Kimse Demirel için böyle konuşmadı!
Abone olHasan Celal Güzel, Demirel'e öyle sözler söyledi ki okuyunca sizde çok şaşıracaksınız.
Hasan Celal Güzel, Süleyman Demirel'in 28 Şubat'ta
darbeci şapkasını giyerek, darbecilere destek çıktığını iddia etti.
"Türkiye'de ve dünyada siyasetin en münafık
şahsiyetiydi' sözleriyle Demirel'e oldukça ağır sözlerle
yüklenen Güzel, 28 Şubat'da kendisine başbakanlık teklif edildiğini
kaydetti. İşte Güzel'in 28 Şubat dönemine ilişkin
ilginç iddiaları;
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat Alt Komisyonu dönemin siyasetçilerinden Hasan Celal Güzel ve eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ı dinledi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat Alt Komisyonu dönemin siyasetçilerinden Hasan Celal Güzel ve eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ı dinledi.
12 Eylül döneminde kısa süre Başbakanlık Müsteşarlığı'na
vekalet ettiğini anımsatan Güzel, Süleyman Demirel'i ziyaret ettiği
gerekçesiyle görevinden alındığını savundu. Güzel, ''Daha
sonra ne yazık ki Demirel, 28 Şubat'ta darbecilerin en önünde
gideni oldu'' dedi.
İstihbarat birimleriyle iletişiminin olduğunu ve Batı Çalışma
Grubu'nu adım adım izlediğini ifade eden Güzel, dönemin Cumhuriyet
Savcısı Nuh Mete Yüksel'e Genelkurmay Başkanlığı antetli, suç
teşkil eden 5 klasör evrak verdiğini, Yüksel'in bu evraklarla
ilgili takipsizlik kararı aldığını söyledi.
"28 ŞUBAT KALLEŞ BİR DARBEDİR"
Güzel, 5 ay cezaevinde yatmasına neden olan olayları da hayatının en şerefli işi olarak değerlendirdi. 28 Şubat için yapılan ''post modern darbe'' değerlendirmesini eleştiren Güzel, ''(Post modern darbe) diyerek başta Demirel, bunun darbe olmadığını göstermeye çalışıyor. Halbuki 28 Şubat ülkenin karşılaştığı en kalleş darbedir. 28 Şubat, tam bir darbedir. Tank da vardı, top da vardı, cunta da vardı'' diye konuştu.
Güzel, 5 ay cezaevinde yatmasına neden olan olayları da hayatının en şerefli işi olarak değerlendirdi. 28 Şubat için yapılan ''post modern darbe'' değerlendirmesini eleştiren Güzel, ''(Post modern darbe) diyerek başta Demirel, bunun darbe olmadığını göstermeye çalışıyor. Halbuki 28 Şubat ülkenin karşılaştığı en kalleş darbedir. 28 Şubat, tam bir darbedir. Tank da vardı, top da vardı, cunta da vardı'' diye konuştu.
Süleyman Demirel'i bu dönemdeki tutumu nedeniyle eleştiren
Güzel, ''2 defa şapkasını alıp giden Demirel, 3. defa gitmemek için
darbeci şapkası giydi. O yüzden '28 şubat darbe değil'
diyor'' şeklinde konuştu.
Milli Güvenlik Kurulu'nun o dönemde darbe cuntası gibi
kullanıldığını, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın da yalnız
bırakıldığını ifade eden Güzel, uyarmasına karşın Erbakan'ın
zamanında tedbir almadığını söyledi.
BAŞBAKANLIK TEKLİF EDİLMİŞ
28 Şubat'ı dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'dan
öğrendiğini anlatan Güzel, şöyle devam etti:
''Teoman Koman Paşa, bana, 'darbe yapacağız, seni veya Mesut
Yılmaz'ı başbakan olarak düşünüyoruz' dediğinde ayağa fırlayıp
'ben o kadar alçak mıyım' dedim. 'Mesut Yılmaz,
size göre birisi, onu istediğiniz gibi kullanabilirsiniz'
dedim.
Cumhurbaşkanına da bu görüşmeyi anlattım. Gerekli tedbirleri
almasını istedim. Bu maalesef onun işine yaradı ve nasıl yerinde
kalacağını planladı.''
''Balyoz'' ve benzeri davaların hepsinin başlangıcının 28
Şubat olduğunu söyleyen Güzel, 28 Şubat'ın medya ile işbirliği
içinde yapıldığını iddia etti. Güzel, ''Ergenekon'u Silivri'de
aramayın, Ergenekon Babıali'dir. 28 Şubat'ta da bunların çok büyük
rolü vardır'' diye konuştu.
Güzel'in ''Her ne kadar isimlerini anmaya değmez kişiler
buraya gelip üzgün olduklarını söylese de bu kişiler suç
işlemiştir'' sözleri üzerine, komisyon üyesi CHP Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker, komisyona gelen kimsenin yaptıklarından
pişman olduğunu söylemediğini ifade etti. Bunun üzerine, Darbe ve
Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş da ''Bizim yanlış
yaptığımızı dün Sayın Baykal da söyledi'' dedi.
"DARBEYE CHP'DE DESTEK VERDİ"
Hasan Celal Güzel, o dönemde Deniz Baykal'ın Çevik Bir ile
görüşmeler yaptığını, 28 Şubat'a CHP'nin de destek verdiğini öne
sürdü.
Güzel, CHP Gaziantep Milletvekili Şeker'in itirazları üzerine,
CHP İstanbul İl Başkanı'nın Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında
askerlere yönelik sözlerini anımsattı.
28 Şubat sürecinde rolü bulunan kuvvet komutanları hakkında
dava açılması gerektiğini söyleyen Güzel, darbe döneminin kapanması
için yapanların yanına kar kalmaması, milletin bunun karşısında
durması gerektiğini ifade etti.
Güzel, tankların yürütüldüğü Sincan'a demokrasi anıtı
yapılmasını önerdi.
Gazeteci Yazar Hasan Cemal'in 12 Eylül darbesinde Turgut
Özal'ın rolü olduğu yönündeki iddialarının sorulması üzerine Güzel,
''Hasan Cemal, bu iddiaları dağdaki Murat Karayılan'a
anlatsın. Onun dışında kimse bu saçmalıklara inanmaz''
dedi.
28 Şubat sürecinde komutanların, Necmettin Erbakan'ın ve
bakanlarının eşlerinin başının örtülü olmasını sorun yaptığını
anlatan Güzel, ''Demirel de bunu biliyordu ama o dini
açıdan söylemiyordu... Türkiye'de ve dünyada siyasetin en münafık
şahsiyetiydi'' görüşünü savundu.
"ACZİMENDİLER, FADİME ŞAHİNLER TÜREDİ"
Dönemin Kültür Bakanı İsmail Kahraman da Refahyol koalisyon
hükümetinin gayet uyumlu çalışırken, birden bire her şeyin
değiştiğini söyledi.
Kendilerine karşı bir kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını
anlatan Kahraman, şöyle konuştu:
''Birden bire aczimendiler türedi, Müslüm Gündüz'ler, Fadime
Şahin'ler ortaya çıktı. 'Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık'
denildi. Neler olduğunu anlayamadık. Basın buna destek oldu,
dışarıdan da destek verildi ve hükümet yıkıldı. 28 Şubat netice
almış bir darbedir. Senaryolar değişik ama rejisörü Süleyman
Demirel'di. Sahneye koydu ve A'dan Z'ye yönetti. Öyle bir kamuoyu
oluşturuldu ki insanlar olmazlara inandırıldı.''
O dönemde bir televizyon kanalında, kızlar şortla oynuyor diye
''Kültür Spor''u kapattığı şeklinde haber yapıldığını anlatan
Kahraman, ''Kültür Spor''un hiç var olmadığını anlattı.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı bir
Tuğgeneral'in bakanlığa Nevruz'un nasıl kutlanacağıyla ilgili
mektup gönderdiğini de belirten Kahraman, mektuba verdiği yanıtın
ardından bir daha bu tür bir mektup almadığını söyledi. Kahraman,
''Ordu mukaddestir ama görevi ülkeyi idare etmek değil, güvenliği
sağlamaktır'' dedi.
Bu süreçte toplu şekilde istifanın konuşulup konuşulmadığı
yönündeki soru üzerine de Kahraman, toplu istifanın konuşulduğunu
ve istifa etmemeye karar verdiklerini vurguladı. Kahraman, 28
Şubat'ın ardından 3,5 ay görevde kaldıklarını, hükümetteki
çözülmeler olmasa görevlerine devam etmekte kararlı olduklarını
aktardı.