Kırmızı etin yüzde 50si kaçak
Abone olDr. Filazi, Ankara Adliyesi yemekhanesinde at ve eşek eti satıldığına ilişkin haberleri değerlendirdi.
Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Dr. Ayhan
Filazi, Ankara Adliyesi'nde hakim ve savcılara at ve eşek eti
yedirildiğine ilişkin iddiaları değerlendirerek, olayda firma
yetkileri kadar, gıda güvenliğini sağlayamayan iktidarın da sorumlu
olduğunu savundu.
Ankara Veteriner Hekimler Odası Başkanı Dr. Filazi, Ankara Adliyesi
yemekhanesinde at ve eşek eti satıldığına ilişkin haberleri
değerlendirdi. Olayın gerçek nedeninin, resmi denetim ve
kontrolleri yapmayan ve halkına insanca yaşayacağı bir ortam
sağlamayan iktidarın ta kendisi olduğunu ileri süren Filazi,
Meclis'in gıda kontrol ve denetim hizmetlerini 5179 sayılı Gıda
Yasası ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na verdiğini, ancak
bakanlığın görevini yerine getiremediğini öne sürdü.
"Dün İzmir'de halka domuz eti yedirildi, bugün Ankara'da at ve eşek
eti, yarın ne yiyeceğiz?" diyen Filazi, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı tarafından çıkartılan Gıda Yasası ve yönetmeliklerin,
gıda denetimini değil denetlememeyi esas aldığını iddia etti.
Bakanlığın görevlerini yerine getirmediğini öne süren Filazi,
açıklamasına şöyle devam etti:
"2002 yılında İzmir'de ortaya çıkarılan domuz etinden yapılmış çiğ
köfteyi yiyen ve bundan dolayı zehirlenen 500 kişi yetmedi, bugün
de at ve eşek eti halkımıza yediriliyor. Daha önce de bir bakanımız
halka kanguru eti yedirmişler diye beyanat veriyordu. Acaba sırada
hangi hayvanın eti var? Soruyoruz. Bu ülkede insanlar sağlıklı ve
güvenilir gıda tüketemeyecekler mi? Bunu sağlayacak olan yetkililer
neredeler? Sorumlu bunu satan mı yoksa buna izin veren mi?"
Filazi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın resmi verilerinin bile şu
an Türkiye'de üretilen kırmızı etin yüzde 50'sinin kaçak olduğunu
doğruladığını söyledi.
"BAKANLIK, GIDA GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAK TEDBİRLERİ ALMAK
ZORUNDADIR"
"Güneydoğu ve doğu illerimizin sınırları savaş ve terör nedeniyle
denetim altına alınamıyor. Komşu illerimizden ucuza kaçak olarak
giren canlı hayvan ve hayvansal ürünler tamamen denetimsiz ve
kontrolsüz bir şekilde halkımıza satılıyor" diyen Filazi, şunları
kaydetti:
"Şartlar böyleyken ve sorumluluk yetkisiz kişilerin elindeyken,
sağlıklı bir gıdadan bahsetmek mümkün değildir. 'Ben sorumluluğu
maaşını işverenden alan sorumlu yöneticiye (veteriner hekim, gıda
ve ziraat mühendisine) verdim' demek halkın aldatılmasıdır.
Mühendislik başka, hekimlik başkadır. Denetim başka, sorumluluk
başkadır. Resmi yetkililer, Anayasamız'a göre sorumluluğu bir
başkasına yükleyip kaçamaz. Bu olayla birlikte Anayasamız bir kez
daha iktidar tarafından çiğnenmiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
gıda güvenliğini sağlayacak tedbirleri almak zorundadır. Bu
tedbirlerin bir gün kendilerine de lazım olacağını
unutmamalıdırlar."
Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Dr. Filazi,
Türkiye'de inek sütlerinden insanlara geçen brusella (malta
humması) hastalığında yılda 18 bin yeni vaka görüldüğünü,
sığırlardan insanlara keneler vasıtasıyla geçen 'Kırım-Kongo
Kanamalı Ateşi'nden son 3 yılda 20 kişinin, kuş gribinden 4 kişinin
hayatını kaybettiğini hatırlatarak, açıklamasına şöyle devam
etti:
"Şarbon hastalığı her tarafta kol gezmektedir. Hayvanlardan
insanlara bulaşan verem hastalığında bu yıl ciddi bir artış
yaşanmıştır. Bunun yanı sıra gıda kaynaklı infeksiyon ve
zehirlenmeler de son yıllarda rekora doğru koşmaktadır. Çiftlikten
sofraya gıda güvenliği sağlayacak veteriner hekimler yok sayılıyor.
Son ek maaş zammı yasasında imama, polise, mühendise ve her türlü
meslek grubuna verilen ek zamdan, kuş gribiyle bayram-tatil demeden
gece-gündüz demeden savaşan ve mucize gerçekleştiren veteriner
hekimler yararlanamamıştır. Veteriner hekimlerin teşkilatları
dağıtılmış, özlük hakları ellerinden alınmış ve büyük sermaye
gruplarının ellerine düşmüş birer işçi konumuna düşürülmüştür.
Veteriner hekimler