Kışın tuz tüketimi riskli
Abone olYazın terlemeyle vücuttan dışarı atıldığı için zararsız olduğu düşünülen tuz, kış aylarında tehlikeli olabilir.
Dr. Hasan Hüseyin Telli, vücudun ihtiyacı olan tuzu, sebze ve
meyvelerden doğal olarak karşıladığını, bu nedenle dışardan tuz
almaya gereksinim olmadığını söyledi. Türk insanının, geleneksel
damak tadı nedeniyle yemekte tuz oranının genelde fazla olduğunu
belirten Prof. Dr. Telli, fazla tuz tüketim alışkanlığının ise
toplumdaki kalp-damar hastalıklarını artırdığını vurguladı. Yemekte
tuz kullanımının tümüyle yanlış olduğunu ve yemeklerin az tuzlu ya
da tamamen tuzsuz olması durumunda vücudun hiçbir eksiklik
hissetmeyeceğini vurgulayan Dr. Telli, "Sofralarda ve yemeklerde
kullandığımız tuz, güçlü çözücü özelliğe sahip sodyum klorür
maddesinden oluşur. Aynı zamanda su ve nem çekme özelliği olan tuz,
bu yanıyla damarlarda dolaşan kanın akışkanlığını artırır. Kanda
bulunan yüksek tuz oranı, terleme ya da bir başka nedenle
azalmadığı takdirde, kalbin kan pompalama hızını dengede tutması
güçleşir. Kanın normalden daha az veya daha fazla pompalanması
damar çeperine uygulanan basıncın azalmasına ya da artmasına yol
açar. Bu durum ise tansiyon ve kalp rahatsızlıklarının en büyük
nedenlerinden biridir" dedi. Yazın terlemeyle vücuttan dışarı
kolaylıkla atılabildiği için zararsızmış gibi görünen tuzun, kışın
kalp için büyük risk oluşturabileceğini vurgulayan Telli, "Sağlıklı
yaşam için özellikle kış döneminde tuzdan uzak durulması gerekiyor.
Soğuk hava nedeniyle damarların büzüştüğü kış aylarında, özellikle
kalp-damar hastalığı riski yüksek kişilerin mümkün olduğunca tuzsuz
yemesi gerekir. Çünkü, kışın damarlardaki büzüşme, kalp pompalama
hızını yavaşlatır. Bu mevsimde fazla tuz alınırsa, basınç dengesini
yitiren kalpte ani krizler görülebilir. Kalp ve tansiyon
hastalarının aşırı tuzlu yemesi ise hastanın intiharı anlamına
gelir. Kış mevsiminde kullanılmak üzere evde hazırlanan tuzlu
salçalar da yemekleri aşırı tuzlu hale getirmektedir" diye
konuştu.