Kimsenin gözünün yaşına bakmayız
Abone olAdalet Bakanı Ergin, Pozantı'daki iddialarla ilgili 'Hiçbir nokta karanlıkta kalmayacak' dedi
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz
Kurumu ile ilgili basına yansıyan iddialara ilişkin bilgi ve görgü
sahibi herkesle görüştüklerini, bu konuyla ilgili çalışmalarını
büyük bir kararlılıkla sürdürdüklerini belirterek, ''Bu süre içinde
özellikle medya ve siyasetçilerden ricam şudur; Bu konu, üzerinde
siyaset üretilecek konulardan değil, konunun muhataplarının
örselenmemesi, şahısların, ailelerin toplumdaki konumlarının
gözetilerek, haberlerde daha hassas davranılmasını şimdilik
kaydıyla istirham ediyorum'' dedi.
Ergin, ''Bab-ı Ali Toplantıları''na gelişinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile ilgili iddialara ilişkin sorusu üzerine Ergin, şunları söyledi:
''Bu konuyla ilgili konuşurken, özellikle kelimelerimi seçerek kullanıyorum. Bu cezaevinde 200 civarında çocuk var. Gerek bizlerin yapacağı değerlendirmeler, siyasetçilerin sözleri, gerekse medya temsilcilerinin yapacağı yorumlar son derece önem taşıyor. Bu açıdan herkesten ricam şu; bu konu ile ilgili tüm iddialar üzerine ciddiyetle gidiyoruz, hiçbir iddia açıkta kalmayacak. Bütün bilgisi olan, konu ile ilgili söyleyecek sözü olan tarafları davet ettik, temas halindeyiz. Bu konu ile ilgili bilgi, görgü sahibi herkesle görüşüyoruz ve çalışmalarımızı büyük bir kararlılıkla devam ettiriyoruz. Hiçbir nokta karanlıkta kalmayacak. Sorumluluk gerektiren durum çıkarsa kimsenin gözünün yaşına bakmayız. Bu konuda son derece kararlı bir çalışma içindeyiz. Ama ricam odur ki; zaten adli soruşturmanın sonuna yaklaşılmıştır. Bu arada diğer soruşturmalar da hızla devam ediyor. Çok kısa süre içinde neticeleri sizlerle paylaşacağız. Bu süre içinde özellikle medya ve siyasetçilerden ricam şudur; Bu konu, üzerinde siyaset üretilecek konulardan değil, konunun muhataplarının örselenmemesi, şahısların, ailelerinin toplumdaki konumlarının gözetilerek, haberlerde daha hassas davranılmasını şimdilik kaydıyla istirham ediyorum. Ama ondan sonra sonuçlar ortaya çıktığında gerekli değerlendirmeleri de birlikte yapacağız.''
Ergin ''Basında, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
(HSYK), hakim ve savcıların terfilerinde Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin (AİHM) içtihadını dikkate alarak karar verip
vermediklerine bakacağına ilişkin haberler yer aldı. Bu konuda
ayrıntı verebilir misiniz?'' sorusu üzerine de şöyle
konuştu:
''Türkiye bir reform sürecinden geçiyor. Bu reform içerisinde mevzuatta yapılması gereken değişim ve dönüşümler var. Bununla beraber uygulayıcılar olan hakim ve savcılar için çalışma usul ve yöntemlerine ilişkin değişiklik ihtiyaçları var. Hakimler ve savcılarımızın AİHM'in içtihatlarıyla ilgili sürekli taze bilgi, yeni içtihatlarla enforme edilmesi ihtiyacı var. Şu anda bunların hepsi karşılanıyor. Bakanlık bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığını kurduk, bu Başkanlık mahkeme ve AİHM içtihatlarını güncelleyerek, hakim ve savcılara takdim ediyor. Onların kendi takdir haklarına kalan kısımla ilgili olarak bu içtihatları baz almaları noktasında da HSYK'nın bir çalışması oldu. Bu gerekli olan bir düzenlemeydi ve toplam kaliteyi artırabilmek için, Türk yargısında ve muhakemesinde, bu çalışmalara ihtiyaç var. Bundan sonra da yeni adımlar gelmeye devam edecek.''
Bir gazetecinin, ''AİHM'in Türkiye'yi tazminata mahkum etmesi durumunda, bunu hakim veya savcıya rücu ettirme gibi bir düzenleme yapılacak mı?'' sorusunu Ergin, şöyle yanıtladı:
''Şu andaki çalışma AİHM içtihatlarının değerlendirilmesi. İkinci bir çalışmada, iddia makamının, yani savcıların iddianame tanzim ederken, daha dikkatli olmalarını sağlayacak birtakım tedbirler getiriliyor. O da savcıların kariyerlerini, mesleki geleceklerini etkileyecek olan şey. Tanzim ettikleri iddianamelerin sonuç itibarıyla ne kadarı onanıp, kesinleşmiş mahkeme kararına dönüşecek? Bu oranlara bakılarak, savcıların terfilerinde bu gözle yaklaşılacak. Bunlar önemli adımlar. Bunların sonucunda orta vadede Türkiye'de arzu ettiğimiz standartları yakalayalım. Bir sürecin içinden geçtiğimizi ifade ettim. Bu sürecin sonunda Türk yargısı layık olduğu noktaya taşınacak.''