Kız babası fanatik Fenerli olunca
Abone olEmrullah Erdinç ve Özkan Tamirak'ın 'Ne Şike Bitti Ne Sevdam' kitabı insan öyküleri anlatıyor.....
Operasyonda görevli komiser kız istemeye gidiyor ama
kayınpeder ve gelin hasta Fenerli. Düğün 3 ay
gecikiyor
İki gazeteci; Emrullah Erdinç ve Özkan Tamirak, 26 Kasım'da
başlayan 220 günlük, Türk spor tarihinin en büyük operasyonundaki
insan öykülerini "Ne Şike Bitti, Ne Sevdam" adlı kitapta topladı.
Alfa Yayınları'ndan çıkacak kitap, bu cuma günü piyasada olacak.
Kitaba ismini veren insan öyküsü ise, polis teşkilatının bu süreçte
yaşadığı sosyal sorunlara en güzel örneklerden biri. İşte kitapta
yer alan "Komiser İlker" takma adlı komiserin ilginç öyküsü:
Şike operasyonunun ilk adımı 26 Kasım'da atıldı. Asayiş Şube
Müdürlüğü'ne bağlı Spor Büro'dan bir memur, Bank Asya 1. Ligi'ndeki
maçlarda doğal olmayan durumlar yaşandığını ve Giresunspor Başkanı
Olgun Peker'in suç teşkil edebilecek faaliyetlerde bulunduğunu
amirlerine rapor etti. Bunun üzerine Peker takibe alındı. Peker'in
takibi sırasında, dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı
Mahmut Özgener'le görüştüğü tespit edilince Özgener de teknik ve
fiziki takibe dahil oldu.
KIZIN BABASI FENERLİ
Daha sonra ise Özgener'le telefon görüşmesi yapan Aziz Yıldırım da
takip edilmeye başlandı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın teknik
ve fiziki takibe alındığı tarih 17 Şubat 2011'di. Ve bu operasyonun
başındaki isimlerden biri olan Organize Şube Komiseri İlker, Aziz
Yıldırım'ın takibe alındığı günün akşamında, bir polis arkadaşının
vasıtasıyla Banu isimli kadınla tanıştı. İşin ilginç yanı, Banu ve
babası, her hafta Şükrü Saracoğlu Stadı'na maç izlemeye giden
fanatik birer Fenerbahçeli'ydi. Daha sonraki dönemde hem takip hem
de Komiser İlker ile Banu'nun görüşmeleri devam etti. Kısa süre
sonra İlker, Banu'ya "Senden hoşlanıyorum. Ve seninle ciddi bir
şeyler yaşamak istiyorum" dedi. Ve çıkmaya başladılar. Şike
operasyonu gibi aşk da hızlı ilerliyordu. İlker ve Banu bir süre
sonra evlenmeye karar verdiler. Aileleriyle görüştüler, olurlarını
aldılar ve evlenme tarihi 26 Haziran olarak belirlendi.
EVLENMEYE İZİN YOK
Davetiyeleri dağıtmaya başlayan Komiser İlker başına geleceklerden
habersizdi. Davetiyeyi alan amiri Zafer Müdür, yardımcısına, üst
müdürlerinin bu evliliğe şimdilik izin vermediğini söyledi. Neden
olarak ise takip ettiği soruşturmanın bitmemiş olması gösterildi.
Zira İlker, balayı tatiline çıktığında soruşturmada aksaklıklar
yaşanabilirdi. İlker, müdürlerinin evlenmesine izin vermemelerine
biraz sinirlenmişti. Fakat elinden de bir şey gelmiyordu. Zafer
Müdür, evlilik gününün biraz daha ileri bir tarihe almasını istedi.
Genç komiser de evlenmek için kayınvalidesini zor ikna ettiğini
müdürüne anlattı ve Banu'ya bu durumu nasıl açıklayacağını kara
kara düşünmeye başladı. Hemen Banu'yla buluştu. İlker müstakbel
eşine, müdürlerinin 26 Haziran tarihinde evlenmelerine izin
vermediği söyledi. Müdürlerine göre, eylül ayı itibarı ile
evlenebilirlerdi. Genç kız bunun nedenini sorduğunda ise aldığı
yanıt takip ettiği bir soruşturma idi. İlker, soruşturmanın
içeriğini söyleyemeyeceğini belirtti. Yapacak bir şey yoktu, genç
kız mecburen kabul etti. 3 Temmuz'da da tüm kamuoyunun bildiği
gözaltılar başladı.
KIZ İSTERKEN YAŞANAN İLGİNÇLİKLER NELERDİ? SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
ZİYARETTE KÜFÜR ŞOKU
Komiser İlker, operasyon öncesinde gözaltılar olacağını en yakını
olan Banu'ya bile bahsetmedi. Doğal olarak fanatik Fenerbahçeli
kayınpederi de, operasyonun yönetim kademesinde müstakbel damadının
olduğundan habersizdi. Kayınpederi, İlker'in Organize Şube'de
çalışan bir polis olduğunu biliyor, ancak bu kadar yetkili bir
komiser olduğunu bilmiyordu. Gözaltı ve tutuklamalardan kısa süre
sonra Komiser İlker, müstakbel eşinin ailesini ziyarete gitti. Tüm
TV kanallarında bu konu konuşuluyor, fanatik Fenerbahçeli
kayınpeder operasyonu yapan polisler dahil herke- se öfkeyle
hakaretler yağdırıyordu. Komiser İlker sesini çıkartmadan
kayınpederini dinledi. Daha sonra Banu'ya operasyonda kendisinin de
olduğunu anlattı, ancak bir şartla: "Sakın babana söyleme!" İşin
operasyonel kısmı tamamlandıktan sonra İlker ve Banu evlilik
hazırlıklarını hızlandırdı. Yaşanan onca gerilim dolu günün
ardından 10 Eylül'de dünyaevine girdiler. Komiser İlker ve fanatik
Fenerbahçeli eşi Banu Hanım, yaklaşık 4.5 aydır evli.
BENİ KİM KURTARACAK DOĞAN?
3 Temmuz 2011 Pazar... Polis soruşturma kapsamında gözaltına aldığı
herkesi hemen sağlık kontrolünden geçiriyordu. Adı soruşturma
kapsamında geçen 61 kişinin ilk adresi Haseki Hastanesi idi. O
gözaltına alınacak isimler arasında menajer Doğan Ercan da
bulunuyordu ve sabah hastaneye kontrole getirilmişti. Polislere
göre Fenerbahçe'ye yakınlığı ile bilinen Doğan Ercan, polisi
karşısında görünce şoke olmuştu. O şaşkınlığını da bir türlü
üstünden atamıyordu. Hayatında ilk kez polis ile karşı karşıya
gelen Ercan, ne yapacağını bilmiyordu.
"HADİ GİT İŞİNE"
Hastanede kara kara düşünürken, polislere göre Doğan Ercan,
tutunacak bir dal ya da içine düştüğü durumdan kendisini kurtaracak
birisini arıyordu. Tam da o sırada kapıdan içeri giren Şekip
Mosturoğlu'nu gördü. Mosturoğlu'nun aynı zamanda avukat olduğunu
bilen Doğan Ercan, Şekip Mosturoğlu'nun kendisini kurtarmaya
geldiğini düşünerek, "Şekip abi yetiş. Beni gözaltına aldılar"
dedi. Morali bir hayli bozuk olan Şekip Mosturoğlu da "Doğan
s.....git işine. Beni kim kurtaracak?" diye karşılık verdi. Zira
Şekip Mosturoğlu da gözaltına alınmış ve doktor kontrolünden
geçiriliyordu. Doğan Ercan'ın o an yanında olan polis yaşananları
böyle not alıyordu.
ŞÜPHELİ NEZARETTE AZİZ YILDIRIM'I
GÖRÜNCE NE DEDİ? SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
KARŞIMDAKİ AZİZ YILDIRIM MI? YOKSA BANA MI ÖYLE
GELİYOR?
Cuma günü piyasaya çıkacak kitaptan bir alıntı daha: "Gözaltılar
tamamlanmış ve şüphelilerin tamamı Vatan Caddesi'ndeki Organize
Suçlar Şube Müdürlüğü'nün nezarethanesine kondu. Geceyi
nezarethanede geçirecek olan şüphelilerden biri karşı nezarethanede
duran Aziz Yıldırım'ı görünce şaşırdı. Gözlerini ovuşturarak
gördüğüne inanamayan adam, yanında bulunan şüpheliye "Şu karşı
nezarethanedeki kişi, Aziz Yıldırım mı? Yoksa bana mı öyle
geliyor?" diye sordu. Yanındaki şüpheli de demir parmaklıklara
yanaştı ve "Hass.....r gerçekten de Aziz Yıldırım lan bu!"
tepkisini verdi.
Türkiye'nin 3 Temmuz'da gündemine oturan şike operasyonu sonrasında
hem taraftarlar, hem kulüpler hem de spor camiasında birbirinden
ilginç insan öykülerine şahit olduk. Ancak bu sürecin başından beri
içinde olan, her anını yaşayan emniyet birimlerinde operasyonun
yankıları, yaşattıkları hakkında kimse fikir sahibi değildi. İki
gazeteci; Emrullah Erdinç ve Özkan Tamirak, 26 Kasım'da başlayan
220 günlük, Türk spor tarihinin en büyük operasyonundaki insan
öykülerini "Ne Şike Bitti, Ne Sevdam" adlı kitapta topladı. Alfa
Yayınları'ndan çıkacak kitap, bu cuma günü piyasada olacak. Kitaba
ismini veren insan öyküsü ise, polis teşkilatının bu süreçte
yaşadığı sosyal sorunlara en güzel örneklerden biri. İşte kitapta
yer alan "Komiser İlker" takma adlı komiserin ilginç öyküsü: Şike
operasyonunun ilk adımı 26 Kasım'da atıldı. Asayiş Şube
Müdürlüğü'ne bağlı Spor Büro'dan bir memur, Bank Asya 1. Ligi'ndeki
maçlarda doğal olmayan durumlar yaşandığını ve Giresunspor Başkanı
Olgun Peker'in suç teşkil edebilecek faaliyetlerde bulunduğunu
amirlerine rapor etti. Bunun üzerine Peker takibe alındı. Peker'in
takibi sırasında, dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı
Mahmut Özgener'le görüştüğü tespit edilince Özgener de teknik ve
fiziki takibe dahil oldu.