Kimyasal gaz Çanakkale'de kullanıldı
Abone olBaşbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Çanakkale Muharebeleri’ne ait şimdiye kadar yayınlanmamış belgeleri bir araya getirdi. Savaşta İngilizler her yolu denemiş
18 Mart’ın yıldönümününde ortaya çıkartılan Osmanlı belgeleri en
önemli tarihî dönemeçlerden biri sayılan Çanakkale Savaşları’na
ilişkin yeni ayrıntıların gün yüzüne çıkmasını sağladı.
Çanakkale Savaşları’nın 90. yıldönümü çerçevesinde hazırlanan,
‘Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri’ adı verilen kitap iki
ciltten oluşuyor. Kitapta tarihe ışık tutacak 300’e yakın belge
var.
Osmanlı belgelerinde ortaya çıkan en dikkat çekici olaylardan
birisi İngilizlerin öncülüğündeki müttefik kuvvetlerin sivillerin
bulunduğu alanlara ve hastanelere ateş açılması emrini vermesi.
Osmanlı komutanlarının yazışmalarında ayrıca İngilizlerin
boğucu gaz kullandığından şikayetçi olunuyor ve bunun uluslararası
savaş kurallarına uygun olmadığına dair uyarılarda bulunulduğu
görülüyor. Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf
Sarınay, Çanakkale’nin dünyadaki en önemli tarihî dönemeçlerden
biri olduğunu belirtti. Osmanlı arşivlerinden derlenerek hazırlanan
belgelerde ‘Hariciye Nezareti’nden Ordu-yu Hümayun Başkumandanlığı
Vekalet-i Celilesi’ne denilerek yazılan belgede, İngilizlerin
hastane ve hastane gemilerini bombaladıklarına dikkat
çekiliyor.
Bunun savaş kurallarına aykırı olduğunun altı çizilirken,
saldırının devam etmesi halinde sivil ve asker İngiliz esirlerine
misillemede bulunulacağı uyarısı yapılıyor. Aynı yerden gönderilen
bir sonraki belgede ise müttefik uçaklarının Hilal-i Ahmer
işaretleri olan Akbaş Tekkesi hastane çadırlarını bombaladıkları
bildiriliyor. Yazının devamında ise müttefik denizaltılarının
Marmara havzasında yolcu gemilerine saldırmaktan çekinmediklerinden
şikayetçi olunuyor.
Karargah Umumi İstihbarat Şubesi Müdürü imzası taşıyan bir başka
belge ise oldukça ürkütücü. Müttefik kuvvetlerinin boğucu
gaz yayan mermiler kullandıkları ifade ediliyor ve müttefik
uçaklarınca Seddülbahir’deki Halilpaşa Hastanesi’nin bombalandığı
anlatılıyor.
Ayı ve domuz avı için üretilen domdom kurşununu bile
müttefik askerlerinin kullanmaktan çekinmedikleri yine Osmanlı
belgelerinde dile getirilen konular arasında. Söz konusu tespiti
içeren belgede Tekirdağ Hastanesi’ne yatırılmış bir askerin
bacağından çıkartılmış olan domdom kurşununun fotoğrafları da yer
alıyor.
Belgelerde müttefik kuvvetlerinin acımasızlığına karşın Osmanlı’nın
esirlere ne kadar iyi muamele ettiği de esir düşen askerlerin
ifadelerinden yola çıkılarak anlatılıyor. Osmanlı kuvvetleri
tarafından batırılan AE-2 denizaltısının esir düşen kaptanı Yüzbaşı
Staker, Malta’daki bir dostuna gönderdiği mektupta, durumunun iyi
olduğunu ve kendisine çok güzel muamelede bulunulduğunu
vurguluyor.
Yüzbaşının mektupta dile getirdiği, “Rahatım pek yerinde,
ummadığımız derecede iyi muamele görmekteyiz.” ifadeleri,
Osmanlı’nın esirlere olan tavrı konusunda fikir veriyor. Osmanlı
belgelerinden anlaşıldığı üzere Çanakkale’deki zafer, Müslüman
nüfusun yoğun olduğu ülkelerde sevinçle karşılanmış. Bunun en
ilginç örneklerinden biri bugünkü Endonezya’nın başkentinin
bulunduğu Jakarta’da görülüyor. Buradaki Müslümanlar mutluluklarını
camilerden dile getirmiş. Cuma hutbelerinde Osmanlı paşasına ‘gazi’
unvanı verildiği ilan edilmiş.
Erdal Şen/Zaman