Kısmetse Olur sunucusu Seda Akgül'ün mahrem itirafları

Abone ol

Kismetse Olur sunucusu Seda Akgül eşi Avram Habib ile olan boşanma sürecini anlattı. Avram Habib ile ilgili mahrem sırlarını ifşa eden Seda Akgül'ü kocası ilk günden 'ruhen' aldatmış.

Kısmetse Olur'un sunucusu Seda Akgül, Renkli Sayfalar programına konuk oldu ve Avram Habib ile biten evliliği hakkında ilk kez çok çarpıcı açıklamalard bulundu.

Akgül, Avram Habib ile 4 ay süren evliliğini ve onu boşanmaya götüren nedenleri canlı yayında anlattı. Seda Akgül "20 günlük gelindim, benim kocam çalışmadığı halde 'sıkıldım, işim var' deyip Çeşme'ye gidiyordu.
Ayrıldığımızda farkettim, o hiç evlenmemiş ki benimle" dedi.

Seda Akgül eşi Avram Habib hakkında inanılmaz şeyler anlattı. Boşandığı kocası Avram Habib ona sürekli 'çirkinsin, vücudun sarkmış' diyerek hakaretler ediyormuş.

'Bir haftalık evliyken kocam eski sevgilisine gitti' diyen Seda Akgül tüm mahrem sırlarını da ifşa etti. İşte Seda Akgül'ün anlattıkları;

-49 yaşına kadar evlenmemiş ya, çok seçici olduğunu düşündüm. Orada kendi kitabımla çeliştim aslında...

-'40 yaşına kadar bağlılık yemini etmemiş bir adamdan korkun'

-Ben onu hiçbir zaman ezmedim, hiçbir zaman büyük beklentilerim olmadı.

-Bir gece saat 04:00'te ağır mesajlar 'eski sevgililerimden çok daha çirkinsin', 'zayıfladın da kadın mı oldun'...

-Aile büyüklerinde mesajları gösterdim, 'mahkemeye gelmesini sağlayın, tek celsede bitsin' dedim. Ben çok üzüldüm, hayallerim yıkıldı benim.

-Bir gün kanepede otururken 'ben, o ve köpeğim... İşte hayalim bu' dedim. Kadın evli. 1 ay kriz yaşamışlar. Sonra toparlamışlar. 'Eşim biliyordu, ailece görüşelim' demişler. Ben yurtdışında okudum. Bu nedir ya? Hangi örf ve adette var?

-Annem baştan biliyormuş. Ayrılırken de 'kızım sen kocaman bir kadınsın bütün kararlarının arkasındayız' dedi.

-Kendi başıma gittim. Çeşme'de adliyeye. Hakim davayı 1 Eylül'e erteleyecekti. Hakimin odasına daldım. 'Siz benim 1 Eylül'e kadar yaşayacaklarımı garanti edemezsiniz. Bir kadın dayanışması olsun. Beni boşayın' dedim. O genç hakime beni tek celsede boşadı.

-Star Tv'deki haber programımdan ayrılmıştım. Şeker hastası çıktım. Mesaj geldi telefonuma 48 saat içinde anneni kaybedebilirsin. emboli riski var diye. Ankara'ya gittim. Annem yoğun bakımdan çıktı, babama göğüs kanseri teşhisi kondu. 

-O yoğun bakıma girdi. 2 ay sonra çocuğum gibi sevdiğim köpeğimi kaybettim. Onu gömmeye Çeşme'ye gittim. Sonra orada karşıma Avram çıktı.

-Yerin dibindeyim, sürünüyorum. Beni dinleyen, benden cinsel bir beklentisi olmayan biri. Öyle dahil oldu hayatıma... Boşanma öncesi son bir kez buluşalım dedi. Ben özür beklerken, azar işittim. Benim de hatalarım varmış. Hatalarım ne diye sordum.

-'Kötü araba kullanıyorsun, kabul etmiyorsun', 'Uçak yolculuklarında uyuyorsun' dedi. Günde 16 saat çalıştığım için olabilir mi acaba?

-Köpeğimi kaybettim 2 ay ağladım, boşandım 1 dakika ağlamadım.
Çünkü köpeğim beni 8 yılda 8 saniye üzmedi ama evliliğimde 5 gün üst üste mutlu olmadım.

-Evlilik fotoğraflarını bastırmadım, şunu farkettim. Eve sevdiği, kendine ait tek bir parça getirmemiş. Evliliğimizin 2 ayında 'Şu an çalışmıyorsun, İzmir'deki evini açık tutmana ne gerek var' dedim. 'Bir daha çalışmayı düşünmüyorum. Aramızda işler iyi gitmezse, orada evim açık dursun' dedi bana. Adam kafasında evlenmemiş. Misafir gibi geldi bana, misafir gibi gitti...

-Çeşme'de avukat bir arkadaşımla iş için oturmam gerekti. Bana 'adamla yalnız başına mı oturacaksın' dedi. E sen her gün birileriyle başbaşa oturuyorsun. Eşimi olgun sandım, meğerse durgunmuş... Ben onu duygusal sandım, meğerse o içine kapanıkmış... Gününü geçirme derdindeymiş. Biz sadece imza attık. Evlilikte düzeni bir türlü oturtamadık. Neye en çok üzüldüm biliyor musun, hiç sevilmediğimi hissettim.

-Gece geç saate kadar çalıştığım günler, sabah saat kurup eşime kahvaltı hazırlıyordum. Onunla vakit geçirebilmek için işe uykusuz gidiyordum. Hiç olmamış ki, hiç yaşanmamış ki... Ben var sanmışım. Oldurmaya çalışmışım. Dur, sus' bir hali vardı onun. Annem parkinson hastalığına 55 yaşında yakalandı. Onun söylediği bir söz vardı. 'Yusuf yıllarca bana dur, sus dedi. Şimdi durdum ve sustum'

BANA HAKARETLER EDİYORDU FİZİĞİME....

-Sevilmek için Adriana Lima olmak zorunda değiliz. İnsanlar beğenmediği kusurlarıyla çok sevilebiliyor. İlk tanıştığımız günden beri sürekli 'kilo ver' diyordu. Zayıflayınca da 'çirkin oldun, sarkık oldun' demeye başladı. Okuduğum mesajla canımı çok acıttı. Bir ay aynaya bakamadım. Bunu kimin kime yapmaya hakkı var?

Güzel olarak bir tek nişanlandığım geceyi hatırlıyorum. Beni babamdan istedi. Babamla başbaşa yemeğe çıktılar. Bir tek mutlu günüm oydu galiba...

Günün Önemli Haberleri