Milli piyangoya sayılı günler kala Nimet Abla'da uzun kuyruklar oluşmaya devam ediyor. İstanbul Eminönü'nde uzun kuyrukların oluşturulduğu Nimet Abla'dan neden bilet alındığı da merak ediliyor. Cumhuriyet ilk dönemlerinden itibaren milli piyango bilet bayisi olan Nimet Abla kimdir sorusu da soruluyor. Mustafa Kemal Atatürk sevdalısı olan ve bayiyi yeğenine devreden Nimet Abla'nın özel hayatı ve biyografisine gelin yakından bakalım. Milli Piyango’nun yılbaşı için belirlediği büyük ikramiye olan 61 milyon lirayı kazanmak isteyen yüzlerce kişi, Eminönü’ndeki milli piyango bileti gişesine akın etti. Soğuk ve yağmurlu havaya rağmen, uzun kuyruklar oluştu. Bu gişe, yıllardır, her yılbaşında uzun kuyrukların oluştuğu Nimet Abla piyango bayisi. Herkesin merak ettiği isim haline gelen Nimet Abla kimdir? Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras bugünkü yazısında Nimet Abla'yı ele aldı. Herkesin özellikle yılbaşı dönemi merak ettiği Nimet Abla yani Melek Nimet Özden’in (İstanbul 1899 - İstanbul 1978) hikâyesi 1928 yılında başladı. Kocası, İsmail Özden, Eminönü Yeni Cami önündeki meydanda tütün sattığı ve sarraflık yaptığı dükkânında Türk Tayyare Cemiyeti’nin çıkardığı piyango biletlerini de satmaya çalışıyordu. O yıllarda, piyango bileti satışını teşvik etmek için veresiye olarak da satılabilen biletlerin paralarını tahsil edemeyince büyük zarara uğradı. Tütün sattığı, sarraflık yaptığı dükkânı kapatmak zorunda kaldı. İsmail Özden’in karısı Nimet Özden Türk Tayyare Cemiyeti’ne başvurarak kendi adına bayilik anlaşması yaptı. Eminönü’ndeki dükkânda Tayyare Cemiyeti Piyangosu bileti satmaya başladı. Dükkânın tabelası değişti “Nimet Gişesi” oldu. 1931 YILINDA ÜNLENDİ 1931 yılının yılbaşında satmış olduğu biletlerden birine 100 bin lira büyük ikramiye isabet edince, ünü arttı. Zamanın önde gelen gazeteleri İkbal, Tasvir ve Efkar gazetelerinin birinci sayfalarında Nimet Abla’nın talihliye 100 adet mor bin liralıkları sayarak teslim ederken çekilen fotoğraflarının ve röportajları yayımlandı. “Talih Nimet Abla’dan doğuyor” sloganı yayılmaya başladı. İşte o yıllardan bu yana sadece İstanbul’da yaşayanlar değil, diğer illerden de Nimet Abla gişesinden bilet almak için gelenler yılbaşı öncesi kuyruk oluşturuyor. Gece gündüz, kar kış demeden sabahtan akşama bilet satan Nimet Abla genelde evine gitmez, dükkânın üst katında yatardı. Satmış olduğu biletlerden çıkan büyük ikramiyelerle ilgili haberleri gazetelerde yayımlatır ve iş yerine asarak reklamını yapardı. Atatürk hayranı bir kadındı. Her yıl Atatürk için mevlit okuturdu. İnançlarına bağlıydı. 36 yaşında hacca gitmişti. Çok sayıda bilet sattığı için, sattığı biletlere ikramiye çıkma ihtimali yüksek oluyor. 1947, 1980, 1986, 1992, 1995 yıllarında Nimet Abla gişesinde satılan biletlere büyük ikramiye isabet etti. 1963 yılının ağustos ayında İstanbul’da Esentepe‘de, cadde üzerinde bir cami inşa ettirmeye başladı. “Hacı Nimet Özden Camii” 1970 yılında hizmete açıldı. Camiye bir gelir sağlamak ve de fakir öğrencilere eğitim bursu vermek için 1971 yılında “Nimet Abla Vakfı”nı kurdu. Gayrimenkullerini ve tüm varlığını vakfa bağışladı. Gayrimenkullerinin geliriyle 200 kadar çocuk çeşitli okullarda eğitim görüyor. NİMET ABLA NİMET ABİ OLDU 70’li yılların başlarına kadar bilet satan Nimet Abla, 1971 yılında hastalandı. Felç geçirdi. 1978 yılında vefat etti. Çocuğu olmadığı için “erkek doğan” yeğenine Nimet Özden (İstanbul 1955) adının verilmesini istemişti. Tüm varlığını vakfa bağışlarken, bilet satış gişelerinin “Nimet Abla isim hakkını” da yeğeni Nimet Özden’e bıraktı. Bugün Eminönü’ndeki bilet satış gişesinin üzerinde “Nimet Abla” yazıyor ama aslında bilet satın alanlar, biletleri Nimet Abla’dan değil, Nimet Abi’den satın alıyorlar. İstanbul’da Nimet Abla’dan başka şans dağıttıklarına inanılan daha başka piyango bileti satıcıları da vardı. Onlar müesseseleşemedikleri için, öldükten sonra isimleri unutuldu. Tek Kollu Cemal ile Galata Köprüsü başında bilet satan Uzun Ömer ve Cüce Simon bunların en ünlüleriydi. Bu kişiler çok sayıda bilet sattıklarından, genelde büyük ikramiye bu kişilerin sattıkları biletlere isabet eder, bunu duyanlar da bu kişileri şans kapısı olarak belleyerek bilet almak için önlerinde sıraya girerlerdi.