Kış ayını hastalıksız geçirmek için bu besinleri tüketin
Abone olBağışıklık sistemi ya da vücudun savunma mekanizması her mevsim güçlü olmak zorunda. Bu sebeple Diyetisyen Emre Uzun, önümüzdeki kış ayında hastalıklardan korunmak için tüketmemiz gereken besinleri açıkladı.
Bağışıklık sistemi için en önemli minerallerden biri demir.
Demir açısından zayıf gıdalar anemiye sebep olurken, bağışıklığı da
olumsuz etkiler. Yapmanız gereken, zengin demir içeren et, kümes
hayvanları, balık, kabuklu deniz hayvanları, baklagiller, tohumlar,
sebzeler ve kurutulmuş meyveleri mümkün olduğunca çok tüketmek.
Bunun dışında yemek pişirirken döküm tencere kullanmak, yemekle birlikte ve yemekten hemen sonra çay-kahve içmemek de önemli çünkü demir almak kadar demirin vücut tarafından emilmesini sağlamak da önemli. Öte yandan demir zengini gıdaları C vitamini içeren gıdalarla birlikte tüketip emilimi artırmak da mümkün.
Probiyotik denen faydalı
bakteriler
Probiyotik zengini besinlerin bağışıklık
sistemini koruduğu tezi bugün de geçerli. Bağırsaklarda yaşayan ve
faydalı bakteriler olarak bilinen probiyotiklerin görevlerinden
biri de bağışıklık sistemini uyarmaları. Bağırsakların iç yüzeyini
de koruyan probiyotikler, besinlerle birlikte aldığımız ancak
zararlı maddelerin de bağırsaklara geçişini önlüyor. Bitmedi…
Probiyotikler, üst solunum yolu enfeksiyonu gelişme riskini %42'ye
kadar azaltıyor ve hastalar düzenli probiyotik kullandığı takdirde
antibiyotiğe duydukları ihtiyaç hem %33 daha az oluyor hem de
hastalıkları daha hızlı iyileşiyor!
En iyi probiyotik kaynakları ise şöyle: Lahana turşusu, doğal fermantasyon turşusu, yoğurt, kefir ve ayran…
Hastalıkların korktuğu C Vitamini
Her kış
semt pazarlarını, manav raflarını dolduran portakal, greyfurt ve
mandalinanın kusursuz birer C vitamini deposu ve etkili birer
bağışıklık güçlendirici olduğu artık gayet iyi biliniyor. Yeşil
biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, çilek, domates,
papaya ve bezelye de C vitamini zengini diğer besinler olarak
sıralanabilir.
C vitamininin antibakteriyel ve antienflamatuar olduğu da ortada… Bunun dışında hem enfeksiyona karşı vücudu koruyan bir kalkan görevi üstleniyor hem de cilt bütünlüğünü koruyor. C vitamininin virüs veya bakteriyel enfeksiyonlara karşı bağışıklık hücrelerini koruyan bir antioksidan olduğu ise son yılların buluşu. Yani insan C vitamini alarak sadece bağışıklık sistemini güçlendirmiyor, enfeksiyona yakalanma olasılığını da en aza indirgiyor. Hatta hastayken alınan fazladan C vitamini de iyileşme sürecini hızlandırıyor. Uzmanların bu noktada önemli bir uyarısı da var: “C vitamini takviyeleri yerine C vitamini içeren gıdaları tercih edin çünkü bu gıdalarda, takviyelerin içermediği yararlı bileşikler de var!”
Kışın mutfaktan zencefil eksik
olmasın!
Zencefil biyoaktif yani canlı organizmalar,
dokular ve hücreler üzerinde etkili olan bir gıda maddesidir. Çünkü
kendisi de tıpkı antibiyotikler, enzimler ve vitaminler gibi
biyolojik olarak faal durumdadır. Dolayısıyla enfeksiyonları
durdurmada son derece etkilidir. Ayrıca E. coli, Candida ve
Salmonella da dâhil olmak üzere bazı bakteri türlerinin büyümesini
önleyen antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Yapılan araştırmalar,
taze zencefilin birçok solunum yolu enfeksiyonundan sorumlu olan
sinsityal virüse (HRSV) karşı etkili bir mücadele yürüttüğünü
kanıtlamıştır. Zencefil ayrıca hem probiyotik açısından zengindir
hem de bulantıyı önleyen bir kök baharattır. Kış aylarında
tazesiyle ya da çay haliyle mutlaka elinizin altında bulunması
gerekir.
Sarımsak gibisi yok!
Sarımsaktaki aktif
bileşikler, enfeksiyon riskini azaltır. Bu aktif bileşiklerden
alisin sayesinde bağışıklık sistemi, soğuk algınlığı ve gribi
iyileştirebilir. Alisinin, insanı soğuk algınlığından %63 koruduğu
ve hastaları da ortalama 3,5 gün daha erken iyileştirdiği
kanıtlanmıştır. Sarımsak özü alan hastalar ise hem %21 daha az
hastalık belirtisi göstermiş hem de %58 oranında daha hızlı
iyileşmiştir çünkü sarımsak bakteriyel ve viral enfeksiyonlarla
mücadele eden güçlü antimikrobiyal ve antiviral özelliklere
sahiptir. Kokusu sizi endişelendiriyorsa günde iki-üç kez bir tane
karanfille birlikte tüketebilir, etkisini artırmak için de ezip,
pişirmeden önce 10 dakika bekleyebilirsiniz.
Üzümsü meyveleri ihmal etmeyin
Sonu “-berry”
ile biten ve bizde “üzümsü meyveler” olarak yer alan bazı yemiş
türleri de kış aylarında bağışıklığı en fazla destekleyen besinler
arasında. Örneğin böğürtlen, frambuaz, yaban mersini, yabani çilek,
üvez, Bektaşi üzümü, ahududu, kızılcık, mürver, bu yemişlerden
bazıları. Elbette hepsi aynı mevsimde yetişmiyor ve örneğin dut
gibilerinin kuru olanı epey makbul. Üzümsü meyveler, Amerikan
yerlilerinin soğuk algınlığı gibi enfeksiyonları tedavi etmek için
yüzyıllardır kullandığı şifa kaynakları çünkü bu meyveler
antimikrobiyal özelliklere sahip ve polifenoller bakımından da
hayli zengin. Araştırmalar, üzümsü meyvelerdeki polifenollerinin
bünyeyi influenza virüsüne, dolayısıyla gribe karşı koruduğunu
gösteriyor. Staphylococcus, E. coli ve Salmonella enfeksiyonlarına
karşı da savunma sağlıyorlar. Bağışıklığı artırdıkları da yüksek
miktarda c vitamini içerdikleri de biliniyor.
Hindistan cevizi yağının faydası
Hindistan
cevizi yağı antimikrobiyal özelliklere sahip bir yağ kategorisi
olarak bilinen orta zincirli trigliseridleri (MCT'ler) içeriyor.
İçerdiği laurik asit ve monolaurin ise zararlı virüsleri, bakteri
ve mantarları öldürüyor. Araştırmalara göre hindistan cevizi yağı
mide ülseri, sinüzit, diş boşlukları, gıda zehirlenmesi ve üriner
sistem enfeksiyonlarına yol açan bakteri türleriyle de aktif halde
mücadele ediyor. İnfluenza ve hepatit C'den sorumlu virüslere karşı
da etkili olduğu öne sürülüyor. İnsan sağlığını olumsuz yönde
etkileyen candida albicans ile de mücadeleye yardımcı oluyor.
Uzmanların önerisi, yemeklerde tereyağı veya bitkisel yağlar yerine kullanmamız yolunda… Ancak toplum olarak Hindistan cevizi yağına pek aşina olmadığımız için yüksek alımda mide bulantısı veya sulu dışkı sorunuyla karşılaşmamız da mümkün. En ideali ise günde iki yemek kaşığı kadar (30 ml) almak ve bağışıklığı destekleyen avokado, fındık, zeytin ve ketentohumu yağlarına da bünyede yeterli yer ayırmak.
Yüzyılların sağlık dostu meyan kökü
Meyan,
Glycyrrhiza glabra bitkisinin kurutulmuş kökünden yapılan bir
baharat. Asya ve Avrupa geleneksel tıbbının ayrılmaz
bileşenlerinden biri olan meyan kökü, E. coli, Candida albicans ve
Staphylococcus aureus da dahil olmak üzere bazı mantar ve
bakterilerle savaşıyor. Meyan kökü de grip, gastroenterit ve çocuk
felcinden sorumlu virüslere karşı savaşabiliyor. İçerdiği yüksek
orandaki şeker nedeniyle, özelikle şeker alımını azaltmak
isteyenler için meyankökü çayı olarak tüketilmesi öneriliyor. Çok
fazla meyankökü tüketmek ise bazı durumlarda riskli, özellikle
yüksek tansiyona sahip olanlar, anormal kalp ritmi bulunanlar ve
erken doğum riski taşıyanlar dikkat etmeli…
Yağlı tohumlar, kuruyemişler
Kuruyemişler ve
yağlı tohumlar birer vitamin ve mineral deposu, özellikle de
selenyum, bakır, E vitamini ve çinko açısından… Bu vitamin ve
mineraller ise bağışıklık sisteminin en önemli destekçileri.
Kuruyemiş ve tohumların, içerdikleri lifler bir yana, önemli
antioksidan ve sağlıklı yağlar bakımından da zengin olduklarını
unutmamak gerekiyor.
Tatlı patatesin içerdiği A vitamini
İşte bir
A vitamini zengini sebze: Tatlı patates… Kış aylarıyla ilgili hemen
her zaman C vitamini ön planda tutulsa da A vitamini de bu hastalık
mevsimi için son derece önemli. Örneğin bir çalışmaya göre, A
vitamini eksikliği bulunan çocukların solunum semptomlarına
yakalanma olasılığı normal A vitamini düzeyine sahip çocuklarla
kıyaslandığı % 35 daha yüksek.