Antalya’da yaşayan Uğur-Saadet Ata çifti, cam kemiği hastalığından vücudunda oluşan kırıklar nedeniyle 7 defa ameliyat geçiren 12 yaşındaki kızları Esra Ata’yı "Bir yeri kırılır" diye hiç kucaklayamadılar. Uğur-Saadet Ata çiftinin 12 yaşındaki kızları Esra Ata’ya, doğuştan cam kemik hastalığı (Osteogenesis İmperfekta) teşhisi konuldu. Sezaryenle dünyaya gelen minik Esra’nın dünyaya gözünü açtığı ilk anda doğum sırasında kaburga kemiği kırıldı. Kaburga kemiği kendiliğinden yerine kaynayan minik Esra’nın, Akdeniz Üniversitesinde tedavi süreci başladı. Kemik hücrelerini geliştirmek amacıyla İsviçre’den getirilen bir ilacı kullanan Esra Ata, babasına doğru ilk adımlarını atarken de ayağı kırıldı 12 yaşına kadar vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar oluşan Esra Ata, kırıklar nedeniyle Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde 7 defa ameliyat geçirdi. Basit düşme veya çarpmalarda bile oluşan kırıklar nedeniyle yürüyemeyen minik Esra’nın vücut yapısında da bozulmalar meydana geldi. Hastalığı nedeniyle okula gidemeyen Esra, eğitimini evde almaya başladı. Okula başlamadan 6 yaşındayken okuma ve yazmayı öğrenen İlköğretim 5’inci sınıf öğrencisi Esra, derslerinde gösterdiği üstün başarı nedeniyle her yıl takdir ve onur belgesi aldı. Cam kemiği hastalığı nedeniyle kızlarını yerinden oynatmaya bile korktuklarını ifade eden inşaat işçisi baba Uğur Ata, düz bir tahta yardımıyla kızını kaldırıp akülü arabasına bindirdiklerini söyledi. Kızlarını kucaklayamamanın üzüntüsünü yaşadıklarını anlatan Ata, "Kızımızın kemikleri cam gibi. Kızımızı ’Bir yeri kırılır’ korkusuyla 12 yıldır hiç kucağımıza alıp sevemedik. Kızımı hiç bağrıma basamadım. Bu bir baba için o dayanılmaz acı veren bir duygu. Ama yapacağımız bir şey yok. Keşke kızım hastalığa yakalanmamış, sadece engelli olsaydı da onu kucaklayıp istediği yere götürseydim. Onu doya doya bağrıma basıp özlemimi giderebilseydim" dedi İki yıldır işsiz olduğunu söyleyen baba Uğur Ata, şöyle konuştu: "2 yıl önce çalıştığım otelde yılın personeli seçildim. Yılın personeli seçilen çalışana otel tarafından çeşitli hediyeler veriliyordu. Ben kızım için akülü araba istedim. Otel de bize akülü araba hediye etti. Kızımızı önce ’Prenses tahtı’ adını verdiğimiz düz tahtaya oturtuyoruz. Ardından tahtayla birlikte akülü arabaya yerleştiriyoruz. Bu sayede kızım dışarıya çıkıp özgürlüğün tadını yaşıyor" dedi. Kızına yeni doğmuş bir bebek gibi baktığını kaydeden anne Saadet Ata da, "Kızımın yemeğini elimle yediriyorum. Kemikleri çok hassas olduğu için ona yeni doğmuş bir bebek gibi davranıyoruz" diye konuştu. Anne Ata, kızının hastalığının bilinen bir tedavisi olmadığını ancak kemiklerin güçlenmesi için ilaç tedavisi gördüğünü vurguladı. Doktor olmak istiyor Yaşadığı hastalığa rağmen çevresindekilere sürekli gülümseyen minik Esra ise insanlara yardım etmek amacıyla doktor olmak istediğini söyledi.