Neler oluyor bu
ülkede?
Ülkenin başbakanı çıkıp
Çin’de olan olaylar için “soykırım” kelimesini
kullanıyor…
Bir grup haddini bilmez
bunu fırsat bilip Bakan Ertuğrul Günay’ın değişiyle “zavallılık”
yapıyor…
Bir gazete hedefi gösterip
“ateş” diye çığlık atıyor…
-Zaten kimi hedef
gösterseler Türkiye’de karanlık olaylar oluyor!-
Çığırından çıkmış, ipini
koparmış grup devletin güvenlik güçlerinin gözü önünde tekbir
getirerek konser afişlerini yakarak, içeride dünyaca ünlü bir
piyanistin olduğu Topkapı Sarayı’nın kapılarını
zorluyor…
Öylesine hırslılar ki,
kapıyı kırıp içeri girebilseler olaylar bambaşka bir boyut
alacak…
Sokakta oturan vatandaşa
bile orantısız güç kullanmayı görev sayan polis bu kalabalığı gaza
getirerek olayları başlatan adamı neredeyse bir kahraman gibi
kolluyor…
Korkuyorum…
Neler oluyor?
Ceza kesmek bir grup
“zavallıya” kaldıysa bu devletin güvenlik güçleri ne işe yarar
söyler misiniz?
Olan biteni hayretle ve
korkuyla izliyorum…
Başbakan’ın Antalya’da
yaptığı “çocukça” konuşma, orada muhalefet liderlerine verdiği
“abuk sabuk” cevaplar…
Muhalefet liderlerinin bu
çocuksu sözlerin altında kalmayışı…
Beklentilerimiz
var…
Zengin aile çocuğu,
Münevver’in bir numaralı katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun
yakalanmasını ve adalete teslim edilmesini istiyoruz
artık!
AB için girişimlerde ciddi olunmasını istiyoruz artık…
“Dinleniyorum, üzerimde
baskı var” diyen hâkimlerin ve savcıların
demokrasi olduğu söylenen bir ülkede özgürce görevlerini
yapmalarını istiyoruz artık…
Ve en önemlisi, başbakan
başta olmak üzere diğer parti liderlerinin konuşmaları
yayınlanırken ekrana bir “kırmızı nokta” konsun
istiyoruz…
Ben onlar konuştukça,
konuşup sinirlendikçe, sinirlenip hakarete başvurdukça, öfkeyle
sanat yapmaya çalıştıkça utanıyorum…
Ve utancım korkuyla
şekilleniyor sayelerinde…
nsrnylmz@gmail.com...
Bu arada üstteki adrese
bağlı facebook hesabım oluşturulmuştur… Orada buluşmak
dileğiyle…