Kırşehir'de çocuklar konuşuldu

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gelengül Haktanır, "Öğretmenlik, anne ve baba olmak yaşam boyu öğrenmeyi gerektirir" dedi.

Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 'Çocuklarımız ve Biz' konulu konferans, Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu'nda yapıldı.
Konferansta çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda bilgiler veren Haktanır, geleceğin öğretmen adaylarına önemli tavsiyelerde bulundu. Haktanır, çocuğun anne karnından yetişkinlik dönemine kadar geçirdiği gelişim döneminde, doğru tutum ve davranışların anne- babalar ve öğretmenler tarafından benimsenmesi gerektiği üzerinde durdu.

Öğretmenler sonuç değil, süreç odaklı eğitime yönelmeli diyen Haktanır, "Türkiye'de okul öncesi öğretmenlerinin genellikle çocukların yaratıcılığını geliştirmeye yönelik çalışmalarında çocukları özgür bırakmaktan çekiniyorlar. Özellikle çocukların el becerilerini geliştirmeye yönelik yapılan uygulamalarda, öğretmenler sınırlayıcı davranıyor" dedi.

Prof. Dr. Gelengül Haktanır, çocukların ev ve okul yaşamlarında korkuyla değil, bilgi ve yaşam becerisiyle donatılması gerektiğini de dile getirerek, "Laf olsun diye eğitim yapılmaması gerekiyor. Farklılıkların kabul edildiği ve saygıyla karşılandığı eğitim anlayışının kazanılması ve kazandırılması lazım" şeklinde konuştu.

Çocuğun kendini tanımasına olanak vermenin de önemine değinen Haktanır, anne-babaların okul öncesi eğitim alan çocuklarının öğretmenlerine sadece yemek, içmek gibi fizyolojik ihtiyaçlarıyla ilgili sorular sormaması gerektiğini belirterek, "Oyun oynama, çevresini tanıma, uyum gösterebilme ve akranlarıyla iletişim kurabilme gibi çocuğun sosyalleşmesini içeren konulara da yönelmesi gerekiyor.

Çocukların eğitiminde ebeveyn ve öğretmenlerin farklı eğitim ortamlarını kullanılması lazım" ifadelerini kullandı. Oyunla yapılan eğitimin en önemli öğrenme yöntemi olduğunu anlatan Haktanır, "Anne ve babalar çocuklarının yüksek yararı için gerek duyduğu ortamı hazırladıktan sonra geri durmayı bilmelidirler. Çocuklarını varsaymalı, onlara saygı duymalı, güvenli ilişkinin sürdürüldüğü bir aile ortamı sunmalı ve çocuklarını özgür bırakmayı bilmelidirler. Bir kız ya da erkek yetiştirmek değil, bir insan yetiştirmek için ne yapmak gerekiyorsa anne ve baba olarak onu yapmalıdırlar. Çocuklarının özgürlükleri ve sınırları arasındaki dengeyi iyi kurmalıdırlar" dedi.