Kısa boylu çocuğa ne yapmalı?
Abone olÇocuğunuzun boy gelişimi açısından doğru beslenme ve düzenli uyku çok önemlidir. Peki daha neler yapabiliriz?
Büyüme döllenme ile başlayıp, ergenliğin sonuna kadar devam eden
bir süreçtir. Büyüme kapasitesi genetik olarak belirlenmiş olsa da
başlıca beslenme olmak üzere pek çok faktör büyümeyi etkiler.
Amerikan Hastanesi’nden Pediatrik Endokrinolog Dr. Nihal Memioğlu
çocuklarda boy gelişimini anlatıyor.
Büyüme doğum öncesinden başlar
Doğum öncesi dönemde anne ve fötusun sağlığı ile annenin beslenmesi
büyümeyi etkileyen en önemli faktörlerdir. Doğum sonrasındaki ilk
iki yılda büyümede başlıca etken beslenmedir. İki yaşından sonra
genetik boy kapasitesi ön plana çıkar. Daha sonraki yıllarda
ergenliğin başlama yaşı ve ilerleme hızı da nihai boyda önemli bir
paya sahiptir. Bir çocuğun genetik zeminine (ailenin boy
kapasitesi) uygun büyümesi için, öncelikle büyümeyi etkileyecek
kromozomal bir hastalığının olmaması, büyümeyi direkt olarak
etkileyen tiroid ve büyüme hormonlarının normal düzeyde
salgılanması gereklidir. Çocuğun herhangi bir kronik hastalığı
yoksa, aynı zamanda da yeterli ve dengeli besleniyorsa genetik
zeminine uygun büyümesi beklenir.
Büyüme eğrisi
Büyüme kontrolleri bebeklik döneminde sıktır, doktor büyüme eğrisi
üzerinden değişimleri kolaylıkla fark ederek önlemleri alabilir.
Oyun ve okul çocukluğu döneminde ise hasta oldukça doktora
götürülen çocuğun büyüme kontrolleri aksayabilmektedir. Ancak
okulda arkadaşlarından belirgin olarak kısa olan çocukların
aileleri bu nedenle doktora başvurmaktadırlar. Büyüme eğrisinde
önceki aralığa göre gerileyen veya genetiğinden beklenen aralıktan
daha aşağıda olan çocuklar ileri incelemeye alınırlar.
İncelemelerde çocuğun kronik bir hastalığı, başta tiroid olmak
üzere hormon eksikliği ya da ergenlik ile ilgili bir sorunu olup
olmadığı değerlendirilir.
Beslenme bozukluğuna dikkat!
Tüm incelemeler normal olsa bile kısa boylu çocuğa yaklaşımda
sorgulanması ve gerektiğinde düzeltilmesi gereken durumlar vardır.
Bunlar birçok kez gözden kaçar; sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve
yaşına uygun fiziksel aktivite. Beslenme bozukluğu sanılandan çok
karşılaşılan bir durumdur. Son yıllarda sebze ve meye sevmeyen,
fast food tarzı beslenme eğilimi gösteren çocuk sayısında artış
görülmektedir. Bu beslenme tarzı ile obezite, insülin direnci, tip
2 diyabet, erken ergenlik ve bunlara bağlı sorunlar
gelişebilmektedir. Ayrıca gıdaların üretiminde kullanılan hormon ve
kimyasallar bilebildiğimiz ve henüz bilemediğimiz sorunlara yol
açmaktalar. Asitli içecekler fazla tüketilirse erken osteoporoz
nedenidirler. Rafine edilmiş gıdalarla gelişebilen vitamin
eksiklikleri vb. büyümeyi etkileyen önemli faktörlerdir.
Çocukluk döneminde yeterli miktarda alınmasına önem gösterilmesi
gereken besin grupları vardır. Öncelikle kaliteli protein olarak
kabul edilen et ve yumurta tüketimi denetlenmelidir. Günde en az
bir yumurta ya da 3 köfte kadar et alınması yeni doku yapımı ve
hasarlı doku tamiri için gereklidir. Kemik büyümesi ve sağlığı
yönünden süt grubunun önemi büyüktür. Günde 2 su bardağı süt ya da
süt ürünü beslenme içerisinde bulunmalıdır. Ergenlik döneminde
ayrıca kalsiyum takviyesi de gerekebilir. Bu arada büyümek için D
vitamini, demir ve çinkonun da yeterli alındığından emin
olunmalıdır. Çinko, badem, ceviz, fındık, et, kabuklu deniz
ürünleri, tohumlu bitkiler, süt grubu gıdalarla takviye
edilebilirse de D vitamini gıdalarla yeterli miktarda alınamaz.
Güneşten yeterince yararlanamayan günümüz çocuklarında D vitamini
eksikliğine tahmin edilenden daha sık rastlanmaktadır. Eksikliği
durumunda takviyesi yapılmalıdır. Yapılması gereken tüm besin
gruplarından yeterli ve dengeli olarak yararlanılmasının
sağlanmasıdır.
Uyku çok önemli
Uyku, vücudun metabolizmasının dengelendiği, doku yenilenmesinin
yapıldığı, hormonların yoğun bir şekilde salgılandığı bir dönemdir.
Büyüme hormonunun da yoğun olarak gece uykusunda salgılandığı
düşünülürse, yetersiz bir gece uykusunun büyümeyi ne kadar olumsuz
etkileyebileceği tahmin edilebilir. Fiziksel aktivite kemik ve kas
gelişimi yönünden son derecede önemlidir. Ayrıca aktivite kişinin
kendini iyi hissetmesini sağlar, kalp-damar sağlığına olumlu
etkileri vardır ve kaliteli bir uykuya yardımcı olur. Çocuklara
doğal aktivitelerini göstermelerine fırsat tanınması bu bakımdan
yeterli olur. Günümüzde şehirleşme ve sınavların çokluğu nedeniyle
evlerde kapalı kalan çocuklar için çözümler üretilmesi
gereklidir.
Sonuç olarak, sağlıklı ve bedensel bir özrü olmadığı halde
büyüyemeyen çocuğa yardımcı olmanın temel ilkeleri şunlardır;
Yeterli ve dengeli beslenmesi, vitamin eksikliklerinin önlenmesi,
olabildiğince doğal gıdalarla beslenmesi, özellikle süt içmesi
desteklenmelidir. Sağlıklı uyku ve fiziksel aktivite için uygun
ortamlar sağlanmalı, çocuk ve ergenin kötü bir alışanlığının
olmadığından emin olunmalıdır.