Kim bu adamın biri?
Abone olHalka ve Olaylara Tercüman'ın yazarı eski bakan Namık Kemal Zeybek, bugünkü köşe yazısında 'Adamın Biri'nden bahsetti. Peki kim o adamın biri ve kimin adamı?
Zeybek yazısında isim vermiyor. Yazıyı okuduğunuzda kimden
bahsettiğini anlamadıysanız, İnternet Haber'in notuna göz atın:
Adamın birinin yazısına karşılık Adamın biri bir yazı
yazmış...Bana, demediğim sözleri söyletmiş... Sonra da ağzına
geleni söylemiş... Düzeyini ve birikintisini ortaya koymuş... Türk
liseleri aleyhine kampanya üstüne kampanya açtığımı söylüyor. Doğru
söylemiyor, ya da kampanya üstüne kampanyanın ne olduğunu
bilmiyor... Biz sadece yönettiğimiz kuruma bulaşmamalarını istedik
ve yazıyla görüş ayrımlarımızı belirttik. Şimdi sadece önceki
yazımı yeniden yayınlıyorum. Bir cemaatla ilgili görüşüm 1990
yılında Sovyetler Birliği'nde kapılar aralandı, bundan yararlandım.
SSCB içindeki Türk Cumhuriyetleri'ne ve Türk bölgelerine geziler
yaptım. Heyecanlı bir dönemdi. Tarih oluşuyordu. Düşlerimiz gerçek
oluyordu. 1991'in sonundan başlayarak 1992 ise heyecanların doruğa
çıktığı yıllar oldu. Dipten doruğa toplantılar yapılıyordu.
Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar Türk Dünyası, Başbakanımız'ın sık
kullandığı söz olmuştu. Kamu gücü, yapılması gereken her işi
yapıyordu. 'Yirmibirinci Yüzyıl, Türk Yüzyılı olacak' sözünü
Cumhurbaşkanımız da kullanıyordu. Biz, kamu adına yapılan işlerin
uyumlaştırıcısı idik. Gönüllü kuruluşlardan Türk Dünyası Araştırma
Vakfı eskiden beri yaptığı çalışmaları hızlandırmıştı. Türk
Ocakları ve Vakfı çalışıyordu. Heyecan Türkçü Turancılar'ı
sarmıştı. Bu arada dini cemaatler de devreye girdi. Bunlardan
Fethullah Gülen'e bağlı olanlar ötekilerin önüne geçti. Sadece Türk
Cumhuriyetleri'ne değil bütün Avrasya'ya ve sonra erişebildikleri
her yere yayıldılar. Okullar açtılar. İşadamlarını götürdüler,
dernekler kurdular. Gazetelerini oralarda da çıkardılar. Adlarına
Türk Okulları deniyordu. Başarılı işler yapıyorlardı. Gittiğimiz
yerlerde yapılanları görüyorduk, övüyorduk. Görüşümüzü soranlara da
olumlu görüşlerimizi söylüyorduk. Saldıranlara karşı savunuyor ve
övgü dolu yazılar yazıyorduk. Neden? Çünkü Türk Dünyası'na hizmet
edildiği görüşündeydik. Dünya görüşümüz aynı olmasa da hizmet
edenleri desteklemeyi görev biliyorduk. 'Peki, şimdiki görüşünüz
ne' sorusunun karşılığını vermek, işlerin bu safhasında benim için
borç olmuştur.Geçen zaman içinde o ilk yılların heyecanı, yerini
daha soğukkanlı değerlendirmelere bırakmış ve benim bu hareketle
ilgili görüşlerim değişmiştir. Sözün burasında İmam-ı azam'ın bir
sözünü hatırlatmak isterim: - Bir mesele hakkında bugün bir görüşüm
olabilir. Yarın başka bilgiler elde edersem görüşüm değişebilir.
Sonraki gün yeni bilgiler gelirse bambaşka bir görüşe ulaşabilirim.
Bilimlik düşünce ve düşünce dürüstlüğünün gereği budur. Bugün
Fethullah Gülen hareketi güçlenmiş ve siyasetçiler için kazanılması
yararlı bir güç durumuna gelmiştir. Sonunda, ben de bir
siyasetçiyim. Etkili bir cemaatle ilgili olumsuz söz söylememek
gerekir, diye düşünülebilirim. Ama iş öyle değil... Cemaatlerin
siyasete karışmasını, hem din, hem de siyaset için zararlı
buluyorum bu bir... İkincisi, inandıklarını söylemekten çekinen
siyasetçilerin ülkeye ve halka yararlı olmayacaklarına inanıyorum.
Dolayısıyla 1997'de Abant'ta yapılan toplantıda devlet ile ilgili
değerlendirmelerde eski komünist, şimdi liberalist birtakım
kişilerle aynı çizgide ve ortak anlayışta olduklarını gördüğümden
beri bu hareketi Türkiye için zararlı buluyorum. Diyalog adı
altında yaptıkları ve Müslümanlar'ın misyonerler karşısındaki
direnişini kıracağına inandığım çalışmaları Müslümanlık için
zararlı ve İslam açısından yanlış buluyorum. Amerika'yı Irak
vahşetinden sonra bile desteklemelerini insanlık için zararlı
buluyorum. Rusça'nın baskısından kurtulmaya çalışan ve öz dillerine
dönmek çabası içindeki Türk Cumhuriyetleri'nde açtıkları okullarda
İngilizce eğitim yapmalarını zararlı buluyorum. Diliyorum ki, bu
yanlışlarından döner ve oluşturdukları gücü yararlı duruma
getirirler. INTERNETHABER'IN NOTU: Zeybek yazısında isim
belirtmiyor. Ama işaret ettiği kişi belli. O isim, Zaman
Gazetesi'nin Genel yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı..