Yüce Allah büyük bir düzen içinde mükemmel şekilde yarattığı yaşamı, insanların bilemeyeği ancak alametlerinden zamanının yaklaştığını anlayacağı bir günde sonlandıracaktır. Peki kıyamet koparken insanlar ne hissedecek, insanları kıyamet gününde neler bekliyor? Bu sorunun cevabı çeşitli dini kaynaklarda şöyle veriliyor: * Kıyametin kopuşu dehşetlidir: * Kıyametin kopuşu ile yeryüzü ve gökyüzü dağılacaktır * Kıyamet, Sur’un birinci defa üflenmesiyle kopar, her canlı dehşete kapılır: * Sur’un ikinci defa üflenmesiyle her canlı ölür: * Sur üçüncü kez üfürüldüğünde ise, bütün insanlar dirilir Mahşer meydanında insanların Durumu nasıl olacak ? Allah Teâlâ, mahşer gününden söz ederken; “büyük gün,” “bütün insanların, âlemlerin Rabbi huzuruna çıkacağı gün” ifadelerini kullanmaktadır. O gün, sûr sesini duyanların gözü dehşetle açılacak; o kimseler dört yana dağılmış çekirgeler gibi kabirlerinden fırlayacaklar ve kendilerini çağırana doğru koşacaklar. İlk insandan son insana kadar herkes bir araya gelecek; o gün yer başka bir şekle büründüğü, dağlar toz gibi savrulduğu, bir çukur, bir tümsek bulunmadığı için; dümdüz, hiç kimsenin tanıdık bir işarete rastlamadığı bir yerde bütün insanlar toplanacak. İnsanlar mahşer yerinde, Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna, yalınayak, çıplak, ve sünnetsiz olarak çıkacaklar. Kapıldıkları dehşet, korku ve şaşkınlık yüzünden birbirlerine dönüp bakamayacaklar. O dehşetli zamanda güneş insanları yakıp kavuracak, herkes günahı ölçüsünde tere batacak; kimi topuklarına, kimi dizlerine kadar, kimi beline, köprücük kemiklerine kadar, kimi de ağzına ve kulaklarına kadar tere gömülecektir. Hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli günde, Allah Teâlâ bazı kimselere özel ikrâmda bulunacak; onları Arş’ının gölgesinde dinlendirecektir. Bu bahtiyar insanlar: âdil devlet başkanları, temiz bir hayat içinde Rabbine kulluk ederek büyüyen gençler, kalbi mescidlere bağlı Müslümanlar, sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka verenler, olacaktır.