Kim çağdaş, kim değil?
Hepimiz göbeğini kaşıyan adamız" dedim ya, bazı
sayın okurlardan itiraz geldi:-Kendi adına konuş!
Bu kesime nasıl bir tanımda bulunacağımı inanın bilmiyorum.
"Sosyete" desem uymuyor. "Entellektüel" desem hayır, o da
uymuyor.
O halde ne?
Kafa yormaya gerek yok...
Herkesi kendi haline bırakmak gerek. Onlar zaten, "Göbeğini kaşıyan
adam" olamaz... Çünkü, "Göbeğini kaşıyan adam"la yanyana gelmek
istemediler hiç. Makarna, pilav, nohut, kömür bahane! Ayrıydı
onlar, ayrı dünyaların insanıydı. Şimdi yanyana, iç içe olmanın
sıkıntısını yaşıyorlar!
Nasıl mı?
Gazeteci arkadaşım Hacer Alkan bir örnek verdi:
-Aynı uçağa biniyorlar. Eskiden böyle değildi. "Elit"
takılıyorlardı, havalardaydı hepsi. Şimdi 60 YTL veren uçağa
binebiliyor. Halkı aşağılayanlar, onlarla aynı masada yemek yemenin
sıkıntısını yaşıyor. Halka bu ikmanı kim sağladı? İşbaşındaki
iktidar. İşte karın ağrıları bu.
Haksız değil Hacer!
Halkı içine sindiremeyenler, onları "Göbeğini kaşıyan adam" olarak
aşağılıyor. Halbuki bunlar "Göbeğini kaşıyan adam"ın tırnağı bile
olamaz!
"Göbeğini kaşıyan adam" İnternet kullanıyor; teknoloji merakı var.
Yeniliklere açık! "Google" yazıp, dünyada olup biten herşeyden
haberdar oluyor.
"Göbeğini kaşıyan adam"ın mucidi Bekir Coşkun ne yapıyor peki?
İnternet"i kullanabiliyor mu mesela? İnternet"e girip, maillerini
kontrol edebiliyor mu? Yoksa Emin Çölaşan gibi, sekreterinin print
ettiği kağıtlarla mı yetiniyor?
Hey siz oradakiler, kim çağdaş, kim değil İnternet belirliyor
artık! Bu mereti kullanamayanlara çağdaş ülkelerde "gerici"
diyorlar!
Özeti şu:
Karısının başını açmakla çağdaş olunamıyor!
Uyanın artık!
Olli Rehn küfür mü ediyor?
Türkiye"nin veya AK Parti iktidarının aleyhine her konuşan
muhteremin ipine sarılan zevat, Olli Rehn konuşunca, sus pus oluyor
nedense.
Malezya seferleri başlatarak bu ülkenin turizmini patlatmıştık
hatırlarsanız. Avrupa Komisyonu Üyesi Rehn, günlerce Malezya"yı
dilinden düşürmeyen bizim tayfanın yüzünü kızartacak açıklamalar
yapıyor:
-Türkiye Demokrasi açısından, Ortadoğu, ve Fas"tan Malezya"ya
kadar, Müslüman dünyası için bir emsaldir. Bu adam kimseye küfür
etmiyor. Türkiye"nin emsal olduğunu söylüyor.
Daha da önemlisi, bizsiz bir AB"nin radikal uçları güçlendireceğini
belirtiyor. Ama gelin görün ki, bu sözleri kimse işitmiyor. Herkes
aynı anda, kör, topal, sağır oluyor!
Neden acaba?
İncelik burada ama anlayan yok!
"Dindar kesimlerin, başkalarının özgürlüklerine müdahale etme
potansiyeli var mı?" Bu soruya muhatap olan Mehmet Barlas"ın
verdiği cevap çok önemli:
-Bakın bir otobüste mutlaka onu durdurup namaz kılmak isteyen bir
iki kişi olabilir. Ama bundan daha tehlikelisi, bir mahallede bir
otobüsün durdurulup, içindekilerin dışarı çıkartılıp otobüsün
yakılmasıdır. Türkiye"de bunu daha sık görmeye başladık. Yani
şeriat tehlikesinden çok Güneydoğu"nun çözümsüz sorunlarından
kaynaklanan ciddi bir tehlike var. Şeriat tehlikesine kapılıp öbür
sorunları görmezseniz çok hata yapmış olursunuz.
Anlaşılmayacak bir şey yok, verilen cevap net. Güneydoğu"dan
yükselen çığlığa dikkat çekiyor Barlas. Ama Hürriyet yazarı Özdemir
İnce bu inceliği yakalayamamış nedense!