Kimyasal silah saldırısı cezalandırılmalıdır
Abone olDışişleri Bakanı Davutoğlu, "Suriye’de katliamlar bir an önce durdurulmalıdır, kimyasal silah saldırısı cezalandırılmalıdır" dedi.<br/>Dış...
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Suriye’de katliamlar bir an önce
durdurulmalıdır, kimyasal silah saldırısı cezalandırılmalıdır"
dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Kanada Dışişleri Bakanı John
Baird, iki görüşmeleri sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında Suriye konusunda değerlendirmelerde bulunan
Davutoğlu, "Suriye ve bölgedeki gelişmeler konusunda Türkiye ve
Kanada ortak bir yaklaşıma sahiptir. G20 Zirvesi’nde Suriye’de
sivil halka karşı yürütülen katliamı güçlü şekilde kınadık. Son
kimyasal silah saldırısı ile bir insanlık suçu işlendiğini ve
mutlaka sorumluların uluslararası sorgulanabilirliğinin yerine
getirilmesi gerektiğini açıklamıştık. Bugün tekrar bunu teyit
ettik. Suriye’de katliamlar bir an önce durdurulmalıdır, kimyasal
silah saldırısı cezalandırılmalıdır. Kimyasal silahların tasfiyesi
olumlu bir gelişmedir. Hepimiz mutlu oluruz ancak bu, şu ana kadar
yüz bin insanın katliamından sorumlu olanların sorumluluklarından
kurtulmasına yol açmamalıdır" ifadelerini kullandı.
“HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIK”
Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ise, G20 Zirvesi’nde Suriye
konusunda hayal kırıklığı yaşadığını belirterek, "Daha güçlü bir
kınama açıklaması yapılmamasından dolayı üzüntü yaşadık.
Türkiye’nin bu konudaki liderliğini olumlu karşılıyoruz; diplomatik
kanallarla bu sorunu barışçıl çözüme ulaştırma çabalarını büyük
memnuniyetle karşılıyoruz ama Esed yapmış olduğu saldırılar ve
insanlık suçlarından dolayı sorumlu tutulmalıdır. Kimyasal silah
saldırısı neticesinde hayatlarını kaybetmiş kişilerin de anısının
canlı tutulması, saldırıların hesabının sorulması şarttır. Bu
silahlarla I. Dünya Savaşı’ndan beri mücadele ediyoruz. 21.
yüzyılda bu silahların kullanılmasına ilişkin olumlu bir mesajdan
kaçınılması gerektiğini düşünüyorum. Bu silahların kullanılmasının
hiçbir şekilde hesabının sorulamayacağına ilişkin bir mesaj
yollayamayız. Kimyasal silah kullanımı tamamen yasaklanmalı ve
kınanmalıdır. Dünyada bu noktada daha kuvvetli bir siyasi iradeyi
ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Türkiye’ye Suriyeli mültecilere yardımlarından dolayı teşekkür eden
Baird, "Çok büyük bir dirayet gösterdiniz. İnsanların
topraklarınızda barındırılmasının ötesinde, insani yardım katkınız
oldu. Kanada, Suriye halkına ek destek sağlayacak 3 ülkeden
biridir. Türkiye’nin de milyarlarca dolar destek sağladığını
biliyorum. BM’nin bütün öngörüleri ile özdeşleşen Türk halkının
cömertliğini ifade eden girişimler bizi mutlu ediyor" şeklinde
konuştu.
“KABUL EDİLEMEZ”
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye’nin kimyasal silahları deklare
etmek için süre istediğinin hatırlatılması üzerine, “İlk günden
itibaren korktuğumuz bu idi. Yani sürekli zamana oynayarak Suriye
rejimi işlediği suçu örtmeye, unutturmaya ve sanki pozitif bir
gündem içinde davranıyormuşçasına zaman kazanmaya çalışması.
Ellerindeki kimyasal silahların envanterini herhalde biliyor
olmaları lazım kullandıklarına göre. Bunun için bir aylık süreye
nasıl ihtiyaç duyuluyor. Kimyasal silahların yeryüzünden silinmesi
insanlığın geleceği açısından son derece güzel bir haberdir. Kimse
buna karşı çıkamaz. Hangi ülke bunu yaparsa biz bunu destekleriz.
Ama bunu yapıyorum diye görünüp bir taraftan bu inisiyatif
başladıktan sonra Suriye hava bombardımanında artışlar göründü.
Uluslararası toplumu böyle meşgul edip diğer yandan sanki
bombardıman suç değilmiş gibi onlara devam etmek, uluslararası
toplumu bununla oyalamak işte bu kabul edilemez” dedi.
Kimyasal silahların tasfiyesinin Suriye halkı ve bölge için güzel
bir haber olacağını söyleyen Davutoğlu, “Ama bu geçmişte işlenen
suçları ortadan kaldırmaz. Zavallı masumların kimyasal silahlarla
nasıl öldürüldüğünü göstere videoları seyrettikten sonra eğer bu
suç karşılıksız kalırsa bundan sonra başka aktörler de önce
kimyasal silah kullanıp sonra ‘teslim ediyorum’ diyerek bu
sorumluluktan kaçınmış olurlar. Kimyasal silahları için bir ay
içinde deklarasyonda bulunacaklar. Teslimi ne kadar sürecek. O
zaman zarfından kimyasal silah dışında silahlarla insanların
öldürülmesini mazur gösterecek yeni bir durum ortaya çıkmamasını
istiyoruz. Biz her zaman kimyasal silahların tasfiyesini
destekleriz ama bu konuda uluslararası toplumun Suriye rejimin
zaman kazanma taktiklerine kanmamasını isteriz” diye konuştu.
“O GÖRÜNTÜLER ŞİDDETLE KINANMALI”
Davutoğlu, Medyada bugün yer alan ve Suriye’deki muhalif grupların
yakaladıkları rejim yanlısı askerleri acımasızca öldürmesini içeren
görüntülerle ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Bir yanlış iş şu veya bu tarafta yapıldığında sessiz kalmadık.
Bugün gazetede gördüğümüz resimler şiddetle kınanması gereken
tablolardır. Hiçbir şekilde mazur gösterilemez. Bizim herhangi bir
şekilde çifte standart içinde olmamız söz konusu değildir. İnsanlık
onuruna ve bu anlamda verilen mücadeleye gölge düşüren her türlü
yanlış uygulamayı tenkit ederiz. Burada hareketle Suriye halkının
haklı mücadelesine gölge düşürmeye çalışmak, bütün muhaliflerin
böyle davrandığını iddia ederek Suriye rejimin şiddetini mazur
göstermeye çalışmak da bir propaganda taktiğidir. Bu aşırı
grupların yöntemlerini kabul edilemez buluyoruz. Bunların tekrar
etmemesi konusunda bütün Suriye’deki taraflara çağrıda bulunuyoruz.
Fakat kimse Suriye halkının, masum Suriye sivillerinin yüz
binlercesinin ölümüne ve milyonlarcasının mülteci olmasına sebep
olan uygulamalara da bunlar mazeret teşkil etmez”
BM GENEL KURULU
Gelecek hafta BM Genel Kurulu için Newyork’a gideceğini belirten
Davutoğlu, “Bu sene tabii Suriye gündemin ana maddesini
oluşturacak. BM güvenlik konseyi Suriye rejimine doğur uyarıcı
mesajları göndermiş olsaydı belki o ölen 100 bin kardeşimizin çoğu
yaşıyor olacaktır. Kimyasal silah saldırısında ölen kardeşlerimiz
kesin yaşıyor olacaktı. Çünkü rejim bu suçu işleme cesareti
bulamayacaktı. BM’de bunu etkin bir şekilde ele alcağız. Şu kanaat
yanlıştır. Türkiye savaş istiyor kanaati yaymak istiyorlar. Biz
savaş istemiyoruz. Savaş durdurulsun diyoruz. Burada bu basın
toplantısını yaparken rejim kuvvetleri Suriye’nin değişik yerlerini
bombalıyor. Uluslararası bir toplumun varlığından bahsediyorsak
bütün insanlığın önünde ortaya konan bu cinayetlere dur demenin
vakti gelmiştir” dedi.
“ABSÜRD VE APTALCA”
Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ise, Esed’ın kimyasal silahları
deklere etmek için 30 günlük süre istemesini “absürd ve aptalca”
olarak değerlendirdi. Esed’ın daha bir hafta önce Suriye’de
kimyasal silah olmadığını iddia ettiğini söyleyen Baird, “Bu
noktada kendisine böyle bir imkan verilmesi meşru değildir, haklı
görülmemelidir. Kendisine iyi niyetle yaklaşmak mümkün olmamalıdır.
Ama bu sabahki fotoğraflarla ilgili olarak şunu söyleyebilirim.
Kanada’da radikal aşırıcılarla ilgili ciddi ilişkilerimiz vardı.
Hakikaten de orada sürekli gerçekleşen bu şiddet eylemlerinin
bizleri derinden yaraladığını söylemek istiyorum. Esed’ın kendi
yaptıklarında daha meşru değiller bu şiddete dönek eylemler”
şeklinde konuştu.
Baird, Kanada’nın ABD’nin Suriye’ye olası bir askeri müdahalesine
ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
“Kanada ve Türkiye’nin ABD’nin bu girişimlerini desteklediği
biliniyor. Esed’ın kimyasal silah kullanma sorumluluğunu bertaraf
edemeyeceği noktasında hemfikiriz. Bu korkunç eylemin
sorumluluğunun üstlenilmesi gerekiyor. Fakat bir savaş bölgesine
nasıl giriş yapacaksınız. Bu silahları güvence altına almak bir
tarafa nasıl yok edeceksiniz. Bu cevaplanması gereken ciddi
sorulardan biridir. Ciddi envanter var Suriye’de. Bunun bertarafı
kolay olmayacaktır. ABD ve BM’yi destekleme kararlılığımız sürecek.
Nasıl ve ne zaman yapılacağı hala cevaplanmamış bir soru.”
(İHA)