Kısırlık tarihte kalacak
Abone olAlman Hastahanesi'nden Opt.Dr.Kaplancan, "Artık, 1990 öncesi 'asla çocuğunuz olmaz' denilen 2 hastadan 1'ine çocuk sahibi olabileceğini söylüyoruz" diye konuştu.
"Mikroskobik tese" yöntemiyle testis biyopsisi sonucu umut
verilmeyen hastaların bile yüzde 35'inin çocuk yapabildiklerini
belirten Alman Hastanesi'nden Opt.Dr. Tansel Kaplancan, "Artık,
1990 öncesi 'asla çocuğunuz olmaz' denilen 2 hastadan 1'ine bir
canlı sperm bulabileceğimizi ve bununla da çocuk sahibi
olabileceğini söylüyoruz" dedi. Opt. Dr. Kaplancan,yaptığı
açıklamada, erkek kısırlığında en zor grubun testisten hiç sperm
üretilememesi ya da üretilen spermlerin dışarıya çıkamaması
olduğunu vurguladı. Testiste üretim olsa da enfeksiyonlar, doğuştan
sperm yolu yokluğu, birtakım kitleler ve dışarıdan baskı gibi
nedenlerle tıkanıklık yaşandığını anlatan Opt. Dr. Kaplancan,
bundan dolayı da spermin dışarı çıkamadığını bildirdi. Ayrıca
testiste üretimi kısıtlı ya da olmayanların bulunduğunu dile
getiren Opt. Dr. Kaplancan, bu kişilere biyopsi yapılarak sperm
arandığını söyledi. Opt. Dr. Kaplancan, biyopsi gerçekleştirildiği
halde testisin içinde sperm bulunamayanlara 1990'lı yılların
ortasına kadar umut verilmediğini ve "asla çocuğunuz olmaz"
denildiğini ifade ederek, testisin birkaç yerinden örnekleme
yöntemiyle yapılan çoklu biyopsi yöntemiyle ise 1995-2000 yılları
arasında sperm bulunmaya başlandığını kaydetti. "En Umutsuzların
Dahi Şansı Var" Tıp literatürüne 2000 yılında giren "mikroskobik
tese" yöntemini 2002 yılından bu yana uyguladığını anlatan Opt. Dr.
Kaplancan, böylece 1998-2002 arasında uyguladıkları "çoklu biyopsi"
yöntemiyle yüzde 35-38 olan canlı sperm bulma şansını yüzde 55'lere
yükselttiklerini söyledi. Yöntemi anestezi altında uyguladıklarını
belirten Opt Dr. Kaplancan, "çoklu biyopsi" yöntemindeki gibi
rasgele parça alıp testisi zedelemediklerini vurguladı.
"Mikroskobik tese ile testisin her yerini kontrol ettiklerini ve
sperm çıkacak yerleri görebildiklerini" ifade eden Opt. Dr.
Kaplancan, çok yerden örnek alındığında hastada ereksiyon sorunu
yaşanabileceğine dikkat çekti. Opt. Dr. Tansel Kaplancan, "Daha
önce doktora başvurmuş, biyopsisi çoklu yöntemle yapılmış,
'çocuğunuz olmaz' denilen 100 hastadan 35'inde sperm bulmaya
başladık" dedi. "Bu yöntemle en umutsuz gruplarda dahi bir şans
yakalandığını" dile getiren Opt. Dr. Kaplancan, "Bugüne kadar bine
yakın hasta ameliyat ettik ve gördük ki en kötü gruplarda yüzde 43,
ortalama olarak da yüzde 55 şansımız var" diye konuştu. "Çocuk
sahibi olamamış, spermi çıkmayan ve 'asla çocuk sahibi olamaz'
denilen hastaların eğer bir şansları varsa, bunu mikroskobik tese
ile kullanmalarını" tavsiye eden Opt. Dr. Kaplancan, "1990-98 arası
'asla olmaz' denen hastaların 3'te 1'ine, 1990 öncesi 'asla olmaz'
denilen 2 hastadan da 1'ine bir canlı sperm bulabileceğimizi ve
bununla da çocuk sahibi olabileceğini söylüyoruz" dedi. "Tarihe
Karışacak" Opt. Dr. Kaplancan, "Erken Hücre Nakli"nde de büyük
gelişmeler yaşandığını ve bu yöntemin Alman Hastanesi'ndeki Tüp
Bebek Merkezi'nde uygulandığını anlatarak, sözlerini şöyle
tamamladı: "Testiste üretimini, olgunlaşmasını tamamlamamış
spermleri dahi kendi aralarında sınıflayıp, o sınıflardan en
iyilerini annenin yumurtalarıyla dölleyerek çocuk sahibi olan
hastalarımız var. Mikroskobik tese ile olgunlaşmamış sperm bulma
oranımız yüzde 95. Bu nedenle çok rahat diyebiliriz ki, erken hücre
naklindeki gelişmeler ışığında ileriki yıllarda erkeklerin çocuk
yaptıramaması tarihe karışacak."