Kira fiyatları fırlayınca Anadolu'ya tersine göç başladı Kimse İstanbul'u istemiyor
Abone olEnflasyonun yüzde 80'e dayanmasıyla ev sahiplerinin de durumu fırsat bilerek eski kiracılarını evlerinden edip 2-3 katı fiyatlar talep etmeleri sonrası büyük şehirlerde ev krizi büyüdü. Bu durum artık Anadolu'ya doğru tersine göç hareketlerine neden oldu.
Yüksek kira artışlarının etkisi ile rekor düzeye ulaşan
enflasyonun büyük şehirler ve kıyı bölgelerde çok daha sert
hissedilmesi, tersine göçe yol açtı.
Sağlıktan perakendeye kadar birçok sektörde istihdam edilenler, yaşam maliyetinin daha düşük olduğu Anadolu’ya yöneldi. Eylül ayında daha da artması beklenen çalışan göçünün, önümüzdeki dönemde eleman bulma sıkıntısına yol açması bekleniyor. Sektör temsilcileri, söz konusu göçü durdurmak için çalışanlara yönelik kira ve lojman gibi desteklerin bir an önce devreye alınması gerektiği vurguladı.
Türkiye’de son aylarda hızla artarak haziran ayında yüzde 78,62 ile son 24 yılın rekorunu kıran enflasyon, büyük şehirler ve turizm bölgelerinde yüksek talebe bağlı olarak çok daha sert hissediliyor. Bu da söz konusu bölgelerde hayatın daha pahalılaşması anlamına geliyor. Fiyat artışlarının en sert hissedildiği alanlardan biri de konut kiraları…
En son temmuz ayında gerçekleşen asgari ücret zammına rağmen
fahiş oranlarda artan kiralar, İstanbul gibi büyükşehirler ve
Antalya gibi kıyı bölgelerde yaşamı daha da zorlaştırıyor. Dünya
Gazetesi'nin haberine göre, Türkiye genelinde en yüksek kira
bedeline sahip olan Muğla, Antalya ve İstanbul gibi kentlerden,
doğu illerine kira kaynaklı göçe yol açtığı belirtiliyor.
İstanbul’da ortalama kira 8 bin TL’yi geçti
Gayrimenkul sektörüne yönelik analiz hizmeti sunan endeksa.com’un
verilerine göre haziran ayı itibariyle ortalama kiralar son bir
yılda Muğla’da yüzde 73 artarak 14 bin 937 TL’ye, Antalya’da yüzde
310 artarak 10 bin 397 TL’ye ve İstanbul’da yüzde 168 artarak 8 bin
107 TL’ye çıktı. Yüksek kira artışları, bir dönem en cazip bölgeler
arasında gösterilen bu büyükşehirlerin memur ve düşük gelirler için
adeta mahrumiyet bölgesine dönüşmesine yol açtı. Bu durum tersine
göçü hızlandırırken, aynı zamanda çalışmak için büyükşehirlere
gelmek isteyenleri de durdurdu.
Lojman için harekete geçenler var
Artan göç, perakende sektöründen tekstil sektörüne kadar emek yoğun
birçok sektörde işçi bulma sorunlarının artmasına yol açtı. Bu
bölgelerde faaliyet gösteren birçok şirket ise bu olumsuz durum
için harekete geçti. Sağlık sektöründe faaliyet gösteren bazı
oyuncuların lojman yapımı için kolları sıvadığı öğrenilirken,
benzer desteklerin artması gerektiği dile getirildi. Birçok sektör
temsilcisi, göçün yaşandığı bu kentlere yeniden cazibe kazandırmak
için lojman yapımı, kira desteği, kooperatif modeliyle kiralık ev
yapımı veya öğrenci yurdu gibi yetişkinlerin kalabileceği yurtların
yapılması gerektiğini ifade etti.
“Bekar çalışanlar daha fazla istihdam
edilebilir”
İstanbul Gayrimenkul Değerleme Kurucu ve Yönetici Ortaklarından
Ahmet Büyükduman, kamu çalışanları için yüksek kiraların bulunduğu
bölgelerin artık mahrumiyet bölgeleri haline geleceğini, bu nedenle
bu bölgelerde kamuda daha fazla bekar çalışanın istihdam
edileceğini savundu. Onların da iki-üç kişi bir araya gelerek ev
tutma yoluna gideceğini anlatan Büyükduman, ya da yetişkin yurdu
gibi yurt veya otellerde kalma yoluna gideceğini ileri sürdü.
Sürecin devam etmesi halinde kamunun okullara öğretmen bulmasının
zorlaşacağını kaydeden Büyükduman, “ABD’de belediyeler öğretmen
çekmek için lojmanlar yapıyor. Kiraların 2 bin ila 3 bin dolar
olduğu yerlerde iyi öğretmenleri çekmek için 500 dolarlık kira
yardımı veriyorlar” dedi. Büyükduman, eskiden yoksun bölgelerde
kamunun çalışanları için lojman yaparken, günümüzde ise Muğla,
Antalya gibi kiraların çok yüksek olduğu bölgelerde Merkez
Bankası’nın fiyat endeksi baz alınarak bölgesel bazlı kira
desteğinin verilebileceğini ya da lojman yapımının gündeme alınması
gerektiğini söyledi. Öte yandan Ahmet Büyükduman, Bodrum, Marmaris
ve Muğla gibi bölgelerin aynı zamanda birer emeklilik alanları
olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu kişilerin sahildeki
mevcut evlerini kiraya verip, memleketlerine gitme ihtimali
olabilir. Dolayısıyla eskiden büyükşehirlerden sahillere emekli
göçü vardı, şimdi ise sahillerden iç bölgelere emekli göçü
olabilir.”
“Atatürk havalimanı barınma için
kullanılabilir”
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa da,
aşırı derecede artan kiralardan dolayı İstanbul gibi bölgelerin
başta memurlar olmak üzere bir sürgün bölgesine dönüştüğünü
kaydetti. “Memur en fazla 10 bin lira maaş alıyor ancak İstanbul’da
7 bin ila 8 bin TL’den aşağı kiralık ev yok. Lojmanların satılması
da olumsuz etkiledi. O yüzden kimse İstanbul’a gelmek istemiyor.
İstanbul’da olan da gitmek için elinden geleni yapıyor” dedi. Bu
nedenle insanların ya bulundukları evi ya da ili değiştireceklerini
kaydeden Aşa, mutlaka arzın yükseltilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kamuya ait meskenlerin bu alanda değerlendirilebileceğini aktaran
Aşa, “Örneğin Atatürk Havalimanı bu amaçla kullanılabilir. Çünkü
eylülde öğrenciler de gelecek. Bu şekilde yetişkinlerin kalacağı
yurtlar artırılabilir” dedi.
“Taşınma hareketliliği başladı”
Mars Investment Genel Müdürü Hakan Bucak da “Fiyat artışlarının
böyle devam etmesi, insanların iş bularak daha uygun fiyatlı iç
bölgelere göç etmesine neden olacak” dedi. Satın alma gücündeki
düşüş nedeniyle kamu ve özel sektör çalışanlarının diğer şehirlere
taşınmasıyla ilgili bir hareketlilik başladığını aktaran Bucak, şu
bilgileri paylaştı: “Bir de üniversite mezunu olup İstanbul’dan iş
teklifi alan gençler de kiralar nedeniyle şu anda anne ve
babalarının evinden çıkamıyor. Yabancıya ikametgah sınırlaması
gelmesiyle, bu evler yeniden kiralık olarak piyasaya sürülmek
zorunda kalacak. Bu dairelerin piyasaya sürülmesiyle fiyatlarda bir
düşüş olabilir.”
“Bu kentler çalışanlar için cazibe olmaktan
çıkıyor”
Artan kiralardan dolayı eskiden İstanbul’a veya yazlık bölgelere
gitmek isteyenlerin artık buraları tercih etmediğini söyleyen
Realtyplus Franchising Kurucu Ortağı Özhan Carda, kooperatiflerin
tekrar canlandırılması gerektiğini söyledi. Carda, “Bu
kooperatifler kamunun hazine arazilerini sadece düşük fiyata kiraya
verilecek şekilde konut üretecek. Burada zam oranlarını devletin
kontrol ettiği bir model yapılabilir” diye konuştu.
KESK Eş Başkanı: Barınamama sorunu eylülde daha da
artacak
Yüksek kiraların başrol oynadığı satın alma gücündeki erozyon
nedeniyle büyük kentlerden ve sahil beldelerinden tayinlerini
isteyen kamu personeli ve doktor sayısındaki artış, meslek
örgütlerinin de gündeminde. Kamu Emekçileri Sendikaları
Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, reel
anlamda kamu çalışanlarının ücretlerindeki değer kaybının büyük
kentlerde yaşamayı daha da zorlaştırdığını; özellikle İstanbul,
Ankara, İzmir ve gözde sahil kentlerinde çalışan bir memurun
maaşının yüzde 70’ini kiraya vermek zorunda olduğunu kaydetti.
Kiralara getirilen azami yüzde 25 artış zorunluluğuna rağmen, ev
sahipleri ile kiracılar arasında yaşanan sorunların arttığına
değinen Bozgeyik, özellikle üniversite öğrencilerinin metropollere
dönüş yapacağı eylül ayından itibaren, çok büyük bir barınamama
sorunu ile karşı karşıya kalınacağına dikkat çekti. KESK olarak
toplu görüşmeler sırasında kamu emekçilerine kira desteği verilmesi
noktasında talepleri olduğunu, ancak yerine getirilmediğini
hatırlatan Bozgeyik, temmuz ayında yapılan ücret artışının yaşanan
krizi gideremeyeceğini ileri sürerek, “Elimizde tam olarak bir
sayısal veri henüz yok. Ancak kendi üyelerimizle yaptığımız
toplantılarda görüyoruz ki büyük kentlerden daha çok Anadolu’ya,
memurların kendi kentlerine tayin isteme yönelimi artıyor” diye
konuştu.