Kız çocuklar evlattan sayılmıyor
Abone olTürkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde kız çocuklar, evlattan sayılmıyor Aileler ısrarla erkek çocuk istiyorlar. Bu durumun nedenleri nelerdir? İşte nedenler:
Neden erkek evlat istiyorlar? ŞANLIURFA'NIN Ceylanpınar İlçesi'nde ayakkabı boyacılığı yaparak geçimini sağlayan 39 yaşındaki Hasan Yıldırım, erkek çocuğu olmadığı gerekçesiyle ailesi tarafından 6 kızı ve eşiyle birlikte evden kovulmuş. Dışlanan aile Ankara'ya yerleşmiş. Basına yansıyan bu habere baktığınızda, bu tür vahim olayların sadece Türkiye'de olduğu gibi yanlış bir izlenime kapılabilirsiniz. Bazı farklılıklar gösterse de, değişik ülke ve kültürlerde maalesef bu tür çarpık anlayışların izini görmek mümkündür. Ailelerin erkek evlat arzularının temelinde neler yattığına dair önce tarihten bazı örnekler sıralayalım, ardından konuya sosyolojik açıdan bir göz atacağız. Asya ülkelerinde uluslararası çapta yürütülen bir araştırmada (WHO, 1989), Filipinler'de kırsal alanda yaşayan ailelerin 1/3'ü, Tayland'da ½'si ve Kore Cumhuriyet'inde 2/5'i erkek çocuk doğuncaya kadar çocuk yapmayı sürdürdüğü, diğer ülkelerde ise 3-4 kız çocuktan sonra erkek çocuk aramaktan vazgeçtikleri tespit edilmiş. Bir Çin atasözünde, 18 tanrıça gibi kız çocuğu kambur bir oğlan çocuğunun yerini tutamaz, denir. Uganda'da yeni doğan bir erkek çocuğu evin direği olarak tanımlanırken, kız çocuğundan satılık olarak söz edilir. Çünkü kız çocuğunun kaderi evlendirilmek yani satılmak ya da bir sığırla değiştirilmektir. Mezopotamya aile yapısında miras erkek evladındır. Soyun devamı erkeğe bağlıdır. Erkek çocuklar babalarının ismiyle anılır. Ailede bir erkek çocuk yoksa ailenin soyunu devam ettirmek için baş vurulan en kolay yol evlat edinmedir. Ya da, miras işini halletmek için kızları erkekleştirmektir. Bunun için, mirasın belirtildiği vasiyetnamede kızın adının yanına bir erkek adı yazılır ve kızın statüsü değiştirilerek miras kıza geçer. Türkiye'de de oğlan olsun da, çamurdan olsun deyimi yaygındır. Hatta bazı ülkelerde ve Türkiye'de de bazı yörelerde ailenin çocuk sayısı sorulduğunda kız çocukları dahil edilmez, sadece erkek çocuk sayısı söylenir. Tercih erkek BAŞBAKANLIK Aile Araştırma Kurumu tarafından yapılan bir araştırmada, Türkiye'de erkeklerin yüzde 75'inin, kadınların ise yüzde 60'ının çocuklarının erkek olmasını istedikleri tespit edilmiştir. Ailelere yöneltilen Üç erkek çocuk mu, 3 kız çocuk mu istersiniz sorusuna ailelerin yüzde 84'ü 'Üç erkek çocuk isteriz' yanıtı vermişlerdir. Tercihini erkekten yana kullanan her 10 aileden yüzde 39.3'ü gerekçesini Soyadın devamı diye açıklarken, yüzde 22.9'u Yaşlılığımda bana bakar, yüzde 19.1'i Çevrem istiyor, yüzde 11.7'si ise Evden ayrılıp gitmez ve miras dışarı çıkmaz şeklinde görüş bildirmişlerdir. Annelerin yüzde 60'a varan erkek çocuk isteme eğilimindeki çarpıcı verilerden biri de erkek çocuğunun kolay büyütülmesi olarak gösterilmiştir. Kadınların neden erkek evlat istediğine gelince. Mesela ülkemizde okur yazar olmayan nüfusun yüzde 66'sı kadındır. Her 1000 çalışan kadının 529'u tarlada ücretsiz olarak çalışmaktadır. Çalışan kadınların yaklaşık yüzde 72'si sigortasız ve her türlü güvenceden yoksundur. Kadınların erkek evlat istemelerinin bir nedeni de, kendi çektikleri sıkıntıların aynısını kız evlatlarının çekmemesidir. Her yerde aynıydı... ERKEK evlat arzusunun diğer tarihsel nedenlerine gelince. Geçtiğimiz yüzyıla kadar, üst düzey devlet görevliliği yapmış kişilerin dışında, bireylerin yaşamını güvence altına alan sosyal güvenlik sistemleri yoktu. Herkes kendi başının çaresine kendisi bakıyordu. Tüm dünyada sanayi devrimine kadar ekonomik düzen tarıma dayalıydı. Yaşları ne olursa olsun, insanlar ancak toprağı işledikleri ve ürün elde ettikleri sürece geçimlerini sağlayabiliyorlardı. Onun içindir ki, tarih boyu sadece ülkemizde değil, tüm dünyada aileler, evin büyük erkek çocuklarının gerektiğinde başka yerlere gitmelerine izin verirken, en küçük erkek evladı yanlarında tutuyorlardı. Bu evlat aile için bir bakıma sigorta vazifesi görüyordu. Anne babası yaşlandığında onlara bakıyordu. Nitekim araştırmada, annelerin yüzde 22.9'unun erkek çocuğunu yaşlılıkta güvence olarak gördüğü anlaşılmıştır. Anadolu'da yapılan araştırmalar, evlenen erkek çocukların baba evinin yanında bir göz oda yaparak oluşturulmuş birleşik ailelerden oluştuğunu da göstermektedir. Güvenlik probleminin bulunduğu, törelerin sert olduğu ve kan davası olan yerlerde buna daha sık rastlanmaktaydı. (GAP Kadın Araştırması, 1994). Eğer ailenin erkek çocuğu yoksa, evin en küçük kızı için Anadolu'da içgüveysi olarak anılan eve damat getirme uygulamasına başvuruluyordu. Bunun temel amacı, bir bakıma eve beden işçisi transfer etmekti. İçgüveysi olarak gelen damat açısından konunun çekici yanı ise, damat girdiği evin genellikle kendi ailesinden daha varlıklı olmasıydı. Erkek evlat arzusunun nedenleri arasında, soyun ve soyadının devamının erkekten sürdüğü düşüncesi, kırsalda erkek çocuk sayısının güvenlik nedeni sayılması, erkek çocuk sayısının gururlanma vesilesi kabul edilmesi gibi daha birçok neden sıralanabilir. Bireylerin ilerleyen yaşlarında yaşamlarını güvence altına alan sosyal güvenlik sistemlerinin gelişmesi bu konulardaki değer yargılarını ve konunun sosyolojik gerçeklik boyutunu da değiştirmiştir. YAZI:Osman ÖZSOY HALKA ve OLAYLARA TERCÜMAN