Kim bu 'çamura yatan' liderler?
Abone olStar gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, son günlerde adı dahi anılmayan yeni Anayasa konusuyla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.
Kekeç, MHP'sinden CHP'sine, parlamentoda yer alan ya da yer almayan bütün partilerin seçim meydanlarında "yeni anayasa" sözü verdiğine dikkat çekerek, ancak partilerin verdikleri sözü unuttuğunu belirtti.
Kekeç, AK parti'nin dahi yeni anayasa konusunda üşengeç davrandığını vurgulayarak, partilerin yeni anayasa konusunda 'çamura yatacağını' ileri sürdü.
İşte Star Yazarı Ahmet Kekeç'in 'Çamura yatacaklar' başlıklı o yazısı...
Bu Meclis, "Kurucu Meclis" işlevi görecekti, "yeni bir anayasa" yapacaktı. MHP'sinden CHP'sine, parlamentoda yer alan ya da yer almayan bütün partiler, seçim meydanlarında "yeni anayasa" sözü verdiler. Durup dururken ortaya çıkmış bir söz değildi bu. Halk böyle istiyordu...
Halk, bu isteğini, "12 Eylül referandumunda" ortaya koymuş, ülkenin en acil meselesinin anayasa olduğunu tekrarlamıştı... Yüzde 58'lik "evet" çoğunluğu ciddi bir işarettir. Siyasi partileri yeni anayasa konusunda "hevesli" olmaya iten de, bu işaretti işte. Dönüp bakıyoruz, "Bugüne kadar ne yapıldı?" diye...
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in "ortak komisyon" önerisini saymazsanız, hiçbir şey yapılmamış. CHP'nin gündeminde böyle bir şey yok...
Şimdilik "Dersim gailesini" savuşturmak ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu sağlama almak derdindeler.
MHP beklemede... Niyeyse?
BDP diye bir parti hiç yok... Mırın kırın etmek ve "Anayasa Komisyonu üyemizi tutukladılar" diye feveran etmek dışında, sürece katkı yapacak herhangi bir girişimleri (ve istekleri) yok.
Geçen dönemde (23. dönemde), onca yasa çıktı, onca "iyileştirme" yapıldı, hiç ortalarda görünmediler. Kendilerini de ilgilendiren madde (siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran madde) genel kurulda görüşülürken salona bile girmediler, bahçeye çıkıp sigara içtiler ve söz konusu maddenin paketten düşmesini sağladılar.
Bu dönemde de yoklar...
Kandil'den işaret gelmiyor, "Önderlik makamı" cevaz vermiyor.
Belki de "yeni anayasa"nın işleri daha da zorlaştıracağını, bölgedeki PKK nüfuzunu kıracağını düşünüyorlardır...
Öyle ya, anayasa gerekiyorsa, bunu ancak ve sadece KCK yapar.
Nitekim KCK bu konuya da el atmış, "paralel anayasa"sını yazmış, paralel devletini kurmuş, eğitim merkezleri açmış, halkı vergilendirecek "haraç mekanizmalarını" oluşturmuş, mahkemeler ihdas etmiş...
Öğreniyoruz ki, para basma hazırlıklarına da girişmişler.
Banknotun ön yüzünde Şeyh Said, arka yüzünde Musa Anter'in resimleri yer alacakmış; Kürt dinarı yahut Kürt lirası.
Bu kafa karışıklığı içinde BDP'den katkı zor.
Bu konuda hazırlığı, niyeti ve isteği olan tek parti, ister beğenin ister beğenmeyin, AK Parti.
Samimiyetini, 12 Eylül referandumunda göstermişti.
Niyetini ve isteğini de, hazırladığı yahut hazırlattığı anayasa taslaklarıyla faş etmişti.
Fakat, biraz üşengeç mi davranıyor, ne?
Belki de, partnerlerinde "heyecan" arıyor ve bulamıyor.
Bulamayınca da işi ağırdan alıyor.
Burada, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'e ayrı bir parantez açmak ve hakkını teslim etmek lazım...
Ki, yeni anayasa konusundaki çalışmaların neredeyse tek merkezi...
Hani Cemil Bey de olmasa, "Bizim bir anayasa işimiz vardı, ne oldu yahu?" diye kimse sormayacak...
Partileri dolaşıyor, sivil toplum örgütleriyle bir araya geliyor, konferanslar düzenliyor, çalışma gruplarını ziyaret ediyor, taslak metinleri inceliyor yahut inceletiyor...
Bir anayasa yapmaya muvaffak olursak, bunda Cemil Bey'in payı büyük olacak.
Dün verdiği beyanatta, "Eğer bu anayasa yeniden yapılmazsa Türkiye'de rejim bunalımı çıkar" demiş.
Hem rejim bunalımı çıkar, hem "vesayet sistemi" geri döner...
Bu tür durumlarda, siyasi partilerden sorumlu tavır beklenir.
Hemen söyleyeyim: Bu sorumluluğu göstermeyecek partilerin başında BDP ve CHP geliyor...
Dolayısıyla, çamura yatacaklarını "şimdiden" ilan ediyorum.