Kim bu milyon dolarlık gazeteciler?

Milyon dolarlık portföy işleten gazetecileri neden kimse sorgulamıyor? Köşelerden ve ekran başından yapılan yorum ve yönlendirmeler mercek altında..

Star gazetesi yazarı Oğuz Karamuk, bu müthiş soruyu gündeme getiriyor. Önce yazarın dünkü yazısına kulak verelim. Bakın dün ne diyordu ekonomi yazarları ve yorumcuları için?

(...)Ekrana çıkanların, gazetelerde köşeleri tutanların, kendileri, eşleri, dostları üzerine milyonlarca dolarlık portföyleri olduğundan konuşuluyor, biliniyor... Taş çatlasa 8-10 bin lira maaş alabilen gazetecilerin, yorumcuların vs. yüzbinlerce, milyonlarca dolarlık yatırım hesaplarının bulunması normal mi? Veya bu yorumcuların, yazarların, muhabirlerin, sunucuların vs... Her gün ekonomiyle ilgili yorumlar, yönlendirmeler yapması sağlıklı mı?..

İsimleri ben değil SPK açıklasın

Dünkü köşede “Milyon dolarlık portföyü olan ekonomi gazetecileri neden sorgulanmıyor” şeklinde bir yazı yazdık. Oldukça ilgi çekti... Arayanların, e-mail atanların kimisi tebrik etti kimisi “Bizi de töhmet altında bıraktın” diye sitem... Bir eleştiriyi hemen ileteyim: “Neden isim vermiyorsun tüm ekonomi gazetecilerini zan altında bırakıyorsun?” Bu benim değil, Sermaye Piyasası Kurulu’nun işi. SPK bulsun çıkarsın kim bu isimler...

Borsada herhangi bir şirket hakkında fiyatı etkileyecek en küçük bir haber yapsan SPK peşine takılıyor. Bir şirketin logosunu koysan Reklam Üst Kurulu ceza yazıyor. Bankalar hakkında en ufak sözde BDDK karşına çıkıyor. Milyon dolarlık portföy işleten gazetecileri neden kimse sorgulamıyor? Nereden bileceğiz, bizi kendi portföylerine göre yönlendirmediklerini, para kazanmak için karamsarlık yaymadıklarını?"

İki gündür köşesinde bu konuyu kaleme alan yazara 'açıkla' diyen de var tepki gösteren de.. başlıklı bugünkü yazısında medya ve bürokrasi arasındaki derin ilişkileri yazdı:

(...)Tıpkı ekonomi gazetecilerinin bazılarının milyonlarca dolarlık yatırım portföylerinin olması gibi, ekonomi köşe yazarlarımızın da çeşitli sorunları var...

Birkaç başlık altında toplayabiliriz:

1) Bugün ekonomi sayfalarında ya da ekonomi yayıncılığı yapan TV kanallarındaki yorumcuların önemli bir bölümü eski bürokrat.

O gazetelerin ya da TV kanallarının yönecilerinin çoğu da, şimdinin köşe yazarı olan eski bürokratların geçmişte haber sızdırarak parlattığı gazeteciler, yöneticiler, yazarlar vs...

Bu yazarlarımızın halet-i ruhiyesi

biraz geçmişi arar tarzda. Koltuk sevdaları bitmemiş, kendilerince bir siyasi muhalefet içindeler... ‘Yeniden koltuğa döneceğiz’in peşindeler.

Eskinin gazetecileri de farksız bürokrasi kesimi değişince zamanında parlamalarına neden olan o sızdırma haberlerden uzaktalar. Bazılarının habercilik alanındaki şan şöhreti tamamen bitti. Bu yüzden yeni bürokratlara, ekonomi politikalarına karşı ‘şartlanmış bir beğenmeme’ hali doğuyor.

2) Başka bir sorun köşe yazarlarının ‘diğer’ meslekleri. Önemli bir bölüm köşe yazarı, bankaların, büyük

holdinglerin vs yönetiminde, danışman... Hal böyleyken, biraz da mecburen, patrona omuz verme, destek çıkma gereği hasıl oluyor. Patronun pozisyonu iyiyse iyi, kötüyse kötü...

Bir aracı kurumun ya da bankanın çalışanı gazeteye, TV’ye çıktığı zaman çalıştığı işyerinin de adı yazıyor. Belki de sevgili köşe yazarlarımız, yazılarının altına diğer işlerinin ne olduğunu yazmalı. Bilelim kim ne için nasıl konuşuyor.