Kim korkar kalp krizinden?
Abone olDamar tıkanıklığına bağlı kalp krizi, inme ve kangren nedeniyle hastaneye başvuran her 10 hastadan 7'sinin yaşam şeklini değiştirmeden ölüme meydan okuyor.
Antalya'da devam eden 21'inci Ulusal Kardiyoloji Kongresi'nde
damar tıkanıklığına bağlı kalp krizi, inme ve kangren nedeniyle
hastaneye başvuran 793 hastanın bir yıl boyunca takip edilmesiyle
yapılan araştırmada, hastalardaki risk faktörlerinin değişimi
değerlendirildi. Araştırmaya katılan hastaların yüzde 58.7'sinin
kalp krizi geçirdiği ve bunların yüzde 54'ünün 40-59 yaşları
arasında olduğu belirtildi. Kangren ve kalp krizi nedeniyle
hastaneye başvuranların çoğunluğunu erkek, inme geçirenlerin
çoğunluğunu ise kadınlar oluşturdu. Hastaların bel çevresine
bakıldığında ortalama kalınlık, 96.7 santimetre olarak belirlendi.
Kangren olanların yüzde 90'ı, kalp krizi geçirenlerin yüzde 70'i,
inme geçirenlerin yüzde 40'ının sigara kullandığı veya hayatlarının
bir döneminde sigara içtikleri kaydedildi. İnme geçirenlerin yüzde
72'sinde, kangren ve kalp krizi geçirenlerin de yüzde 45'inde
hipertansiyon saptandı. İnme geçirenlerin yarısı, kalp krizi
geçirenlerin üçte biri ve kangren olanların yüzde 10'unun obez
olduğu belirlendi. Düzenli egzersiz yapanların oranı ise yüzde 10
oldu. Türk insanı riski seviyor Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim
Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeki Öngen, araştırmadan elde ettikleri en
şaşırtıcı sonucun, insanların ölüm riski taşıyan hastalıklara
karşın yaşam şekillerinde değişiklik yapmamaları olduğunu söyledi.
Damar tıkanıklığına bağlı hastalık geçiren her 10 hastadan 7'sinin
risklerinde hiçbir değişiklik saptanamadığını vurgulayan Öngen,
''bir yıl boyunca izlenen hastaların yüzde 80'inin sigara içmeye
devam ettiği, yüzde 76.6'sının hipertansiyonunda değişiklik
olmadığı ortaya çıktı. Her 100 hastadan sadece 3'üne düzenli
egzersiz yaptırılabildi'' dedi. Türklerin çok genç yaşta kalp krizi
geçirdiğine dikkat çeken Öngen, "kalp krizi, ülkemizde Avrupa ve
ABD'ye göre 7-8 yaş erken görülüyor. Kalp krizi önlenebilir bir
hastalık. Buna rağmen kalp krizi geçirdikleri halde insanlar
kendilerine iyi bakmıyorlar" diye konuştu. Öngen, damar
tıkanıklığına bağlı hastalık riskinin sigara içimini azaltmak,
geleneksel yiyeceklere dönmek ve düzenli egzersizle
düşürülebileceğini de kaydetti.