Kıskanç koca cinsel organını dağlamış
Abone olİzmir'de 27 yaşındaki Semra Ecerel, öyle şeyler anlattı ki polisin bile tüyleri ürperdi.
Kadına yönelik şiddetin son kurbanı İzmir'den! Daha 27
yaşındaki Semra Ecerel, kocası tarafından önce ölesiye dövüldü
ardından da kafasına bıçak sapladı. Bununla da yetinmeyen gözü
dönmüş kova, karısının cinsel organını yakarak, yüze ve burnunu
kesti.
İzmir’in Buca ilçesinde bir çadırda yaşayan Semra Ecerel, 15
yıllık eşi tarafından insanlık dışı işkencelere maruz kaldı. Kocası
tarafından cinsel organı çakmakla yakılan ve 5 yerinden bıçaklanan
kadının, bu kez de dağa kaldırılarak burnu kesildi.
“EVE YENİ BIÇAK ALDI BİLEYİP BENİ
KESTİ”
Yaşadığı şoku üzerinden atamayan talihsiz kadın defalarca
kocası tarafından işkence gördüğünü belirterek dehşet anlarını
şöyle anlattı:
“Cumartesi sabah ezanı vaktinde ağzımı kapatarak, ellerimi ve kolumu bağlayarak dağa götürdü. Elleriyle boğazımı sıkmaya başladı. Nefes alamadım, gözlerim kocaman oldu, elim ayağım titremeye başladı. Öleceğimi anlayınca ellerini çekti. Ellerini çektiğinde ezan okunuyordu. Eve geri getirdi sonra. ‘Git çay koy. Anamı da kaldır ama bu yaptıklarımı kimseye söyleme yuvamız bozulur’ dedi.
“Cumartesi sabah ezanı vaktinde ağzımı kapatarak, ellerimi ve kolumu bağlayarak dağa götürdü. Elleriyle boğazımı sıkmaya başladı. Nefes alamadım, gözlerim kocaman oldu, elim ayağım titremeye başladı. Öleceğimi anlayınca ellerini çekti. Ellerini çektiğinde ezan okunuyordu. Eve geri getirdi sonra. ‘Git çay koy. Anamı da kaldır ama bu yaptıklarımı kimseye söyleme yuvamız bozulur’ dedi.
ANNESİNE DE ANLATMIŞ
O esnada eşim anneme ‘Gelininin ağzını bantladım, ellerini bağladım ormana götürdüm. Tam öldürecektim kıyamadım. Çözdüm ellerini getirdim’ diye anlattı. Kayınvalidem hiçbir şey demedi. Sadece ‘Niye yaptın, benim gelinimin kabahati yok’ dedi. Öyle konu kapandı. İki saat sonra yine ip aldı, belime bağladı. Zaten iki haftadır ip evde asılıydı. Bana ‘O ipi koy bir yere, bana lazım’ dedi. Ben nereden bileyim o iple beni öyle yapacağını. Sonra bıçak aldı yeni, onu da biledi. Kayınvalideme ‘Şimdi bunu alıp dağa götüreceğim. Elini kolunu, ağzını bağlayacağım, saçlarını keseceğim, yüzünü keseceğim, burnunu da keseceğim. Alıp annesinin kapısının önüne bırakacağım’ dedi. Kaynanam da ‘Benim gelinimin kabahatı yok. Öyle yapacağına madem istemiyorsun git annesine teslim et’ dedi. Beni kocam aldı götürdü ama kaynanam kimseye haber vermedi, arkamdan kimse gelmedi. Dağa götürdü, elimi ayağımı bağladı. Önce saçlarımı sonra burnumu kesti. O bilediği bıçakla kesti. Burnum yere düştü. O an kendimden geçtim.
O esnada eşim anneme ‘Gelininin ağzını bantladım, ellerini bağladım ormana götürdüm. Tam öldürecektim kıyamadım. Çözdüm ellerini getirdim’ diye anlattı. Kayınvalidem hiçbir şey demedi. Sadece ‘Niye yaptın, benim gelinimin kabahati yok’ dedi. Öyle konu kapandı. İki saat sonra yine ip aldı, belime bağladı. Zaten iki haftadır ip evde asılıydı. Bana ‘O ipi koy bir yere, bana lazım’ dedi. Ben nereden bileyim o iple beni öyle yapacağını. Sonra bıçak aldı yeni, onu da biledi. Kayınvalideme ‘Şimdi bunu alıp dağa götüreceğim. Elini kolunu, ağzını bağlayacağım, saçlarını keseceğim, yüzünü keseceğim, burnunu da keseceğim. Alıp annesinin kapısının önüne bırakacağım’ dedi. Kaynanam da ‘Benim gelinimin kabahatı yok. Öyle yapacağına madem istemiyorsun git annesine teslim et’ dedi. Beni kocam aldı götürdü ama kaynanam kimseye haber vermedi, arkamdan kimse gelmedi. Dağa götürdü, elimi ayağımı bağladı. Önce saçlarımı sonra burnumu kesti. O bilediği bıçakla kesti. Burnum yere düştü. O an kendimden geçtim.
“KAN FIŞKIRDI"
Bir müddet oturdu. Sonra bir çömlek vardı orada, onu verdi.
‘Burnuna tut fazla kanamasın’ dedi. Hani koyunu
kesersiniz kan fışkırır ya öyle kan aktı benden. Sonra oturdu
başucumda sigara içti. Sonra beni eve götürdü. Burnumu buldu bezin
içine kattı. ‘Al bunu hastaneye gidince lazım olur, takarlar
yerine’ dedi. Dağdan inerken bir polis arabası geçti aşağıdan beni
tuttu kenara çekti, yakalanmayalım diye. Sonra beni eve uzak bir
yerde bıraktı. Elim ayağım bağlı, ağzım kapalı çığlık atamadım.
Çığlık atabilseydim oradakiler duyardı. Her yerimi kestikten sonra
ağzımı açtı. Evin uzağında bıraktı. ‘Buradan anneme git, o
seni hastaneye götürür’ dedi. Kanlar içinde çömlek elimde
yürüdüm.
DAHA ÖNCE DE DAYAK YEMİŞ
DAHA ÖNCE DE DAYAK YEMİŞ
Bir kere kafama bıçak sapladı, bıçak kafamda kaldı. Sonra hastaneye giderken bıçağı kendisi çekip çıkarmış. Bacağımı kırdı, hastaneye götürmedi kendi kendine kaynadı kemiğim. Beş yerimden bıçakladı, çakmakla edep yerimi yaktı. Ben bu darbeleri aldım. Hiçbir sorunumuz yok. Ben ona hep ‘Ekmeğim olmasın, yemeğim olmasın, huzurum olsun’ derdim. Gece gündüz onun yanındayım, hiçbir yere gitmiyorum. Herkesten kıskanıyor. 6 yaşındaki oğlumdan, abisinden, eniştesinden bile kıskanıyor.”
Eşi ile severek evlendiğini ve ailesinin rızası olmamasına
rağmen kaçtığını ifade eden Semra Ecerel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlk başlarda yine böyle dövüyordu. Ama seviyordum, yuvam
bozulmasın diye ses çıkarmıyordum. Annem beni gelip alıyordu,
istemiyorlardı. Ama ben her defasında kaçtım. Kocamdır, yuvam
bozulmasın, çocuğum var, babalık sevgisi çekmesin diye katlandım.
Ama artık boşanmak istiyorum. Kurtulmak istiyorum.”