Dünyaca ünlü Dr. Joseph Mercola, yapay tatlandırıcılar ve sıvı sabunlarla ilgili dikkat çeken uyarılarda bulundu. Mercola'ya göre sıvı sabunlar ve yapay tatlandırıcılar depresyon nedeni. İçtiğiniz antidepresanlar bir işe yaramıyor. 'İkinci beyin' olan bağırsaklarınızı sağlıklı tutun, depresyona girmeyin. Dünyaca ünlü ABD'li doktor Joseph Mercola, sağlıklı hayatın şifrelerini sizler için anlattı. Yaptığı araştırmalarla tıp dünyasına damgasını vuran Dr. Mercola, yazdığı kitaplarla da dünyada en çok satanlar listesine defalarca girmeyi başardı. Her sözü olay olan Dr. Mercola, bugün depresyon konusunda önemli açıklamalar yaptı. Dr. Mercola'ya göre depresyonu yenmede antidepresan ilaçların etkisi sandığınız kadar değil... "Depresyona yakalanmamak ya da kurtulmak için yapmanız gereken ilk adım 'ikinci beyin' denilen bağırsakların sağlıklı olması" diyen Dr. Mercola, "Mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin yüzde 95'i bağırsaklarda, yüzde 5'i beyinde yapılıyor" dedi. Dr. Mercola, şu önerilerde bulundu... Bol miktarda fermente yiyecek tüketin. 'Fermente yiyecekler' denilince ilk akla gelen; ev yapımı lahana ile salatalık turşusu, yoğurt ve kefir... Yeterli miktarda fermente yiyecek tüketmiyorsanız mutlaka probiyotik desteği kullanın. Bu yararlı bakteri turşu ve yoğurdun yanı sıra ayranda da bolca bulunuyor. Lifli yiyecekler yemeye özen gösterin. Bunlar da; tam tahıllar, başta muz ve elma olmak üzere meyveler, baklagiller, havuç, kabak ve patates gibi sebzelerdir. Bol bol çiçek ekin. Evet, yanlış duymanız! Çünkü ellerinizin toprakla temas etmesi, buradaki bakterileri almanızı ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmenizi sağlar. Bulaşıklarınızı arada sırada elde yıkayın. Bu sayede üzerlerinde daha fazla bakteri kalmasını ve bu sayede bağışıklığınızı uyaran alerjilerin oluşumunu azaltırsınız. ASPARTAM TEHLİKESİ Yapay tatlandırıcı olarak birçok üründe ve özellikle meşrubatlarda kullanılan aspartam maddesiyle depresyon arasında doğrudan bağlantı var... Aspartam bazı insanlarda baş ağrılarına, ani ruh hali değişimlerine, unutkanlığa, depresyona ve hatta felce neden olabiliyor. Bu zehirli madde kola ve gazoz gibi asitli içeceklerde, şekerleme, enerji içecekleri, sakızlar, naneli şekerler, pudingler, birçok diyet bisküvisi, diş macunları ile ketçaplarda bulunuyor. Mutluluk hormonu serotoninin yüzde 95'i bağırsakta salgılanıyor. Depresyona girmemek, girdiyseniz çıkmak için ilaç yerine daha çok fermente gıdaları tüketmeniz gerekiyor. BUNLARDAN UZAK DURUN Çok zorunda kalmadıkça antibiyotik kullanmayın. Ama mutlaka kullanmanız gerekiyorsa bu süre boyunca bol bol probiyotik tüketin. Kırmızı eti daha az yiyin ve özellikle besi çiftliklerinde yetişen hayvanların etlerini yemeyin. Klorlu sular zehirli. Böyle sularla banyo yapmak içmekten bile daha zararlı. Bu yüzden özellikle kapalı havuzlara adım dahi atmayın. İşlenmiş gıdaları hayatınızdan tamamen çıkarmanız şart. İşlenmiş gıdalarda bol miktarda bulunan şeker, kötü bakterileri besleyerek bağırsaklarınız için büyük tehlike yaratır. Antibakteriyel sabunları evinize sokmayın. Bu ürünler kötü bakterilerle birlikte iyi bakterileri de oldurduğu için antibiyotik direncine neden oluyor. Bu da bağırsaklarınızın düzgün çalışmasına zarar vermesinin dışında sizi depresyona sürüklüyor. BUNLARDAN UZAK DURUN Çok zorunda kalmadıkça antibiyotik kullanmayın. Ama mutlaka kullanmanız gerekiyorsa bu süre boyunca bol bol probiyotik tüketin. Kırmızı eti daha az yiyin ve özellikle besi çiftliklerinde yetişen hayvanların etlerini yemeyin. Klorlu sular zehirli. Böyle sularla banyo yapmak içmekten bile daha zararlı. Bu yüzden özellikle kapalı havuzlara adım dahi atmayın. İşlenmiş gıdaları hayatınızdan tamamen çıkarmanız şart. İşlenmiş gıdalarda bol miktarda bulunan şeker, kötü bakterileri besleyerek bağırsaklarınız için büyük tehlike yaratır. Antibakteriyel sabunları evinize sokmayın. Bu ürünler kötü bakterilerle birlikte iyi bakterileri de oldurduğu için antibiyotik direncine neden oluyor. Bu da bağırsaklarınızın düzgün çalışmasına zarar vermesinin dışında sizi depresyona sürüklüyor. 10 NUMARA TAVSİYELER İşlenmemiş doymuş hayvansal yağ yiyin. Kulaktan kulağa yayılan 'Hayvansal yağlar zararlı' tezine kesinlikle inanmayın. Aşırıya kaçmadan tereyağı, kaymak, süt, peynir ve et tüketebilirsiniz. İşlenmiş fruktoz ve tahıllar dahil tüm şekerlerden uzak durun. Yüksek şekerli beslenme insülin ve leptin direncini tetikler, bu da kalp hastalığının ana nedenidir. Fruktoz; bal, üzümsü meyveler, çiçekler, taneli ufak bitkilerde ve çoğu kök sebzelerde doğal olarak bulunur. Doğal fruktozun zararı yoktur. Doğal olmayanlar kalp düşmanıdır. Aşırı oturmaktan kaçının. Oturduğunuz süre sürekli olarak 3 saati geçmemeli. Vücuttaki D vitamini düzeyinizi sabit bir seviyede tutun. Bunun için bol bol güneşten faydalanın ama yine de yetersiz kalıyorsa takviye alın. Bunun için balık yağı, yumurta, mantar ve patates tüketimini arttırabilirsiniz. MERCİMEĞİ DÜDÜKLÜDE PİŞİRİN! Düzenli mercimek yiyen erkeklerin kalp krizi riskinin düşük olduğunu savunan Dr. Mercola, şöyle konuştu: "Mercimeği pişirmeden önce en az 8 saat ıslatın. Pişirirken orta ateşte olması şart. Eğer 100 derecenin üzerine çıkarsa içerisindeki protein yok olur. Haşlayarak pişirecekseniz, suyunu dökmeyin. Düdüklü tencere ise en sağlıklı pişirme yöntemidir." TELEFONUNUZU 'KALP'TEN SİLİN Kalp sağlığı sadece düzenli beslenme ve hareketle sağlanamaz. Eğer cep telefonunuzdan vazgeçemiyorsunuz onu kalbinizden uzakta taşıyın. Evde kablosuz olan telsiz telefonlar yerine kablolu ve eski model telefonları seçin. Çünkü kablosuz telefonlar, kalp ritmini olumsuz etkiliyor. Fırsat buldukça çıplak ayakla toprağa basın. Bunu yaptığınızda serbest elektronlar vücudunuzdan toprağa geçer. Bu da en güçlü antioksidandır. Düzenli olarak egzersiz yapın. Stresten kaçınmanız elbette mümkün değil ama stresi iyi yönetmeyi öğrenin. Omega-3 ve Omega-6 oranınızı düzeltin. Omega-6 yağlarından kaçınıp Omega-3 tüketimini artırın. Omega-3 şu besinlerde bulunuyor: Keten tohumu, ceviz, hardal yağı, kuru kekik, karanfil, kuru nane, kabak çekirdeği, semizotu, ıspanak, Brüksel lahanası... Hormonal dengenizin düzenli olması için ne 8 saatten az, ne de fazla uyuyun.