeğin evine yerleşir.''
''ZORLA KAÇIRMA, AYRILIKLA SONUÇLANIYOR''
Kaçma ve kaçırmanın yüzde 98,5'inin evlenme amacı taşıdığını kaydeden Abay, istatistiklere göre zorla kız kaçırma yoluyla yapılan evliliklerin yüzde 75'inin ayrılıkla sonuçlandığını ifade etti.
Abay, istatistiklere göre kız kaçırma olaylarının yüzde 90'ının, bireylerin karşılıklı rızasıyla gerçekleşen ''kaçışma'' şeklinde gerçekleştiğini belirterek, bu yolla yapılan evliliklerin yüzde 95'inin başarılı şekilde yürütüldüğünü söyledi.
Kız kaçırma, kaçma, kaçışma ve oturakalma ile evlenme biçimine toplumun gizliden gizliye onay verdiğini ifade eden Abay, ''Hatta kaçırma maceraya benzer şekilde gerçekleşmişse, bir müddet sonra çiftler toplum tarafından kahraman gibi karşılanıyor. Kız kaçırma yoluyla evlenme eski Türklerde de meşru bir evlenme biçimi olarak görülüyordu'' dedi.
Köyden kente göçün artmasıyla kız kaçırma olaylarının azaldığını, ancak devam ettiğini kaydeden Abay, ''2000 yılında Türkiye'de 4 bin 666 kız kaçırma olayı adli mercilere intikal etmiş. 1953'te ise bu rakam 3 bin 873 olarak gerçekleşmiş. Nüfusa oranladığımızda kız kaçırma olayları eskiye nazaran azalmakla birlikte halen devam ediyor'' diye konuştu.
Abay, kız kaçırma olaylarının yalnızca kırsalda değil, kentlerde de görüldüğünü söyledi.
''ANA NEDEN MAHREMİYET DUVARI''
Kız kaçırmanın altında yatan faktörlerin iyi incelenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ali Rıza Abay, şöyle konuştu:
''Kız kaçırma ve kaçışmanın ana sebebi, karşı cinslerin doğal, cinsi ilgilerinin engellenmesidir. Başka bir deyişle gençler arasında, belki tartışılabilir, ama mahremiyet duvarının varlığı. Bu mahremiyet duvarı olmalı mı olmamalı mı? Gençler arasında mahremiyet duvarı var. Genellikle muhafazakar aileler kız ve erkek arasında belirli bir yaştan sonra duvar örmeye çalışıyor. Karşı cinsler birbirlerini çok iyi anlayamadıkları için birbirlerine uzaktan çok cazip görünüyor. Bu, zaman zaman kaçma ve kaçışmayı tetikleyen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bunun dışında başlık parası, düğün masrafları gibi ekonomik sebepler ile aile içi geçimsizlik de neden olabiliyor.''
Abay, haberleşmenin bu kadar yoğun olduğu günümüzde ailelerin gençler arasında mahremiyet duvarı inşa etmelerinin fazla bir anlamı olmadığına işaret ederek, ''İlahiyatçılar açısından da böyle bir mahremiyet duvarına ihtiyaç olmadığı ifade ediliyor. İki gencin birlikte sohbet etmesinde ve gelecekleri hakkında konuşmalarında hiçbir sakınca yok.''
Ailelerin toplumlar için öneminin yadsınamayacağını kaydeden Abay, ailelerin hoşgörülü olması, gençlerin de büyüklerin rızasını almaya çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Ali Rıza Abay, yaptığı açıklamada, kız kaçırma olaylarının tarihi, sosyolojik ve kültürel bazı temelleri bulunduğunu belirtti.
Kız kaçırmanın, bir kızın erkek tarafından evlenmek amacıyla ailesinden habersiz olarak kaçırılması anlamını taşıdığını kaydeden Abay, şunları söyledi:
''Kız kaçırma, farklı şekillerde olmaktadır. Kaçma, kızın bizzat kendi isteğiyle kaçması ve erkeğin buna yeşil ışık yakmasıdır. Kaçışma, iki tarafın da birlikte hareket etmesidir. Kaçırma ise kızın rızası olmadan erkeğin kızı gözüne kestirerek kaçırmasıdır. Oturakalma, kızın erkeğin evine gelerek yerleşmesi ve kendisini kabul etmesini beklemesidir. Oturakalmada erkeğe aşık olan kız, gururunu bir kenara bırakarak erkeğin evine yerleşir.''
''ZORLA KAÇIRMA, AYRILIKLA SONUÇLANIYOR''
Kaçma ve kaçırmanın yüzde 98,5'inin evlenme amacı taşıdığını kaydeden Abay, istatistiklere göre zorla kız kaçırma yoluyla yapılan evliliklerin yüzde 75'inin ayrılıkla sonuçlandığını ifade etti.
Abay, istatistiklere göre kız kaçırma olaylarının yüzde 90'ının, bireylerin karşılıklı rızasıyla gerçekleşen ''kaçışma'' şeklinde gerçekleştiğini belirterek, bu yolla yapılan evliliklerin yüzde 95'inin başarılı şekilde yürütüldüğünü söyledi.
Kız kaçırma, kaçma, kaçışma ve oturakalma ile evlenme biçimine toplumun gizliden gizliye onay verdiğini ifade eden Abay, ''Hatta kaçırma maceraya benzer şekilde gerçekleşmişse, bir müddet sonra çiftler toplum tarafından kahraman gibi karşılanıyor. Kız kaçırma yoluyla evlenme eski Türklerde de meşru bir evlenme biçimi olarak görülüyordu'' dedi.
Köyden kente göçün artmasıyla kız kaçırma olaylarının azaldığını, ancak devam ettiğini kaydeden Abay, ''2000 yılında Türkiye'de 4 bin 666 kız kaçırma olayı adli mercilere intikal etmiş. 1953'te ise bu rakam 3 bin 873 olarak gerçekleşmiş. Nüfusa oranladığımızda kız kaçırma olayları eskiye nazaran azalmakla birlikte halen devam ediyor'' diye konuştu.
Abay, kız kaçırma olaylarının yalnızca kırsalda değil, kentlerde de görüldüğünü söyledi.
''ANA NEDEN MAHREMİYET DUVARI''
Kız kaçırmanın altında yatan faktörlerin iyi incelenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ali Rıza Abay, şöyle konuştu:
''Kız kaçırma ve kaçışmanın ana sebebi, karşı cinslerin doğal, cinsi ilgilerinin engellenmesidir. Başka bir deyişle gençler arasında, belki tartışılabilir, ama mahremiyet duvarının varlığı. Bu mahremiyet duvarı olmalı mı olmamalı mı? Gençler arasında mahremiyet duvarı var. Genellikle muhafazakar aileler kız ve erkek arasında belirli bir yaştan sonra duvar örmeye çalışıyor. Karşı cinsler birbirlerini çok iyi anlayamadıkları için birbirlerine uzaktan çok cazip görünüyor. Bu, zaman zaman kaçma ve kaçışmayı tetikleyen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bunun dışında başlık parası, düğün masrafları gibi ekonomik sebepler ile aile içi geçimsizlik de neden olabiliyor.''
Abay, haberleşmenin bu kadar yoğun olduğu günümüzde ailelerin gençler arasında mahremiyet duvarı inşa etmelerinin fazla bir anlamı olmadığına işaret ederek, ''İlahiyatçılar açısından da böyle bir mahremiyet duvarına ihtiyaç olmadığı ifade ediliyor. İki gencin birlikte sohbet etmesinde ve gelecekleri hakkında konuşmalarında hiçbir sakınca yok.''
Ailelerin toplumlar için öneminin yadsınamayacağını kaydeden Abay, ailelerin hoşgörülü olması, gençlerin de büyüklerin rızasını almaya çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.