Kıvrıkoğlu 'ilhak'dan söz etti
Abone olKıvrıkoğlu Türkiye'nin Kıbrıs güvencesinde ilişkin ise 'Türkiye'nin garantisi AB'den önce başladı. dedi.
Star gazetesi yazarı Fatih Çekirge Genelkurmay eski Başkanı
Hüseyin Kıvrıkoğlu ile yaptığı görüşmesine bu günde devam etti
Çekirge'nin bugünkü yazısında Kıvrıkoğlu'nun Kıbrıs'a ilişkin
açıklamaları vardı. Kıvrıkoğlu, Türkiye'nin Ada'da 'işgalci
konumuna' düşeceğini ileri süren AB'yi de uyardı: Türkiye'nin
garantisi AB'den değil, daha önce yapılmış anlaşmalardan gelir
UZERİMİZE 'Haçlı kalıntıları'nı andıran bir 'Engizisyon mengenesi'
gibi gelen Kıbrıs şartı için Orgeneral Kıvrıkoğlu şöyle diyor: -
Böyle giderse ve gerekirse Kıbrıs'ın ilhakı gündeme gelir... Org.
Kıvrıkoğlu bu sözleri, Harp Akademileri Komutanlığı'nda
gerçekleştirilen 'Güvenlik Arayışları Sempozyumu'nda yaptığımız
sohbette söylüyor. Bu sohbet önemlidir. Çünkü, sanıyorum Org.
Kıvrıkoğlu'nun bu sözlerine görevde ya da emekli olan birçok
komutan, büyükelçi ve sempozyumda bulunan birçok profesör
katılıyor... Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından bir genel
görüştür... Bir başka deyişle, yıllardır yapılan Milli Güvenlik
Kurulu toplantılarının değişmeyen 'milli siyaset kararı'dır... İşte
bu yüzden Org. Kıvrıkoğlu'nun söylediği bu sözleri önemsiyorum...
Nitekim önceki yazımda, Org. Kıvrıkoğlu'nun şu önemli tespitini
aktarmıştım: - Amerika Birleşik Devletleri, 10 yıl önce Çekiç Güç
uygulamasıyla Kuzey Irak'ta Kürt devletine imkan sağlamıştır. Şimdi
yapacağı harekatla, Afganistan'a kadar olan bu bölgeyi yeniden
dizayn etmektedir. Buna İran da dahildir... Gerekirse Kıbrıs ilhak
edilir... Evet... Şimdi bir kez daha çok net bir şekilde anlıyoruz
ki, Türkiye bir 'Engizisyon mengenesi'yle sıkıştırılmaktadır...
Mengenenin bir ucu Kuzey Irak'taki Kürdistan oluşumuna, diğer ucu
Akdeniz'deki KKTC'nin yok edilmesi projesine uzanmaktadır...
Nitekim Org. Kıvrıkoğlu, Annan planına şu cevabı vermektedir: -
Türkiye'nin garantisi Avrupa Birliği'nden değil, daha önceden
yapılmış anlaşmalardan gelmektedir. Bu yüzden AB, Türkiye'yi
Kıbrıs'ta işgalci konumuna düşüremez... Bu sözlerin hukuki boyutunu
aynı gün Prof. Dr. Sevin Tolunay, neredeyse bir hukuk dersi
verirmişçesine anlatmıştı... Prof. Tolunay Kıbrıs gerçeğini
anlatırken, televizyonlardaki kimi zaman bilinçli, kimi zaman
bilinçsiz, içi boş kısır tartışmaları düşündüm... Ve gördüm ki, bu
konuda çok az şey biliniyor... Çünkü Prof. Tolunay aynen şöyle
diyor: - Türkiye'nin KKTC üzerindeki garantisi yalnızca KKTC için
değil, Türkiye'nin Kıbrıs'taki varlığı içindir. Dolayısıyla bu
garanti anlaşması, Yunanistan ve Türkiye'nin Ada'daki haklarını
kapsamaktadır. Bu durumda Türkiye'nin garantisi, Ada'nın Kuzeyi'nde
bir hak olarak vardır. Bu sözler, Türk milletinin hafızasının
elinden alındığını ve bu şekilde bir diplomatik tartışmanın ya da
baskının içine sürüklendiğini ispat etmektedir... Bu sürüklenmeyi
şöyle de açıklayabilirim: Son dönemde özellikle KKTC konusunda
medyada açılan tartışmalar ve yapılan bazı yayınlar, giderek bu
milletin hafızasının işgaline dönüşmüştür... İşte bu 'medyatik
işgal', bu milletin 'varoluş hafızası'nı silmeye başlamıştır...
Öyle ya; biz KKTC'nin varlığını tartışırken Türkiye'nin garanti
anlaşmasından gelen Ada'daki hakkını unutmuş görünüyoruz. İşte beni
şaşırtan ve hepimiz adına yazık olan şey budur... Bu yüzden Harp
Akademileri Komutanlığı'ndaki sempozyumun altını ısrarla
çiziyorum...